(2012-2013 Bahar)
Hangi dersi alıyorsanız o dersin sayfasına kayıt yapınız. Her üç bölüm (ULA, İDKAB, YDÖ) talebesinin birbirlerinin ilmi müzakerelerinden bilgi talibi olarak karşılıklı istifadesi umulur. Bu tür bir mütalaa yapmak, “bilginin bütünlüğü”nü keşifte faydalı olacaktır. NOT: 12.05. 2013 tarihinden sonraki kayıtlar değerlendirilemeyecektir.
10. Siyeri, nüzul sırasına göre meal ile okuyalım! (Mekki Dönem)
Naziat Suresinin içeriğinde ahiret hayatını deliller ile isbat etmek ve müşriklerin inkârlarını reddetmek, Kıyamet gününde insanların mutlu ve mutsuz kısımlarına ayrılacaklarını beyan etmek, Mûsa Aleyhisselâm ile Fir'avun'un kıssasını beyan ile Peygamber Efendimize teselli vermek, Kıyametin kopma zamanını Hz. Peygamberin tâyin edemeyeceğine işaret etmek, Müşriklerin alay yoluyla sual ettikleri âhiret gününde nasıl bir korkunç vaziyette kalacaklarını ihtar etmekten bahsedilmektedir. İslam'ın Mekke döneminde inen ayetlerde genel olarak tevhid, nübüvvet, ahiret gibi temel inanç konuları işlenmiştir. İbadet ve ahlakla ilgili esaslar konulmuştur. Mekke döneminde Hz. Peygamberimizin daveti her şeyden önce inancı putperestlikten, şirkten, ahireti inkardan temizleme noktasında odaklanmıştır. Tevhid inancını kalplere yerleştirme, Allah'a, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman üzerinde durulmuştur. Bu iman esaslarının kabulüne zemin hazırlamak, insanların kanıtla ve gönül rızası ile inanmasını sağlamak için aklın ve mantığın kabul edeceği gerçekler dile getirilmiştir. İnsanın ve evrenin yaratılışındaki düzenle ilgili deliller ortaya konulmuştur. Ayın ve güneşin, belirlenen ve bir ölçüye göre kendi yörüngelerinde akıp gittikleri, yerin ve göğün yaratıldıkları, bunların arasında denge ve düzen sağlandığı belirtilmiştir. Naziat Suresi; 27, 28, 29. Ayeti kerimelerinde " Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı, ki onu Allah bina etti, onu yükseltip düzene koydu. Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı." buyrulmuştur. Allah'ım varsın, birsin, teksin...Senin şanın ne yücedir. Senin gücün her şeye yeter.Ayeti kerimede de geçtiği gibi İnsan gibi mükemmel bir varlığı yaratmak mı güç? Yoksa o muhteşem ve gizemli gökyüzünü mü? Yoksa karınca gibi minicik bir varlığı yaratıp onun minicik midesini yaratmak mı güç? Sana güçlük, zorluk yok Rabbim.Her şey Senin Ol demenle olu verir.Elhamdülillah.
11070032 ZÜMER SURESİ: Nüzul sırasına göre 59. Suredir. Mekke’de nazil olmuştur. İslamiyet’in doğduğu Mekke’de Hz.Peygamber (sav) birçok sorunla karşılaştı. Bunlardan en büyüğü Mekkelilerin Allah dışında kendilerini Allah’a yakınlaştırdığını düşünerek bir takım putlara tapmasıydı. Mekkî ayetler o dönemde ihtiyaç duyulan konulara göre inmiştir. O dönemde inen ayetlerin genel olarak içeriği Tevhid inancı, Ahlak, Ahiret inancı, Peygamberlik inancı gibi konuları içermektedir. Zümer suresininde temel konusu Allah ve Ahiret inancıdır. Allah’a hiçbir şeyin ortak koşulamayacağı, O’nun tek ve benzersiz olduğu, kulun O’na yönelmesi gerektiği vurgulanmıştır. O dönemde insanların içinde bulunduğu ahlakî durum, toplumdaki sapıklıklar, insanların içinde bulunduğu günahlarda göz önünde bulundurularak yeni Müslüman olanların gönül rahatlıkları ve iman kuvvetlenmeleri için sure Allah’ın rahmetinin bolluğundan, O’ndan asla ümit kesilmemesi gerektiğinden çünkü Allah’ın kendisine dönen kullarını asla yüzüstü bırakmayıp bütün günahlarının bağışlayacağından da bahsetmektedir. İnsanların bu kötü bataklıktan kurtulup kendilerini İslam’ın rahmetine bırakmaları tavsiye edilmiştir.
11070273 Alak suresi nüzul sırasında birinci sırasında birinci Kur’an tertibinde 96. sıradadır. Alak bir başlangıçtır.Fil olayından yaklaşık 40 yıl sonra inmiştir.Peygamberimiz Hira’da yalnızlığa çekilmiş,ibadet ediyor ve insanların halleri üzerine düşünüyordu..Arayış anlamına gelen Hira mağarası onun düşünerek olgunlaşmasına neden oluyordu.Peygamber 40 yaşlarına vardıklarında yine böyle bir gecenin pazartesisinde aniden vahiy meleği gelip “OKU!” dedi.Peygamber “benim okumam mümkün değil “ cevabını vermişti.Rasulullah şöyle nakletmiştir : “Melek beni öyle bir sıktı ki tüm gücüm gitti.” Aynı şey üç kez tekrarlandı. Ardından da ilk 5 ayet nazil olmuştur. Oku emri sanki 23 yıl cehalete karşı başlayacak mücadeleyi anlatır. Okumak sadece kâğıtta olanı değil, kalpte olanı, yeryüzündeki canlıları, başına gelen olayları okumaktır. Nasıl okumalı? “Yaradan Rabbin adına” “O insanı sevgi ve alakadan yarattı.” Alak ve alaka maddi olarak embriyo ve hücre, manevi olarak sevgi ilgi-alaka anlamına gelir.Yani yaratılışın bir mucize olduğu insanın dikkatini çekmiştir.Ardındaki ayetler insanın öğrenme yeteneğine ve araçlara dikkat çekmiştir. Yani insan “Beşikten mezara” ilim öğrenmesi gereken bir varlıktır. Benim en büyük çıkarımım; İslam cehalet dini, gericilik dini kesinlikle olamaz. İlk emir bile oku’dur.Müslümanın her zaman ilimde, bilgide önde olması gerekir.Müslüman olarak benim iki günüm eşit olmamalıdır.
11070015 KALEM SURESİ İlk inen surelerdendir.Surede başlıca,Hz.Muhammedin peygamberliğinin ispatı,müminlerle kafirlerin akıbeti belirtilmiştir.Müşriklerin ,Resulluhtan tevhid mücadelesinde tavizkar davranması,batıl inançlarını,haksızlıklarını ,birtakım çirkin maksatlarını kabullenip eleştirmemesi yönündeki isteklerine işaret edilmiştir.Peygamberimiz döneminde Mekke cahiliye döneminin zirvelerini yaşamaktaydı.Kızların bir kısmı diri diri gömülüyor,kadınlara 2.sınıf muamelesi yapılıyor,o dönemde kız çocuğu doğurmak yüz kızartıcı bir olay olarak karşımıza çıkıyordu.Aşağılık,daima kusur arayıp kınama,durmadan söz taşıyan,iyiliği hep engelleyen ,saldırgan,günaha dadanmış, kaba saba insanlar vardı.Böyle iken Peygamberimiz peygamberliğini ispat etmiş inananları kendilerinin belirleyeceği sonsuzlar alemi olan “CENNETE”, inanmayanları da inkar ve günahlarından dolayı kendilerine azap edileceği “CEHENNEME” gönderileceğinden bahsetmiştir.Peygamberimiz Allahın kendisine verdiği hükümlere karşı sebat etmiş ve Allahın zaferi, Peygamberimize ve inanan Müslümanlara olmuştur.
HUD SURESİ 123 ayetten oluşan surenin 12, 17 ve 114. ayetleri Medine'de, diğer ayetleri Mekke'de inmiştir. Mushaftaki resmi sırası itibarıyla 11., İniş sırasına göre ise 52. suredir. Hz. Muhammed’in Cuma günleri Hud suresinin okunmasını tavsiye ettiği rivayeti vardır. Başka bir rivayete göre ise Hz. Muhammed, Hud suresi hakkında şöyle buyurmuştur: “Beni, Hud, Vâkıa, Mürselât, Nebe ve Tekvir sureleri ihtiyarlattı.”1 - Kur’an, Allah tarafından indirilmiş eşsiz bir kitaptır. - Hz. Muhammed insanlara gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdecidir. - İnsan, her şeyin yaratıcısı olan Yüce Allah’a inanmalı ve sadece ona kulluk etmelidir. - İnsan, günahları için tevbe etmelidir. - İnsan, bu dünyaya imtihan edilmek için gönderilmiştir. - İnkarcılar, Allah’ın gazabından emin olamayacaklardır. - İnsanın tabiatında nankörlük vardır; bir nimete kavuşunca sevinir, fakat şükretmeyi bilmez. Nimet elinden alınınca da umutsuzluğa kapılır. İnsan, bu davranışlardan kurtulmalıdır. - Allah’ın iradesinin gerçekleşmesine hiç kimse engel olamaz. - Peygamberler, karşılık beklemeden görevlerinin yapan elçilerdir. - Gençler ve yoksullar yeniliğe açıktırlar. Zenginler ve yaşlılar ise yeniliklere karşı çıkarlar. Peygamberlerin kıssalarında bu durum açıkça görülmektedir. - Peygamberlerin ortak mesajı; tek bir Allah’a inanmak ve ona kulluk etmek, günahlardan uzak durmak, bozgunculuk çıkarmamak, başta ölçü ve tartı olmak üzere bütün işlerde doğru ve dürüst olmaktır. - Yüce Allah, herkese yaptığının karşılığını tam olarak verecektir. - Kişi, hayatın her alanında doğru olmalıdır. - Yüce Allah’ın belirlediği sınırların dışına çıkılmamalıdır. - Mümin, Allah’a inanmayanlara güvenip dost olmamalıdır. - Namazlar düzenli olarak vaktinde kılınmalıdır. Çünkü namaz kötülükleri giderir. - Mümin, sabırlı olmalıdır. Alimlerin topluma karşı sorumlulukları vardır. Toplumu iyiliğe yönlendirip, kötülükten sakındırmak onların görevidir. Menfaat endişesiyle âlimler bu görevlerini ihmal etmemelidirler. - Herkes hak ettiğini bulur. Allah hiç kimseye zulmetmez. - Geçmiş toplulukların yaşadıklarından ibret alınmalıdır.
ABESE SURESİ Abese...Yüz ekşitmek, surat asmak, memnuniyetsiz olmak...İnsanlık kadar gerçek, olabilecek şeyler...İnsanlık kadar gerçek bir şey de “Zelle”...Yani ayak kayması...Yanılmak, istemeden de olsa şaşırmak...Bu sure; sonuçta insan olan Efendimizin zellesini anlatarak başlar. Yaradanını ve yaratılan her şey konusunda hassas olan Efendimizin bazen etraftakilere yetememe durumundan kaynaklanan bir zelle. Hiç kimseyi kaybetmeyim, hiç kimseden vazgeçmeyim çırpınışı...Böylesi bir durumda Rabbimiz hatırlatıyor O’na bir kez daha en doğruyu. Boş ver diyor müşrik eşrafı, onlar bu kibirle Allah’a ulaşamaz. Sen Abdullah Ümmü Mektum ile ilgilen. Gözleri görmese de, gönül gözlerini sonuna kadar açmış, koşarak sana geliyor. Sevgiyle ve tevazuyla...Sevmek ve gönlünü açmak önemli. Arınmak buna bağlı. Bu kapı, dışarıdan durmadan, gümbür gümbür çalınınca açılmaz. İçerideki açmak isteyince açılır. Ama gelenlere her daim kucak açmak lazım. Rabbim kibirli insana yaratışını anlatıyor, nerelerden geldiğini...Ve döneceği yeri, yani kendini...Dirilişe inanmayan bir topluluğa tüm gerçekliğiyle dirilişi anlatıyor. Ama mükemmellik değil Rabbimin istediği.Gayret, sevgi sadece... Rabbim sevgisiyle yoğurarak gönderdiği nimetlerinden bahsediyor. Ne de güzel nimetler bunlar, tabii bilip görene. Sonra dönüş vakti diyor. Dehşetli günden, insanların durumlarından bahsediyor. Sevenin sevileceğinden, gayret edenin kazanacağından bahsediyor. Tüm gülüşlerin ve ağlayışların unutulduğu o gün...
Bu sûre Mekke'de nazil olmuştur, yirmibeş ayettir. Mekke'de nazil olan sureler, İnsanın dikkatini daha ziyade, bu dünyanın yok olacağına çekmektedir. Çünkü bu dünyadaki hataların sebebi, genellikle bu dünyaya çok bağlanmaktan ileri gelmektedir.
Cinayetler, hiyanetler, insanlar arasındaki ilişkileri bozan her türlü hareketler, insanların dünyaya aşırı derecede bağlanmalarından kaynaklanmaktadır. Hırsızlık yapıyorsa, zina ediyorsa dünyalığa muhabbetindendir. Allah'ı inkâr ediyorsa, bu dünyadaki şahsi çıkarlarının tatmin edilmesinden ve Allah'a boyun eğmeme hastalığından kaynaklanmaktadır. Her şey dünyayı ebedi kabul etmekten kaynaklanmaktadır.
Bir kısım inkarcılara eskiden "Dehriyyun" deniliyordu, şimdi "ateist" deniliyor. Kur'ân-ı Kerim bunlara "dehriyyun" demektedir. Bizi ancak zaman helak eder sözüyle başlar her şey.
Bütün günahların, isyanların, anarşinin, terör faaliyetlerinin temelinde bu vardır. Yalnız üçbeş kişinin yaptığına terör denmez, haksız yere yapılan her türlü kötü harekete terör denilir. Bu devlet de olsa aynı terörü işlemiş sayılır.
İşte bunlara yönelik olarak Allah (c.c); Mekke'nin ilk dönemlerinde daha ziyade insanlara şunu hatırlatıyor; şu başınızı yukarı kaldırıp baktığınız gökyüzü, bir gün yarılıverir. Üzerine bastığınız dağlar bir gün yok oluverir.
Atılan pamuk iplikleri gibi paramparça, toz duman olurlar. Yeryüzü bir gün dağsız ırmaksız, çiçeksiz, ağaçsız, taşsız, topraksız hale geliverir, dümdüz oluverir. Yaptığınız evleriniz, dağların üstünde kurduğunuz şatolarınız, villalarınız, yaptığınız bahçeleriniz bir gün yok oluverecektir.
Bunların yok olmasının alametini de yine Rabbim bize gösteriveriyor. Mevsimlerle beraber, ağaçların öldüğünü, baharda yeniden dirildiğini, Allah (c.c) herkesin gözünün önüne getiriveriyor. İnanmayanlara ders olsun, inananların inancını artırsın, kuvvetlendirsin diye bir taraftan Kur'ân ayetlerini, diğer taraftan da tabiat ayetlerini bize gösteriyor ve dinletiyor.
Mushaftaki sıralamada 93., iniş sırasına göre 11. suredir.Fecr sûresinden sonra, İnşirah sûresinden önce Mekke'de inmiştir. Rivayete göre Fecr sûresinin inişinden sonra bir süre vahiy kesilmiş, müşrikler bu olayı kullanarak Hz, Peygamber'e "Herhalde rabbin sana darıldı ve seni terk etti" demişlerdi. Bu sözlerden dolayı Hz. Peygamber'in duyduğu üzüntü üzerine bu sûre inmiştir.Hz. Peygamber'in üzülmesi nedeniyle ona bir teselli olarak inen bu sûrede kendisinin yetimken rabbinin onu muhafaza altına alması,çocukken yaşadığı güçlükleri aşarak bu günlere geldiği hatırlatılmakta, yetimi ve yoksulu gözetmesi, onlara iyi davranması emredilmektedir.
11070048 YUSUF SÜRESİ Yusuf kıssasının her aşaması, Müslümanlar açısından ibretler ve derslerle doludur. Müslümanlar içinde bulundukları yere ve zamana göre Hz. Yusuf’un eşsiz mücadelesini kendi konumlarına tekabül eden aşamasını örnek almalı ve o aşamaya uygun olan gömleği kuşanmalıdır. Bugün edepleriyle, iffetleriyle, namuslarıyla nezih bir hayat yaşamak isteyen müminler Hz Yusuf’un iffet, ismet ve ihlas sembolü arkadan yırtılan gömleği kendilerine örnek almalıdır. Takva elbiselerini kuşanmalı gerektiğinde zindanı zinaya tercih eden bir Yusufi duruşla haramdan kaçınmalıdır. Müslümanlar hangi engelle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar bilmelidirler ki, Hz. Yusuf’u ve Yaşayan Kuran olan Peygamberimizi kendilerine model alarak mücadelelerini sürdürdükleri, zulme ve harama karşı dik durdukları ve eğilmedikleri takdirde Allah’ın lütfu, ihsanı, yardımı ve desteği onların yanında olacaktır. (Siyerle ilgili dolaylı bir bağlantısı olduğunu bildiğim halde en çok sevdiğim süre olması sebebiyle bu süreyi yazdım.)
Abese suresi; Necm suresinden sonra, kadir suresinden önce Mekke’de inmiştir.rivayete göre bir gün Hz.Peygamber müşriklerin ileri gelenlerinden bir gruba dini tebliğ ederken yanlarına müminlerden olup gözleri görmeyen Abdullah İbn Ümmi Mektum gelmiş ve Hz.Peygamber’e yaklaşarak Kur’an ayetlerinden bir kısmını kendisine tekrarlamasını ve açıklamasını istemişti. Etkisi azalacağı için konuşmasının kesilmesinden rahatsız olan Hz. Peygamber Abdullah’a ilgi göstermemişi bunu üzerine bu surenin Rasulullah’ı uyaran ilk on ayeti inmiştir. “ Suratını astı ve yüzünü çevirdi.Çünkü ona gözü görmeyen biri gelmişti. Sen nereden bileceksin belki o arınacaktı. Yahut o öğüt alacak da öğüt kedisine fayda verecekti. Sen ise kendini her şeye yeterli görenle ilgileniyorsun. Onun arınmasından sen sorumlu değilsin. Ama gönlünde Allah korkusu taşıyarak koşup sana gelenle ilgilenmiyorsun!” Çıkardığım sonuç: Hz. Peygamber de insandır onun da nadir de olsa hataları olmuş ve Allah onu uyarmıştır. Allah kullarına ibret olsun, din konusunda mücadeleyi kulum bırakmasın diye o hatayı Hz. Peygambere yaptırmıştır. Cin suresi; A’raf suresinden sonra ,Yasin suresinden önce Mekke’de inmiştir.Abdullah b. Abbas’tan nakledilen rivayete göre bir gün Hz. Peygamber ashabından birkaç kişiyle birlikte Ukaz panayırına doğru giderken Nahle denilen yerde ashabına sabah namazını kıldırmıştı.Onun namazda okuduğu ayetleri işiten cinler bu ayetlerin tesirini derinden hissedip hayranlık duymuşlar, bu olayı kendi topluluklarına da anlatmışlar ve Kur’an’a inandıklarını, artık rablerine hiçbir şeyi ortak koşmayacaklarını açıklamışlardır. İşte bu olay üzerine Cin suresi üzerine inmiştir. Tebbet suresi;Mekke döneminde Fatiha suresinden sonra ,Tekvir suresinden önce inmiştir. Rivayete göre Allah Teala kendisine yakınlarını uyarıp İslam’a çağırmasını emredince Hz Peygamber Safa tepesine çıkmış, orada bulunan Kureyş kabilesi mensuplarını yanına çağırarak onlara İslam’ı tebliğ etmiş, ancak Hz. Peygamber’in amcası Ebu Leheb bu olaya kızarak, “Kuruyup yok olasıca! Bizi bunun için mi çağırdın?” demesi üzerine bu sure inmiştir. Allah’ın düşmanlarından, iftira atanlardan Allah’a sığınırım
11070186 FURKAN SURESİ Adının anlamı "Hakkı batıldan ayıran" demek olan bu sure Mekke'de nazil olmuştur. Mekkî surelerin genelinde şu husus çok dikkatimi çekti; Allah genellikle Hz. peygamber' e hitab etmiş ve O'na moral veren ifadeleri sıkça kullanmış. Hz. peygamberin buna ihtiyacı var çünkü vahyin inişi bile bir insanın kaldırabileceğinden ağır bir yük. Ayrıca inen bu yeni dinin insanlara anlatılması özellikle de o dönem insanlarına kabul ettirilmesi gerçekten çok zor... Hem bu surenin hem de genel Olarak Mekki surelerin genelinde önce saf ve doğru bir inanç temeli oluşturulduktan sonra insanı insan yapacak değerlerin ve davranışların tavsiye edildiğini ve bu davranışarı yapanlara verilecek mükafatların anlatıldığını görmekteyiz. tüm bu vasıfları yüce şahsiyetinde barındıran Hz. peygamber de bu yeni dinin en güzel örneği olarak bizlere gönderiliyor. Bu surenin 63 ve 77 ayetleri arasında Allah'ın has kullarının özellikleri anlatılıyor; 1. yeryüzünde tevazu ile yürürler 2. kendilerine laf atıldığında selam verirler. 3. geceleri Rablerine ibadet ederler. 4. harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler 5. Allah' ın haram kıldığı cana kıymazlar. 6. zina etmezler. 7. yalan yere şahitlik etmezler. 8. boş sözlerle karşılaştıklarında vakar ile oradan geçip giderler. Yüce Mevla, tüm bu vasıfları yaşarak öğreten Hz. Peygamberin örnekliğinde; önce insanı insan olarak yaşamaya davet eder.
11070169 Secde Suresi Mekke de inmiştir.Mekke döneminin yapısı gereği,yani putlara tapmayı yeni bırakan müminlere ve onlara tapmaya devam eden kafirlere karşı Allah ın varlığının ve Ondan başka tapılacak bir Rab olmadığının delillerini getirmiştir. Akıllarda ki sorulara cevap vermiştir.Surede Allah inancının önemini görüyoruz.Yine Mekke döneminde inen surelerin bir başka özelliği olan ahiret ve yeniden dirilme konusu işleniyor.Allah u Teala ilk önce bütün kağınatı yarattığının ve insanı da nasıl yarattığının delilerini getirerek Mekke dönemi insanının içindeki şüpheleri temizliyor ve ardından ilk önce yaratan sonra da dirilmeye kadir olacak olandır deyip ahiret inancının hak ve gerçek olduğu anlatılıyor.Cehennem anlatılarak kafirlere korkutma ve yine Cennet anlatılarakta mümin olanlara müjde veriliyor ki taze iman edenlerin imanları kuvvetlensin cahiliye adetlerine geri dönmesinler, kureyş müşriklerinin çilelerine katlanabilsinler diye.Peygamber Efendimiz sav ve ashabına yapamdıkları çile kalmayan kafirlere bir cevap niteliğinde, surenin sonun da müminlere zafer ve yardım müjdesi verilerek çilelerden bitap hale gelmiş müminlerin gönüllerine bahar serinliği bir surur veriliyor.
nuri şanal 11070335 mekki sureler hicretten önce nazil olan surelerdir. genel itibariyle konuları tevhit,kıssalar,ahiret,ahlak,insanın yaratılışı, ibadet sosyal ilşkiler,kıyamet,insan,kainatve yaratılışı,ceza mükaafat,müşrikler,cennet cehennem,adalet
TEBBET SURESİ Peygamberliğin 4.yılında Mekke de indirilmiştir. Peygamber Efendimiz (sav) açıktan tebliğe başladıktan sonra bir gün safa tepesine çıktı ve Kureyşlilere seslenerek be size şu dağın eteğinde düşman atları var size saldıracak desem bana inanaırmısınız deyince hep bir ağızdan inanırız çünkü sensin yalan söylediğini duymadık dediler. Öyleyse ben şimdi size önünüzde şiddetli bir azap günü bulunduğunu o zaman Allaha inanamayanların büyük bir azaba uğrayacaklarını haber veriyoruz sizi o azaptan korkutmak için gönderilimdim dedi. Resulü Erkemin bu hitabesi umumi bir muhalefetle karşılanmadı yalnız amcası Ebu Leheb ayağa kalkarak bizi buraya bunun için mi çağırdın diyerek efendimizi incitti ve Tebbet suresi nazil oldu. Ebu Leheb ve ailesi efendimize çok zulüm etmişler karısı onun geçtiği yollara çalılar koyup ona eziyet ediyordu amcası da Kureyşlileri efendimize karşı kışkırtıyorlardı. Peygamberimize babalık yamaması gereken amcası ona en çok sıkıntı veren inkârcıların başında geldi buda bize din kardeşliğinin akrabalık bağından çok daha üstün olduğunu gösteriyor.
11070003 Mekkî ayetlerin özellikleri ile Medenî ayetlerin özellik ve kapsamları oldukça farklılık arzetmektedir. Tebliğ açısından da bu farklılığı görmek mümkündür. Nitekim Hz. Peygamber, Mekke'de İslâm'ı yaymaya başlayınca, karşısında Mekke toplumunu bulmuştur. Mekke toplumu, alışmadığı, bitmediği yeni bir durumla karşılaşmış ve kendisine oldukça yabancı olan bu durumu kabullenmek istememiştir. Bunun yanında bu toplumun içinde son derece edebî açıdan üstün insanlar da vardı. Dolayısıyla Kur'ân-ı Kerim bunlara da hitap edecekti. Fakat bu toplum aynı zamanda müşrik ve putperest bir toplumdu. Kur'ân-ı Kerim bunlara da hitab etme durumunda ve bu şirk ve putperestlikten onları temizleme mecburiyeti ile karşı karşıya idi. Bundan dolayı Mekkî ayetler kısa, ifadeler veciz, tabirleri hararetli ve vurguludur. Bunun yanında bu ayetler, Allah'ın birliğinden, O'nun sıfatlarından, kudretinden. yaratmasından bahsetmektedir. Nitekim; "De ki: O Allah birdir. Allah sameddir. Kendisi doğurmamıştır ve doğrulmamıştır. Hiçbir şey O'nun dengi olmamıştır" (el-İhlâs 112/1-4) ayetleri bunu açıkca göstermektedir. Bu sure Kur'ân-ı Kerim'in özüdür. Tevhid inancını, bir kaç kelime ile çok kapsamlı bir biçimde özetlemektedir.
11070226 KEHF SURESİ Kehf sûresi Mekke´de nazil olmuştur ve yüz on âyettir. Bu Sûre , hikmetlerle dolu birkaç kıssayı beyan etmektedir. Bunlardan birisi "Ashab-ı Kehf kıssasıdir. "Kehf´ "Mağara" demektir. "Ashab-ı Kehf´ ise "Mağaraya sığınanlar" anlamına gelmektedir. Sûre ismini de buradan almaktadır.Ashab-ı Kehfın kimler oldukları, niçin oraya girdikleri ve orada ne kadar kaldıkları gibi hususlar etraflıca beyan edilmektedir.Ayrıca bahçe sahibi kibirli bir insana ait bir kıssa da anlatılıyor.Sûre de Hz. Âdem ile İblis´in kıssasına da kısaca temas ediliyor ve isyankâr İblis´in inkâr ve inadı bir daha gözler önüne seriliyor.Yine Sûre de Hz. Musa ile Hızır aleyhisselamın kıssası anlatılıyor.
Bu sure Ehli Kitapla birlik olup Hz. Peygamber'i (s.a) imtihan etmek için üç soru soran Mekke'li müşriklerin sorularına bir cevap olarak gönderilmiştir. Bu sorular şunlardı: 1) "Mağarada uyuyanlar" kimlerdir? 2) Hızır'ın gerçek hikayesi nedir? 3) Zü'l Karneyn hakkında ne biliyorsun? Bu üç soru, Hıristiyanların ve Yahudilerin tarihiyle ilgili olduğu ve Hicaz'da bilinmediği için Hz. Peygamber'in (s.a) gayb bilgisine sahip olup olmadığını imtihan etmek üzere sorulmuştur. Allah, bu üç soruya sadece cevap vermekle kalmamış, aynı zamanda hikayeleri o dönemde Mekke'de İslâm'la küfür arasında süren çatışmada kafirlerin aleyhine bir tarzda ele almıştır.
MEKKİ DÖNEM Benim düşüncelerime göre; Peygamberimizin doğumu,çocukluğu ve peygamberlik görevi gelene kadar yaşadığı dönemdir. Bu dönem İslam noktasının başlangıç dönemidir. Meallerden çıkardığım not ise bu dönemde nübüvvet,ahiret,ibadet ve ahlak konuları ele alınmaktadır. Bu dönem cahiliye dönem olduğu için putlara tapılmaktaydı. Medeni döneme geçiş ise Peygamberimizin İslamı yaymak istemesi Mekke deki münafıkların ayaklanmasına neden oldu. Münafıkların buna engel olması Peygamberimizin Medine’ye hicret etmesine neden oldu.
MEKKİ DÖNEM Mekki dönemde nazil olan ayetlerde genel olarak, nübüvvet, ahiret gibi temel inanç konuları işlenmiştir. İbadet ve ahlakla ilgili esaslar konulmuştur bu dönemde Hz. Peygamber daveti her şeyden önce inancı putperestlikten, şirkten, ahreti inkardan temizleme noktasına odaklanmıştır. Bu dönem İslam dininin başlangıç noktası olduğu için putlara tapan, öldükten sonra dirilmeye ve risâlete inanmayan insanların olduğu bir dönemdir. Bu gibi cehaletleri yok etmek için bu dönemde inançla ilgili hususlar üzerinde yoğunlaşılmasının doğru olacağı düşünülmüştür. Yani tebliğden daha sonraki safhalarından kişilerin helal haram gibi konulardaki esasları daha iyi kavrayabilmeleri için böyle evrelere ayrılmıştır.
MEKKİ DÖNEM Casiye süresi, Allah yalancı ve çok günah işleyen herkesi helak edecektir. Ayetlerle alay edenlere aşağılayıcı azap vardır. Allah'tan başka kimseden fayda yoktur. Kötülük işleyenleri Allah hiçbirşekilde kabul etmez. Her nefis kendi kazandığı ile cezalandırılacaktır. Herşeyin hakimiyeti Allah'ındır. Biz Allah'ı bu tarafta unuttuğumuzda Allah ta bizi öbür taraf ta unutacaktır.
SÜRELERE GENEL OLARAK BAKARSAK; ALLAH'IN VARLIĞINDAN VE BİRLİĞİNDEN . HAK DİNDEN , KIYAMETTEN , CENNET VE CEHENNEMDEN BAHSETMEKTEDİR.
FATİHA SURESİ Mekki suredir.7 ayettir.Fatiha başlangıç anlamına gelmektedir ve inişte 5.,mushafta ilk suredir.Kuranın içerdiği esaslar öz alarak Fatihada verilmiştir.Yüce Rabbim Fatihada sadece müminlere rahmet edeceğini belirtmiştir.Surede genel olarak uluhiyyet,nübüvvet,ahiret,ibadet ve ahlak konularından bahsedilmiştir.Surede asıl dikkat çekilen husus ben diliyle konuşulmuyor.biz diliyle konuşuluyor.Cemaate dikkat çekilmiştir.Benini yaratanlar ancak biz olabilirler.Saf suresi 4.ayetde de Rabbimiz bizleri bir binaya benzetmiştir.Bizler yalnızca kardeşiz ve birbirine kenetlenmiş binalarız.Fatiha tam manasıyla,eşsiz güzellikte bir dua,yakarıştır.
Tuğba NURLU 10070196 TARIK:Gece gelen konuk anlamı vardır.Gece karanlıkta kalan cahil insnaın durumunu anlatır konuk ise vahiy ışığıdır.Ama Allah insnaı hiçbir zaman çaresiz savunmasız bırakmaz başıboş bırakmaz bu yüzden zifiri karanlığa vahiy nuru ile ışık tutar. surede haddimi bilmem emrediliyor.gözetimde olduğumu sorumluluk bilince ile iman etmem gerektiği söyleniyor.''Zaten hiçbir insan yok ki ilahi gözetim altında olmasın''(1-4)buyrularak dikkat et kulum seni görüyorum diyor.Allah ahiretim için çalışmamı istedi bana bu yolda rehbersiz bırakmadı bana vahiy göndeerdi onu bana anlatsın diye peygmber gönderdi.bu uğurda bana destek oldu.benden se sadece ilahi mesaja kulak vermemi ve hem bu dünyamı he de ahiretimi kur'anla inşa etmemi istedi.ya bugün hiçbir rehberim olmasaydı ya kalakalsaydım bir başıma ne olurud halim?dünya denen piramitte labirentlerde geçerdi ömrüm.ne mutlu ki tünelin ucundaki ışık gibi bana hep umut veren bir hayat kitabı var.ve ben o kitaba o kitabın kelam sahibine iman ettim.yaşamımı da kuran ahlakı ile inşa etmeyi Allah bana nasip etsin.amin.
Fatiha: kuran'ın hem ön sözü hemde özetidir. yirmiüç yıllık vahiy sürecinin ilk yıllarının başlarında nazil olmuştur.yedi ayettir ilk inen tam süredir.hamd ile başlayan 5 sureden biridir.Dua kalbin Allah ile konuşmasıdır. Allah herkese ve herşeye yeterndir,kul ise kendine bile yetemeyendir.Dua etmek kendime yetemediğimin en güzel itiraf yoludur.Fatiha suresi Allah insan ilişkisinin kodlarını barındırır.Allahtan istemenin usulünü öğretir.Bu sure hem ibadeti hem ubudiyeti kapsar.İbadet Allahın razı olduğunu yapmak ,ubudiyet ise Allahın yaptığından razı olmaktır.Fatiha kuranın fatihidir,kuranı insana açar,insanı kurana açar.Fatiha namzın fatihidir,namazı kurana açar,kuranı namaza açar.
SEBE SURESİ: Mekki sureler tevhit inancından, Allahın birliğinden, O'nun sıfatlarından, kudretinden ,yaratmasından bahsetmektedir İinanç, düşünce ve fikir yönünden sağlıklı bir toplum oluşturmayı hedef almıştır.Ayrıca geçmişten ibret almam için sık sık peygamberlerinin kıssaları anlatılmıştır. "...Ey Davud ailesi! Allah'in nimetlerine sükretmek için çalisin. Kullarimdan hakkiyla sükreden pek azdir" (13). O dönemde putlara tapılıyordu.Onları ilahlaştırıyorlardı. "Sen müsriklere söyle de: Allah'i birakip da O'nun ortagi oldugunu iddia ettiginiz seyleri yardima çagirin. Onlarin göklerde ve yerde size zerre miktari zarar veya fayda vermeye güçleri yetmez. Onlarin göklerde ve yerde Allah'la bir ortakliklari yoktur. Allah'in da onlardan bir yardimcisi yoktur" (22).Cennet ehlinden ve cennet nimetlerinden ,cehennem ehlinden ve cehennem azabından çokça bahsedilmiştir. "O, zaman onlar "Hakka iman ettik" derler. Fakat, ahiret gibi dünyaya çok uzak bir yerden imana nasil ulasirlar? Halbuki onlar daha önce onu inkâr etmislerdi. Uzak bir yerden gayba atip tutuyorlardi" (52-53).Bunun nedeni gerçekleri görüp ,doğru yolu bulup Allaha çokça şükretmem ,onun verdiği nimetlere nankörlük etmemem içindir. : "... Onlara; "Rabbinizin riziklârindan yeyin de O'na sükredin. Iste hos bir memleket ve bagislayan bir Rab" (15). Başka bir ayette "Fakat onlar yüz çevirdiler. Bunun üzerine biz de onlarin üstüne "Ârîm" selini gönderdik. Onlarin bahçelerini aci meyveli, ilginlik ve içinde biraz da sedir agaci bulunan iki bahçeye çevirdik. Nankörlüklerinden ötürü onlari iste böyle cezalandirdik. Biz, hiç nankörlerden baskasini cezalandirir miyiz?" (16-17).
SAFFAT: 51-61- Benim bir yakınım vardı. Yani dünyada beraberimde duran bir arkadaş. Buharî'de bu yakın (karîn), şeytan diye açıklanmıştır. ayeti beni çok etkilemiştir..
Allahü teâlânın birliği Kâfirlerin âhirette uğrayacakları azablar İmân edenlere âhirette verilecek mükâfâtlar, Nûh, İbrâhim, İshak, Mûsâ, Hârûn, İlyâs, Lût ve Yûnus aleyhimüsselâmdan, sâlih kullardan, Allah yolunda olanların mutlaka gâlib geleceği bildirilmektedir. Allah’ın suçluları ihmal değil imhal ettiği 167-180’inci ayetler arasında anlatılmıştır…
11070046 TEBBET SURESİ kur'an-ı kerim'in 111. suresi. mekke döneminde inmiştir. 5 âyettir. "tebbet", kurusun, kahrolsun demektir Ebu Leheb Hz. Peygambere gelerek ben Müslüman oluram bana ne var?der. HZ. Peygamber ‘herkese ne varsa sana da o var der O da ‘beni herkesle bir tutan din olmaz olsun’ der. Suered pazarlıkçı kafirler topluluğundan bahseder. "tebbet" sûresinin verdiği büyük ders kısaca şudur: islâm'a, hak ve hakikate düşman olan ve bunu söndürebilmek için kundakçılık yapan kimseler, başka değil, kendileri için kötü bir âkıbet hazırlarlar ve kendi elleriyle kendi çukurlarını kazarlar ve kendilerini saracak ve yakacak olan cehennem ateşinin yakıtlarını hazırlamış olurlar. hiçbir kuvvet onu söndüremez ve onun önüne geçemez.zevkle okuduğum sure, hoşgörünün sınırlarını gösteren bir belirteçdir benim için.
11070297 CASİYE:Mekkede nazil olmuştur.Nüzul sırası 65'tir. Surenin adı;diz çöken,dizlerinin üstüne çöküp kalan anlamında Casiye'dir. Kelime surenin 28.ayetinde geçmekte,kıyamet sonrasında mahşer yerinde bekleyen insanların heyecan ve korkularını dile getirmektedir. Konusu: Kur'an'ın Allah katından geldiği, Evrendeki varlıkların ve işleyiş kurallarının Allah'ın varlık,birlik,kudret ve hikmetine delil olduğu, Evrendeki birçok nimetin Allah tarafından insanların istifadesine sunulmuş olduğu, Kur'anı dinlememenin, O'nun talimatına uymamanın acı sonuçları, İnanmayanların cezalandırılmasının Allah'a bırakılması, İsrailoğulları örneğinden hareketle Allah'ın nimetlerle ve din kurallarıyla kullarını denediği,imtihanı kaybedenlerin dünyada ve ahirette zarara uğrayacakları, İnananlar ile inanmayanların Allah katında aynı değerde olmadıkları, Öldükten sonra dirilmeyi inkar edenleri yeniden düşünmeye sevk eden deliller, Bunca nimetin ve kemalin sahibi olan Allah'a hamd ü sena.
Bu sureden hareketle kim salih amel işlerse kendi lehine işlemiş olur, kim de kötülük yaparsa kendi aleyhine yapmış olur.Sonra dönüş O'nadır.Kıyametin kopacağı gün Rabbim kitabı sağından verilenlerden olmayı nasip etsin.
Okuduğum mekki sureler içerisinde beni en çok etkileyen duha ve inşirah sureleri oldu.Efendimiz tebliğ görevini yapmaya başladığında vahyde kısa süreli bir kesinti olmuştu.Zaten alay etmeye kötülemeye yer arayan müşrikler efendimizi iyice bunalttıkları anda tokat gibi cevap Rabbinden geldi:Kulum Rabbin seni unutmadı sana darılmadı da..Tabi siyerle beraber okuduğumda bu sureler daha çok anlam buldu.Müthiş bir motivasyon kaynağı oldu benim için bu iki sure.Artık çok daha kolay toparlayabiliyorum kendimi bir sorunla karşılaştığımda ve artık her alanda aklıma ister istemez efendim buna benzer bir olayda nasıl davranırdı yada nasıl davranmıştı ve Rabbim O'na nasıl cevap vermişti diye düşünebiliyorum.Kendi adıma bu çalışmadan çok istifade ettiğimi ayrıca belirtmek isterim.
HÜMEZE SURESİ BENİ MEKKİ SURELER İÇERİSİNDE BENİ EN ÇOK ETKİLEYEN SURELERDEN BİRİDİR ÇÜNKÜ BU SURE BENİM HER OKUDUĞUMDA YÜZÜME TOKAT GİBİ ÇARPIYOR VE SİLKELENİP KENDİME GELMEMİ SAĞLIYOR. PEYGAMBER EFENDİMİZ ZAMANIN DA CEREYEN EDEN BİR OLAY YÜZÜNDEN NAZİL OLUYOR VE BEN PEYGAMBERİMİZİN TUTUMUNU ÖRNEK ELIYORUM EVET MÜTHİŞ BİR TEŞBİH OLAN KARDEŞİMİN ÖLÜ ETİNİ YEMEKTEN ALLAH A SIĞINIRIM
Kuran tertibinde 24. nuzul tertibinde 80. suredir Mekke'de nazil olmuştur ve 42 âyettir
Adını "yüzünü ekşitti buruşturdu" anlamına gelen ilk kelimesinden almıştır Bu sûrenin iniş sebebiyle ilgili olarak şöyle bir hadise nakledilmiştir: Efendimiz; Velîd Ümeyye b Halef Utbe b Rabîa gibi Kureyş'in ileri gelenlerine İslâm'ı anlattığı bir sırada âmâ olan Abdullah b Ümmü Mektum gelir ve "Yâ Resûlallah! 'ın sana öğrettiklerinden bana da öğret" der O esnada Resûlullah (a s ) cevap vermez Çünkü Kureyş'in bu ileri gelen kimseleri zaten kendilerine özel muamele edilmesini istiyorlardı Efendimiz onları gücendirmek istemedi Abdullah tekrar seslenince elinde olmayarak yüz hatları değişti Bu esnada onlar kalkıp gittiler Biraz sonra bu âyetler geldi Resûlullah'ın bazı davranışlarını tenkit ve onu ikaz mahiyetinde gelen bu ve benzeri âyetler onun hak peygamber olduğuna en büyük delildir Zira hiç kimse kendisini bu şekilde tenkit etmez
11070336 CİN SURESİ: Mekki dönemde nazil olmuştur. cinler ruhani varlıklardır. Zaariyat Suresinin 56.ayetine göre, cinlerde insanlar gibi sorumludur. müslüman ve kafirleri vardır. kafirleri şerlidir. şeytanda kafirler grubundandır. bu surede cinlerden bir grubun gelip hz. peygamberden kuran dinledikleri ve iman ettikleri anlatılmaktadır. Nüzul sebebi: Abdullah b. Abbas'tan nakledilen rivayete göre bir gün Hz. Peygamber ashabından birkaç kişiyle birlikte Ukaz panayırına doğru giderken Nahle denilen yerde ashabına sabah namazını kıldırmıştı. Onun namazda okuduğu âyetleri işiten cinler bu âyetlerin tesirini derinden hissedip hayranlık duymuşlar, bu olayı kendi topluluklarına da anlatmışlar ve Kur'an'a inandıklarını, artık Rablerine hiçbir şeyi ortak koşmayacaklarını açıklamışlardır. İşte bu olay üzerine Cin sûresi İnmiştir. (Ey Muhammed!) De ki: “Bana cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi: “Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur’an dinledik de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.”(1-2. ayet) Gerçekten biz hidayet rehberini (Kur’an’ı) işitince ona inandık. Kim Rabbine inanırsa, artık ne hakkının eksik verilmesinden, ne de haksızlığa uğramaktan korkar.” (13.ayet)
Cinler de insanlar gibi fiillerinden sorumlu tutulan varlıklar olup, ahirette hesaba çekileceklerdir. Bu hesap sonucunda bir kısmı cennete bir kısmı cehenneme girecektir. Peygamberimiz Kur'an okuduğu zaman cinler onun etrafına üşüşüp dinlemekteydiler. Bu göstermektedir ki, Kur'an okunduğunda cinlerin orada hazır bulunup dinliyor olma ihtimalleri vardır.
Manası itibariyle Fâtiha, en büyük dua ve münâcâttır. Kulluğun yalnız Allah'a yapılacağı, desteğin yalnızca Allah'tan geldiği, doğru yola varmanın da doğru yoldan sapmanın da Allah'ın iradesine dayandığı, çünkü hayrı da şerri de yaratanın Allah olduğu hususları bu sûrede ifadesini bulmuştur. Kur'an, insanlığa doğru yolu göstermek için indirilmiştir. Kur'an'ın ihtiva ettiği esaslar ana hatları ile Fâtiha'da vardır. Zira Fâtiha'da, övgüye, ta'zime ve ibadete lâyık bir tek Allah'ın varlığı, O'nun hakimiyeti, O'ndan başka dayanılacak bir güç bulunmadığı anlatılır ve doğru yola gitme, iyi insan olma dileğinde bulunulur. Mekki sûrelerin çoğu tevhid inancı uzerine yoğunlaşmıştır. Fatiha süresinde ise ulûhiyet ,nübüvvet , ahiret ,ibadet ve ahlak konularının hepsini içerdiğini görüyoruz .Bu yüzden imanın inşaasında önemli bir yeri vardır .
Mesed veya Leheb sûresi olarak adlandırılan bu sûre, Mekkî dönemin başlangıcında nâzil olan sûrelerdendir. Hak dine düşmanlık etmesi sebebiyle kin ve hasedinden yanan, böylece varacağı ebedî cehenneme girmeden, dünyada aleve giren ve “ateşlik” mânasına gelen Ebû Leheb ile eşinin âkıbetini bildirir.bu sure ebu leheb ve onun gibileri kapsar. dünyada onun gibi bir çok insan vardır. Allah en sevgili kuluna yapılan eziyetin karşılığını vereceğini ayetleri ile bildirmiştir. Ebû Leheb’in âkıbetini ve kâfir olarak öleceğini senelerce önce haber vermektedir. Ebû Leheb, hastalığı sebebiyle katılmadığı Bedir savaşında Mekkelilerin yenilmesine o kadar üzüldü ki bir hafta sonra ibret olacak şekilde öldü.
mekki ve medeni surelerin ele aldığı, ağırlıklı olarak bahsettiği konular farklıdır. Allah inancı, kıssalar, peygamberlik, ahiret inancı, ahlak, insanın yaratılışı, kıyamet, insan , kainat, cennet-cehennem, müşriklerden mekki surelerde bahsederken, Allah-u teala Hz. Muhammed(sav)'e zor zamanlarında hitap ederek moral vermiştir, buna örnek olarak Yusuf suresinden bahsedebiliriz. Mekke devrinde inmiş olup 111 ayetten oluşan bu sure Rasulullah'ın hayatının zor ve sıkıntılı dönemlerinde yani eşinin ve amcası Ebu Talip'in vefat ettiği, Kureyş'in eziyetlerinin arttığı bir dönemde inerek onu ve ashabını teselli etmiştir.
ALAK SURESİ: Alak insanın yaratıldığı kan pıhtısıdır.Bu sureye oku manasına gelen ikra suresi de denir.Mekke de ilk inen surelerden olup 19 ayettir. Bu surede okumanın, ilim öğrenmenin üstünlüğünün, insanın yaratılışı, kalemin özelliği,bunların insana Allah ın ihsanı olduğu, insanın bunları düşünmesi Rabbine itaat etmesi gerektiği aksi halde azaba düçar olacağı anlatılır.İslam ın oku emri bu surede gelmiştir.
Vahye muhatab olan Mekke halkı, Allah’a şirk koşuyor, O’nu gerçek vasıflarından ayrı düşünüyor ve ahirete de inanmıyorlardı. Soya, kabilelerine ve zenginliğe çok önem veriyorlardı. Bu yüzden de Peygamber Efendimizi peygamber olarak kabul etmemişlerdi. Bu gibi sebepler dolayısıyla Mekkî dönem surelerinde yoğun olarak imanî konular yer almaktadır. Allah’a, peygamberine ve Ahirete iman, Allah Teala’nın vahyine bir temel oluşturmaktadır. Ayrıca vahiy farklı bir dönemde farklı bir topluma da hitap etse yine temeli Allah’a iman oluşturacağından bu konuların öncelikli olması doğaldır.
İnsanın Allah’ın kelamı ile tanışmasında öncelikle, Yaratıcısını tanıması, peygamberin elçiliğinin gerçekliğini bilmesi ve bu kelamın Allah’ın vahyi oluğundan emin olması için deliller sunuluyor.
Tarık Suresi’nde de Allah Teala kevnî âyetlerinden göğe ve Tarık yıldızına yemin ederek insanın dikkatini çekmek istiyor. Sonra diğer bir âyeti olan insandan bahsetmeye başlıyor. Onun yalnız olmadığını belirtiyor ve ona kendi yaratılışını hatırlatıyor. Böylece onu insan aklı için mucizevi bir şekilde, bir sudan var ettiğini, tekrar diriltmeye de gücü yeteceğini ortaya koyuyor. Yaratmasından verdiği bu misalleri ile insanın hem çevresine hem kendisine bakıp Allah’ın varlığını görmesini, onu tehdit ettiği günden sakınmasını murat ediyor. Ardından yine yağmurlu göğe ve yarık yarık çatlayan yere yemin ederek farklı bir misalle, sürekli tekrarlanan yaratmasını gözler önüne seriyor.
Peygamber Efendimizi boş sözler yada şiir söylemekle itham eden müşriklere karşı Kur’an’ın doğruluğunu, onu yalanlayanların iddialarının aksine hakkı batıldan ayırmak için Allah tarafından indirildiğini vurguluyor. İman ve teslimiyet olmadan diğer alanlarda bir ilerleme söz konusu olmayacağı için Mekke döneminde öncelikle insanın teslimiyeti ve imanın kalplere yerleşmesine yönelik olarak buradaki gibi uluhiyet, nübüvvet ve ahiret konuları yoğun şekilde işleniyor. İnkar edenlerin tuzaklarına karşı kendisinin de tuzak kuracağını ve Peygamber Efendimizin onlara mühlet vermesini isteyerek onu bu zor görevinde destekliyor.
FATİHA SURESİ Mekke’de inmiştir.7 ayettir.tam olarak inen ilk suredir.Fatiha bir konuyu,bir kitabı veya başka bir şeyi açan şey demektir.Başka bir deyişle Fatiha bir nevi önsözdür. Bu sure aslın da Allah’ın kendi kitabın okumak isteyenlere öğrettiği bir duadır.Fatiha suresi Kur’an’ın özetidir.Peygamberimizde Kur’an’ın ahlakıyla ahlaklandığı için Fatiha bir nevi Peygamberimizin özetidir. 11070050
11070254 ŞEMS SURESİ "Şems" kelimesi güneş anlamına gelmektedir. Surenin ilk ayetinde güneş üzerine yemin edildiği için sure bu ismi almıştır. 15 ayetten oluşan Şems Suresi, Mekke'de inmiştir.Mushaftaki sıralamada 91., nüzul sırasına göre ise 26. suredir.
Yüce Allah güneşe, kuşluk vaktine, aya ve benzeri varlıklar üzerine yemin ederek başlamaktadır. Kur'an-ı Kerim'de dikkat çeken nokta şudur ki, yüce Allah daima insanın yapamayacağı, sadece kendisinin yarattığı varlıklar üzerine yemin etmektedir. İnsanı yaratan, şüphesiz ki Allah'tır. Bu surede insanın yaratılışından bahsedilmekte ve onun hem iyiliğinin hem de kötülülüğünün kendisine ilham olunduğu dile getirilmektedir. Bu durum, insanın bir takım iyi ve kötü ahlakî vasıflarını yaratılıştan getirdiği gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu ayetlerde geçen iyiliğin ve kötülüğün ilham edilmesi ile nefsî arzu ve isteklerin insanı yönlendirici özelliği olduğuna dikkat çekilmektedir. Bununla birlikte, nefsini kötülüklerden arındıranın kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömenin de ziyan etmiş olduğu dile getirilmektedir. Ancak ayetlerden, insanın iyiliği veya kötülüğü tercih etme hakkı ve yeteneğinin olduğu da anlaşılmaktadır.
İnşikak Suresi Sure adını birinci ayetinden alır. İnşikak kelimesi yarılmak anlamına gelmektedir. Surenin başında göğün yarılmasından bahsedildiği için bu isimle anılmıştır. Sure 25 ayetten oluşmaktadır. İçinde secde ayeti bulunan surelerden birisidir. Mushaftaki sıralamada 84, iniş sırasına göre 83. sıradadır. Surenin temel konuları; Kıyamet sahneleri, Amel defterinin verilmesi, Ceza ve mükafatlar. Surenin temel mesajları; Bu surede kıyametin kopuş anında görülecek bazı olaylar şu şekilde anlatılmaktadır: gök yarılacak,yer yarılıp dümdüz olacak, yeryüzü içindeki şeyler dışarı atılacak. Hesap gününde cennettekilerın amel defterleri sağdan verilecek,cehennemliklerin amel defterleri de soldan verilecektir. Amel defterleri sağdan verilenlerin hesabı kolay olacak,soldan verilenlerin ise zor olacaktır. Bu kimseler ölümü dileyecekler , fakat bu mümkün olmayacaktır.Kuranı yalanlayanlar acı bir azap görecek,inanıp yararlı işler yapanlar ise cennet nimetleri ile ödüllendirilecektir.
FECR SURESİ:Mekke'de nazil olmuştur.30 ayettir.Adını birinci ayetteki 'el-Fecr'kelimesinden almıştır.Fecr,tan yerinin ağarması demektir.Fecr suresinde insanın nankör bir varlık olduğundan bahsedilmektedir.İnsan nimete kavuşunca Rabbi ni unututup sıkıntıya düştüğünde O'nu hatırlıyor.Sadece sıkıntıya düştüğümde değil her anımda O'nu aklımdan çıkarmamalıyım.O en yüce ve tek maşuktur,insan sevdiğini düşünmeden yaşayabilir mi?Sevdiğini kendinden hoşnut etmek için çaba sarfeder o zaman Rıza i ilahi için çok daha büyük çabalar sarfetmeliyim.Varlığımı ,Ondan aldığımı onun yolunda tüketmeliyim.Fecr 28-29-30:Sen O'ndan razı ,O da senen razı olarak Rabbi'ne dön!İyi kullarımın arasına gir;cennetime gir..Hitabına nail olmak için elimden geleni yapmalıyım.
CİN SURESİ Mekke'de nâzil olmuştur: 28 (yirmisekiz) âyettir. Cinlerin Kur'an dinleyip hidayete geldikleri anlatıldığından, sûre bu ismi almıştır. Hz. Peygamber, amcası Ebu Talip ve eşi Hz. Hatice'yi kaybettikten sonra Tâif'e gitmiş, orada çirkin davranışlarla karşılaşmıştı. Bu sıralarda Kureyş müşrikleri de müslümanlara karşı düşmanlıklarını iyice arttırmış bulunuyorlardı. işte Tâif dönüşünde nâzil olarak Resûl-i Ekrem'e teselli veren bu sûre, yalnız insanların değil, cinlerin de Kur'an'a tâbi olduklarını bildiriyor, İslâm'ın muzafferiyetini müjdeliyordu.
ENAM SURESİ:Bu sure, adını putperest Arapların bazı büyükbaş hayvanları helâl, bazılarını da haram sayan bâtıl inançlarını reddeden 136, 138 ve 139'uncu ayetlerindeN almaktadır...İbn Abbâs'tan gelen bir rivayete göre, Sure'nin tamamı bir defada Mekke'de vahyedilmiştir. Yezid'in kızı ve Hz. Muaz İbn Cebel'in ilk yeğeni Esma şöyle der: "Bu surenin indiği (vahyedildiği) sırada Hz. Peygamber (s.a.) dişi bir deve üzerinde bulunuyor ve ben de devenin yularını tutuyordum. Deve öylesine bir ağırlık hissetti ki, Peygamber'in (s.a.) altında sanki kemikleri kırılıyordu." surede peygamber efendimiz insanları tevhid akidesine çağırmıştır.İslâm toplumunu kurmak için gerekli temel ahlâkî ilkelerin açıklanması gibi ilkeler surenin ana konusudur...
Seyfullah topak 09070212 ABESE SURESİ: Sûrenin tamamı Mekke'de nazil olmuştur. İbnu'l-Cevzî bu görüş üzerinde icma olduğunu da kaydeder.Nüzul sırası itibariyle Necm Sûresinden sonra nazil olmuştur.Bu ayetler İbn Ümmü Mektûm hakkında inmiştir. Bu mesele şöyle olmuştur;Bir gün efendimiz müşriklere tebliğ yaparken ibn ümmü mektum yanına gelmiş ve Peygamberden kendisine kuran okumasını ve açıklamasını istemiştir.Ancak peygamber tebliğin etkisinin azalmamasını ve etkisini devamlı kılmak istediği için ibn ümmü mektubu gale almaz ve kör olduğunu da bildiğinden ona sitemle yüzünü ekşitir, hoşnutsuzluğunu belli eder.Ama ibn ümmü mektum kör olduğu için bunu göremez.Fakat Allah herşeyi gören ve kalplerdekini bilendi.Bunun üzerine hemen ikaz mahiyetinde efendimizi uyarı bu sure iner.Buradan şunu anlamam lazım ki Allah ne yaptığımı görüyor ve biliyor.Başkası görmese bilmese dahi gören ve bilen olduğu için kimseyi hafife alıp, gale almamazlık etmemeliyim belki o hafife aldığım insan diğerlerine nazaran daha fazla ilgiyi hak etmiş olabilir
ADI SOYADI : EMİNE ACARAKÇAY ÖĞRENCİ NO: 11070004 BÖLÜM: YDÖ1
Mekke döneminde ahiret gibi temel inanç konuları işlenmiş, ibadet ve ahlakla ilgili esaslar anlatılmıştır. Bu dönemde Hz. Peygamber’in (s.a.v) daveti, her şeyden önce inancı, putperestlikten, şirkten, ahreti inkârdan temizleme noktasına odaklanmıştır. Bu esasların kabulüne zemin hazırlamak, insanların gönül rızası ile inanmasını sağlamak için de aklın kabul edebileceği gerçekler dile getirilmiş insanın ve evrenin yaratılışında ki düzenle ilgili deliller ortaya koyulmuştur. Ayın ve güneşin belirlenen bir ölçü yörüngesinde akıp gittikleri bunların aralarında ki denge ve düzen den sıkça bahsedilmiştir. Mekke döneminde bir çok ayetin inançla ilgili hususlar üzerinde yoğunlaşması tabidir. Çünkü Hz. Peygamber putlara tapan, öldükten sonra dirilmeye ve risalete inanmayan bir topluma peygamber olarak gönderilmiştir
EMİNE ÇALIŞKAN:
YanıtlaSil11070280
Naziat Suresinin içeriğinde ahiret hayatını deliller ile isbat etmek ve müşriklerin inkârlarını reddetmek, Kıyamet gününde insanların mutlu ve mutsuz kısımlarına ayrılacaklarını beyan etmek, Mûsa Aleyhisselâm ile Fir'avun'un kıssasını beyan ile Peygamber Efendimize teselli vermek, Kıyametin kopma zamanını Hz. Peygamberin tâyin edemeyeceğine işaret etmek, Müşriklerin alay yoluyla sual ettikleri âhiret gününde nasıl bir korkunç vaziyette kalacaklarını ihtar etmekten bahsedilmektedir. İslam'ın Mekke döneminde inen ayetlerde genel olarak tevhid, nübüvvet, ahiret gibi temel inanç konuları işlenmiştir. İbadet ve ahlakla ilgili esaslar konulmuştur. Mekke döneminde Hz. Peygamberimizin daveti her şeyden önce inancı putperestlikten, şirkten, ahireti inkardan temizleme noktasında odaklanmıştır. Tevhid inancını kalplere yerleştirme, Allah'a, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman üzerinde durulmuştur. Bu iman esaslarının kabulüne zemin hazırlamak, insanların kanıtla ve gönül rızası ile inanmasını sağlamak için aklın ve mantığın kabul edeceği gerçekler dile getirilmiştir. İnsanın ve evrenin yaratılışındaki düzenle ilgili deliller ortaya konulmuştur. Ayın ve güneşin, belirlenen ve bir ölçüye göre kendi yörüngelerinde akıp gittikleri, yerin ve göğün yaratıldıkları, bunların arasında denge ve düzen sağlandığı belirtilmiştir. Naziat Suresi; 27, 28, 29. Ayeti kerimelerinde " Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı, ki onu Allah bina etti, onu yükseltip düzene koydu. Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı." buyrulmuştur. Allah'ım varsın, birsin, teksin...Senin şanın ne yücedir. Senin gücün her şeye yeter.Ayeti kerimede de geçtiği gibi İnsan gibi mükemmel bir varlığı yaratmak mı güç? Yoksa o muhteşem ve gizemli gökyüzünü mü? Yoksa karınca gibi minicik bir varlığı yaratıp onun minicik midesini yaratmak mı güç? Sana güçlük, zorluk yok Rabbim.Her şey Senin Ol demenle olu verir.Elhamdülillah.
11070032
YanıtlaSilZÜMER SURESİ:
Nüzul sırasına göre 59. Suredir. Mekke’de nazil olmuştur.
İslamiyet’in doğduğu Mekke’de Hz.Peygamber (sav) birçok sorunla karşılaştı. Bunlardan en büyüğü Mekkelilerin Allah dışında kendilerini Allah’a yakınlaştırdığını düşünerek bir takım putlara tapmasıydı. Mekkî ayetler o dönemde ihtiyaç duyulan konulara göre inmiştir. O dönemde inen ayetlerin genel olarak içeriği Tevhid inancı, Ahlak, Ahiret inancı, Peygamberlik inancı gibi konuları içermektedir.
Zümer suresininde temel konusu Allah ve Ahiret inancıdır. Allah’a hiçbir şeyin ortak koşulamayacağı, O’nun tek ve benzersiz olduğu, kulun O’na yönelmesi gerektiği vurgulanmıştır. O dönemde insanların içinde bulunduğu ahlakî durum, toplumdaki sapıklıklar, insanların içinde bulunduğu günahlarda göz önünde bulundurularak yeni Müslüman olanların gönül rahatlıkları ve iman kuvvetlenmeleri için sure Allah’ın rahmetinin bolluğundan, O’ndan asla ümit kesilmemesi gerektiğinden çünkü Allah’ın kendisine dönen kullarını asla yüzüstü bırakmayıp bütün günahlarının bağışlayacağından da bahsetmektedir. İnsanların bu kötü bataklıktan kurtulup kendilerini İslam’ın rahmetine bırakmaları tavsiye edilmiştir.
11070273
YanıtlaSilAlak suresi nüzul sırasında birinci sırasında birinci Kur’an tertibinde 96. sıradadır. Alak bir başlangıçtır.Fil olayından yaklaşık 40 yıl sonra inmiştir.Peygamberimiz Hira’da yalnızlığa çekilmiş,ibadet ediyor ve insanların halleri üzerine düşünüyordu..Arayış anlamına gelen Hira mağarası onun düşünerek olgunlaşmasına neden oluyordu.Peygamber 40 yaşlarına vardıklarında yine böyle bir gecenin pazartesisinde aniden vahiy meleği gelip “OKU!” dedi.Peygamber “benim okumam mümkün değil “ cevabını vermişti.Rasulullah şöyle nakletmiştir : “Melek beni öyle bir sıktı ki tüm gücüm gitti.” Aynı şey üç kez tekrarlandı. Ardından da ilk 5 ayet nazil olmuştur. Oku emri sanki 23 yıl cehalete karşı başlayacak mücadeleyi anlatır. Okumak sadece kâğıtta olanı değil, kalpte olanı, yeryüzündeki canlıları, başına gelen olayları okumaktır. Nasıl okumalı? “Yaradan Rabbin adına” “O insanı sevgi ve alakadan yarattı.” Alak ve alaka maddi olarak embriyo ve hücre, manevi olarak sevgi ilgi-alaka anlamına gelir.Yani yaratılışın bir mucize olduğu insanın dikkatini çekmiştir.Ardındaki ayetler insanın öğrenme yeteneğine ve araçlara dikkat çekmiştir. Yani insan “Beşikten mezara” ilim öğrenmesi gereken bir varlıktır. Benim en büyük çıkarımım; İslam cehalet dini, gericilik dini kesinlikle olamaz. İlk emir bile oku’dur.Müslümanın her zaman ilimde, bilgide önde olması gerekir.Müslüman olarak benim iki günüm eşit olmamalıdır.
11070015
YanıtlaSilKALEM SURESİ
İlk inen surelerdendir.Surede başlıca,Hz.Muhammedin peygamberliğinin ispatı,müminlerle kafirlerin akıbeti belirtilmiştir.Müşriklerin ,Resulluhtan tevhid mücadelesinde tavizkar davranması,batıl inançlarını,haksızlıklarını ,birtakım çirkin maksatlarını kabullenip eleştirmemesi yönündeki isteklerine işaret edilmiştir.Peygamberimiz döneminde Mekke cahiliye döneminin zirvelerini yaşamaktaydı.Kızların bir kısmı diri diri gömülüyor,kadınlara 2.sınıf muamelesi yapılıyor,o dönemde kız çocuğu doğurmak yüz kızartıcı bir olay olarak karşımıza çıkıyordu.Aşağılık,daima kusur arayıp kınama,durmadan söz taşıyan,iyiliği hep engelleyen ,saldırgan,günaha dadanmış, kaba saba insanlar vardı.Böyle iken Peygamberimiz peygamberliğini ispat etmiş inananları kendilerinin belirleyeceği sonsuzlar alemi olan “CENNETE”, inanmayanları da inkar ve günahlarından dolayı kendilerine azap edileceği “CEHENNEME” gönderileceğinden bahsetmiştir.Peygamberimiz Allahın kendisine verdiği hükümlere karşı sebat etmiş ve Allahın zaferi, Peygamberimize ve inanan Müslümanlara olmuştur.
HUD SURESİ 123 ayetten oluşan surenin 12, 17 ve 114. ayetleri Medine'de, diğer ayetleri Mekke'de inmiştir.
YanıtlaSilMushaftaki resmi sırası itibarıyla 11., İniş sırasına göre ise 52. suredir.
Hz. Muhammed’in Cuma günleri Hud suresinin okunmasını tavsiye ettiği rivayeti vardır. Başka bir rivayete göre ise Hz. Muhammed, Hud suresi hakkında şöyle buyurmuştur: “Beni, Hud, Vâkıa, Mürselât, Nebe ve Tekvir sureleri ihtiyarlattı.”1 - Kur’an, Allah tarafından indirilmiş eşsiz bir kitaptır.
- Hz. Muhammed insanlara gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdecidir.
- İnsan, her şeyin yaratıcısı olan Yüce Allah’a inanmalı ve sadece ona kulluk etmelidir.
- İnsan, günahları için tevbe etmelidir.
- İnsan, bu dünyaya imtihan edilmek için gönderilmiştir.
- İnkarcılar, Allah’ın gazabından emin olamayacaklardır.
- İnsanın tabiatında nankörlük vardır; bir nimete kavuşunca sevinir, fakat şükretmeyi bilmez. Nimet elinden alınınca da umutsuzluğa kapılır. İnsan, bu davranışlardan kurtulmalıdır.
- Allah’ın iradesinin gerçekleşmesine hiç kimse engel olamaz.
- Peygamberler, karşılık beklemeden görevlerinin yapan elçilerdir.
- Gençler ve yoksullar yeniliğe açıktırlar. Zenginler ve yaşlılar ise yeniliklere karşı çıkarlar. Peygamberlerin kıssalarında bu durum açıkça görülmektedir.
- Peygamberlerin ortak mesajı; tek bir Allah’a inanmak ve ona kulluk etmek, günahlardan uzak durmak, bozgunculuk çıkarmamak, başta ölçü ve tartı olmak üzere bütün işlerde doğru ve dürüst olmaktır.
- Yüce Allah, herkese yaptığının karşılığını tam olarak verecektir.
- Kişi, hayatın her alanında doğru olmalıdır.
- Yüce Allah’ın belirlediği sınırların dışına çıkılmamalıdır.
- Mümin, Allah’a inanmayanlara güvenip dost olmamalıdır.
- Namazlar düzenli olarak vaktinde kılınmalıdır. Çünkü namaz kötülükleri giderir.
- Mümin, sabırlı olmalıdır.
Alimlerin topluma karşı sorumlulukları vardır. Toplumu iyiliğe yönlendirip, kötülükten sakındırmak onların görevidir. Menfaat endişesiyle âlimler bu görevlerini ihmal etmemelidirler.
- Herkes hak ettiğini bulur. Allah hiç kimseye zulmetmez.
- Geçmiş toplulukların yaşadıklarından ibret alınmalıdır.
ABESE SURESİ
YanıtlaSilAbese...Yüz ekşitmek, surat asmak, memnuniyetsiz olmak...İnsanlık kadar gerçek, olabilecek şeyler...İnsanlık kadar gerçek bir şey de “Zelle”...Yani ayak kayması...Yanılmak, istemeden de olsa şaşırmak...Bu sure; sonuçta insan olan Efendimizin zellesini anlatarak başlar. Yaradanını ve yaratılan her şey konusunda hassas olan Efendimizin bazen etraftakilere yetememe durumundan kaynaklanan bir zelle. Hiç kimseyi kaybetmeyim, hiç kimseden vazgeçmeyim çırpınışı...Böylesi bir durumda Rabbimiz hatırlatıyor O’na bir kez daha en doğruyu. Boş ver diyor müşrik eşrafı, onlar bu kibirle Allah’a ulaşamaz. Sen Abdullah Ümmü Mektum ile ilgilen. Gözleri görmese de, gönül gözlerini sonuna kadar açmış, koşarak sana geliyor. Sevgiyle ve tevazuyla...Sevmek ve gönlünü açmak önemli. Arınmak buna bağlı. Bu kapı, dışarıdan durmadan, gümbür gümbür çalınınca açılmaz. İçerideki açmak isteyince açılır. Ama gelenlere her daim kucak açmak lazım. Rabbim kibirli insana yaratışını anlatıyor, nerelerden geldiğini...Ve döneceği yeri, yani kendini...Dirilişe inanmayan bir topluluğa tüm gerçekliğiyle dirilişi anlatıyor. Ama mükemmellik değil Rabbimin istediği.Gayret, sevgi sadece... Rabbim sevgisiyle yoğurarak gönderdiği nimetlerinden bahsediyor. Ne de güzel nimetler bunlar, tabii bilip görene. Sonra dönüş vakti diyor. Dehşetli günden, insanların durumlarından bahsediyor. Sevenin sevileceğinden, gayret edenin kazanacağından bahsediyor. Tüm gülüşlerin ve ağlayışların unutulduğu o gün...
MUSTAFA DEMİRHİNDİ
YanıtlaSilY.D.Ö 11070079
İNŞİKAK SÛRESİ
Kuran tertibinde 84 nuzul tertibinde 83. suredir.
Bu sûre Mekke'de nazil olmuştur, yirmibeş ayettir. Mekke'de nazil olan sureler, İnsanın dikkatini daha ziyade, bu dünyanın yok olacağına çekmektedir. Çünkü bu dünyadaki hataların sebebi, genellikle bu dünyaya çok bağlanmaktan ileri gelmektedir.
Cinayetler, hiyanetler, insanlar arasındaki ilişkileri bozan her türlü hareketler, insanların dünyaya aşırı derecede bağlanmalarından kaynaklanmaktadır. Hırsızlık yapıyorsa, zina ediyorsa dünyalığa muhabbetindendir.
Allah'ı inkâr ediyorsa, bu dünyadaki şahsi çıkarlarının tatmin edilmesinden ve Allah'a boyun eğmeme hastalığından kaynaklanmaktadır. Her şey dünyayı ebedi kabul etmekten kaynaklanmaktadır.
Bir kısım inkarcılara eskiden "Dehriyyun" deniliyordu, şimdi "ateist" deniliyor. Kur'ân-ı Kerim bunlara "dehriyyun" demektedir. Bizi ancak zaman helak eder sözüyle başlar her şey.
Bütün günahların, isyanların, anarşinin, terör faaliyetlerinin temelinde bu vardır. Yalnız üçbeş kişinin yaptığına terör denmez, haksız yere yapılan her türlü kötü harekete terör denilir. Bu devlet de olsa aynı terörü işlemiş sayılır.
İşte bunlara yönelik olarak Allah (c.c); Mekke'nin ilk dönemlerinde daha ziyade insanlara şunu hatırlatıyor; şu başınızı yukarı kaldırıp baktığınız gökyüzü, bir gün yarılıverir. Üzerine bastığınız dağlar bir gün yok oluverir.
Atılan pamuk iplikleri gibi paramparça, toz duman olurlar. Yeryüzü bir gün dağsız ırmaksız, çiçeksiz, ağaçsız, taşsız, topraksız hale geliverir, dümdüz oluverir. Yaptığınız evleriniz, dağların üstünde kurduğunuz şatolarınız, villalarınız, yaptığınız bahçeleriniz bir gün yok oluverecektir.
Bunların yok olmasının alametini de yine Rabbim bize gösteriveriyor. Mevsimlerle beraber, ağaçların öldüğünü, baharda yeniden dirildiğini, Allah (c.c) herkesin gözünün önüne getiriveriyor. İnanmayanlara ders olsun, inananların inancını artırsın, kuvvetlendirsin diye bir taraftan Kur'ân ayetlerini, diğer taraftan da tabiat ayetlerini bize gösteriyor ve dinletiyor.
11070069
YanıtlaSilDUHA SURESİ
Mushaftaki sıralamada 93., iniş sırasına göre 11. suredir.Fecr sûresinden sonra, İnşirah sûresinden önce Mekke'de inmiştir. Rivayete göre Fecr sûresinin inişinden sonra bir süre vahiy kesilmiş, müşrikler bu olayı kullanarak Hz, Peygamber'e "Herhalde rabbin sana darıldı ve seni terk etti" demişlerdi. Bu sözlerden dolayı Hz. Peygamber'in duyduğu üzüntü üzerine bu sûre inmiştir.Hz. Peygamber'in üzülmesi nedeniyle ona bir teselli olarak inen bu sûrede kendisinin yetimken rabbinin onu muhafaza altına alması,çocukken yaşadığı güçlükleri aşarak bu günlere geldiği hatırlatılmakta, yetimi ve yoksulu gözetmesi, onlara iyi davranması emredilmektedir.
11070048
YanıtlaSilYUSUF SÜRESİ
Yusuf kıssasının her aşaması, Müslümanlar açısından ibretler ve derslerle doludur. Müslümanlar içinde bulundukları yere ve zamana göre Hz. Yusuf’un eşsiz mücadelesini kendi konumlarına tekabül eden aşamasını örnek almalı ve o aşamaya uygun olan gömleği kuşanmalıdır. Bugün edepleriyle, iffetleriyle, namuslarıyla nezih bir hayat yaşamak isteyen müminler Hz Yusuf’un iffet, ismet ve ihlas sembolü arkadan yırtılan gömleği kendilerine örnek almalıdır. Takva elbiselerini kuşanmalı gerektiğinde zindanı zinaya tercih eden bir Yusufi duruşla haramdan kaçınmalıdır. Müslümanlar hangi engelle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar bilmelidirler ki, Hz. Yusuf’u ve Yaşayan Kuran olan Peygamberimizi kendilerine model alarak mücadelelerini sürdürdükleri, zulme ve harama karşı dik durdukları ve eğilmedikleri takdirde Allah’ın lütfu, ihsanı, yardımı ve desteği onların yanında olacaktır. (Siyerle ilgili dolaylı bir bağlantısı olduğunu bildiğim halde en çok sevdiğim süre olması sebebiyle bu süreyi yazdım.)
Abese suresi; Necm suresinden sonra, kadir suresinden önce Mekke’de inmiştir.rivayete göre bir gün Hz.Peygamber müşriklerin ileri gelenlerinden bir gruba dini tebliğ ederken yanlarına müminlerden olup gözleri görmeyen Abdullah İbn Ümmi Mektum gelmiş ve Hz.Peygamber’e yaklaşarak Kur’an ayetlerinden bir kısmını kendisine tekrarlamasını ve açıklamasını istemişti. Etkisi azalacağı için konuşmasının kesilmesinden rahatsız olan Hz. Peygamber Abdullah’a ilgi göstermemişi bunu üzerine bu surenin Rasulullah’ı uyaran ilk on ayeti inmiştir. “ Suratını astı ve yüzünü çevirdi.Çünkü ona gözü görmeyen biri gelmişti. Sen nereden bileceksin belki o arınacaktı. Yahut o öğüt alacak da öğüt kedisine fayda verecekti. Sen ise kendini her şeye yeterli görenle ilgileniyorsun. Onun arınmasından sen sorumlu değilsin. Ama gönlünde Allah korkusu taşıyarak koşup sana gelenle ilgilenmiyorsun!” Çıkardığım sonuç: Hz. Peygamber de insandır onun da nadir de olsa hataları olmuş ve Allah onu uyarmıştır. Allah kullarına ibret olsun, din konusunda mücadeleyi kulum bırakmasın diye o hatayı Hz. Peygambere yaptırmıştır.
YanıtlaSilCin suresi; A’raf suresinden sonra ,Yasin suresinden önce Mekke’de inmiştir.Abdullah b. Abbas’tan nakledilen rivayete göre bir gün Hz. Peygamber ashabından birkaç kişiyle birlikte Ukaz panayırına doğru giderken Nahle denilen yerde ashabına sabah namazını kıldırmıştı.Onun namazda okuduğu ayetleri işiten cinler bu ayetlerin tesirini derinden hissedip hayranlık duymuşlar, bu olayı kendi topluluklarına da anlatmışlar ve Kur’an’a inandıklarını, artık rablerine hiçbir şeyi ortak koşmayacaklarını açıklamışlardır. İşte bu olay üzerine Cin suresi üzerine inmiştir.
Tebbet suresi;Mekke döneminde Fatiha suresinden sonra ,Tekvir suresinden önce inmiştir. Rivayete göre Allah Teala kendisine yakınlarını uyarıp İslam’a çağırmasını emredince Hz Peygamber Safa tepesine çıkmış, orada bulunan Kureyş kabilesi mensuplarını yanına çağırarak onlara İslam’ı tebliğ etmiş, ancak Hz. Peygamber’in amcası Ebu Leheb bu olaya kızarak, “Kuruyup yok olasıca! Bizi bunun için mi çağırdın?” demesi üzerine bu sure inmiştir. Allah’ın düşmanlarından, iftira atanlardan Allah’a sığınırım
11070186
YanıtlaSilFURKAN SURESİ
Adının anlamı "Hakkı batıldan ayıran" demek olan bu sure Mekke'de nazil olmuştur.
Mekkî surelerin genelinde şu husus çok dikkatimi çekti; Allah genellikle Hz. peygamber' e hitab etmiş ve O'na moral veren ifadeleri sıkça kullanmış. Hz. peygamberin buna ihtiyacı var çünkü vahyin inişi bile bir insanın kaldırabileceğinden ağır bir yük. Ayrıca inen bu yeni dinin insanlara anlatılması özellikle de o dönem insanlarına kabul ettirilmesi gerçekten çok zor...
Hem bu surenin hem de genel Olarak Mekki surelerin genelinde önce saf ve doğru bir inanç temeli oluşturulduktan sonra insanı insan yapacak değerlerin ve davranışların tavsiye edildiğini ve bu davranışarı yapanlara verilecek mükafatların anlatıldığını görmekteyiz. tüm bu vasıfları yüce şahsiyetinde barındıran Hz. peygamber de bu yeni dinin en güzel örneği olarak bizlere gönderiliyor.
Bu surenin 63 ve 77 ayetleri arasında Allah'ın has kullarının özellikleri anlatılıyor;
1. yeryüzünde tevazu ile yürürler
2. kendilerine laf atıldığında selam verirler.
3. geceleri Rablerine ibadet ederler.
4. harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler
5. Allah' ın haram kıldığı cana kıymazlar.
6. zina etmezler.
7. yalan yere şahitlik etmezler.
8. boş sözlerle karşılaştıklarında vakar ile oradan geçip giderler.
Yüce Mevla, tüm bu vasıfları yaşarak öğreten Hz. Peygamberin örnekliğinde; önce insanı insan olarak yaşamaya davet eder.
11070169
YanıtlaSilSecde Suresi
Mekke de inmiştir.Mekke döneminin yapısı gereği,yani putlara tapmayı yeni bırakan müminlere ve onlara tapmaya devam eden kafirlere karşı Allah ın varlığının ve Ondan başka tapılacak bir Rab olmadığının delillerini getirmiştir. Akıllarda ki sorulara cevap vermiştir.Surede Allah inancının önemini görüyoruz.Yine Mekke döneminde inen surelerin bir başka özelliği olan ahiret ve yeniden dirilme konusu işleniyor.Allah u Teala ilk önce bütün kağınatı yarattığının ve insanı da nasıl yarattığının delilerini getirerek Mekke dönemi insanının içindeki şüpheleri temizliyor ve ardından ilk önce yaratan sonra da dirilmeye kadir olacak olandır deyip ahiret inancının hak ve gerçek olduğu anlatılıyor.Cehennem anlatılarak kafirlere korkutma ve yine Cennet anlatılarakta mümin olanlara müjde veriliyor ki taze iman edenlerin imanları kuvvetlensin cahiliye adetlerine geri dönmesinler, kureyş müşriklerinin çilelerine katlanabilsinler diye.Peygamber Efendimiz sav ve ashabına yapamdıkları çile kalmayan kafirlere bir cevap niteliğinde, surenin sonun da müminlere zafer ve yardım müjdesi verilerek çilelerden bitap hale gelmiş müminlerin gönüllerine bahar serinliği bir surur veriliyor.
nuri şanal 11070335
YanıtlaSilmekki sureler hicretten önce nazil olan surelerdir.
genel itibariyle konuları
tevhit,kıssalar,ahiret,ahlak,insanın yaratılışı, ibadet sosyal ilşkiler,kıyamet,insan,kainatve yaratılışı,ceza mükaafat,müşrikler,cennet cehennem,adalet
TEBBET SURESİ
YanıtlaSilPeygamberliğin 4.yılında Mekke de indirilmiştir. Peygamber Efendimiz (sav) açıktan tebliğe başladıktan sonra bir gün safa tepesine çıktı ve Kureyşlilere seslenerek be size şu dağın eteğinde düşman atları var size saldıracak desem bana inanaırmısınız deyince hep bir ağızdan inanırız çünkü sensin yalan söylediğini duymadık dediler. Öyleyse ben şimdi size önünüzde şiddetli bir azap günü bulunduğunu o zaman Allaha inanamayanların büyük bir azaba uğrayacaklarını haber veriyoruz sizi o azaptan korkutmak için gönderilimdim dedi. Resulü Erkemin bu hitabesi umumi bir muhalefetle karşılanmadı yalnız amcası Ebu Leheb ayağa kalkarak bizi buraya bunun için mi çağırdın diyerek efendimizi incitti ve Tebbet suresi nazil oldu. Ebu Leheb ve ailesi efendimize çok zulüm etmişler karısı onun geçtiği yollara çalılar koyup ona eziyet ediyordu amcası da Kureyşlileri efendimize karşı kışkırtıyorlardı. Peygamberimize babalık yamaması gereken amcası ona en çok sıkıntı veren inkârcıların başında geldi buda bize din kardeşliğinin akrabalık bağından çok daha üstün olduğunu gösteriyor.
11070003
YanıtlaSilMekkî ayetlerin özellikleri ile Medenî ayetlerin özellik ve kapsamları oldukça farklılık arzetmektedir. Tebliğ açısından da bu farklılığı görmek mümkündür. Nitekim Hz. Peygamber, Mekke'de İslâm'ı yaymaya başlayınca, karşısında Mekke toplumunu bulmuştur. Mekke toplumu, alışmadığı, bitmediği yeni bir durumla karşılaşmış ve kendisine oldukça yabancı olan bu durumu kabullenmek istememiştir. Bunun yanında bu toplumun içinde son derece edebî açıdan üstün insanlar da vardı. Dolayısıyla Kur'ân-ı Kerim bunlara da hitap edecekti. Fakat bu toplum aynı zamanda müşrik ve putperest bir toplumdu. Kur'ân-ı Kerim bunlara da hitab etme durumunda ve bu şirk ve putperestlikten onları temizleme mecburiyeti ile karşı karşıya idi. Bundan dolayı Mekkî ayetler kısa, ifadeler veciz, tabirleri hararetli ve vurguludur. Bunun yanında bu ayetler, Allah'ın birliğinden, O'nun sıfatlarından, kudretinden. yaratmasından bahsetmektedir. Nitekim; "De ki: O Allah birdir. Allah sameddir. Kendisi doğurmamıştır ve doğrulmamıştır. Hiçbir şey O'nun dengi olmamıştır" (el-İhlâs 112/1-4) ayetleri bunu açıkca göstermektedir. Bu sure Kur'ân-ı Kerim'in özüdür. Tevhid inancını, bir kaç kelime ile çok kapsamlı bir biçimde özetlemektedir.
11070226
YanıtlaSilKEHF SURESİ
Kehf sûresi Mekke´de nazil olmuştur ve yüz on âyettir. Bu Sûre , hikmetlerle dolu birkaç kıssayı beyan etmektedir. Bunlardan birisi "Ashab-ı Kehf kıssasıdir. "Kehf´ "Mağara" demektir. "Ashab-ı Kehf´ ise "Mağaraya sığınanlar" anlamına gelmektedir. Sûre ismini de buradan almaktadır.Ashab-ı Kehfın kimler oldukları, niçin oraya girdikleri ve orada ne kadar kaldıkları gibi hususlar etraflıca beyan edilmektedir.Ayrıca bahçe sahibi kibirli bir insana ait bir kıssa da anlatılıyor.Sûre de Hz. Âdem ile İblis´in kıssasına da kısaca temas ediliyor ve isyankâr İblis´in inkâr ve inadı bir daha gözler önüne seriliyor.Yine Sûre de Hz. Musa ile Hızır aleyhisselamın kıssası anlatılıyor.
Bu sure Ehli Kitapla birlik olup Hz. Peygamber'i (s.a) imtihan etmek için üç soru soran Mekke'li müşriklerin sorularına bir cevap olarak gönderilmiştir. Bu sorular şunlardı: 1) "Mağarada uyuyanlar" kimlerdir? 2) Hızır'ın gerçek hikayesi nedir? 3) Zü'l Karneyn hakkında ne biliyorsun? Bu üç soru, Hıristiyanların ve Yahudilerin tarihiyle ilgili olduğu ve Hicaz'da bilinmediği için Hz. Peygamber'in (s.a) gayb bilgisine sahip olup olmadığını imtihan etmek üzere sorulmuştur. Allah, bu üç soruya sadece cevap vermekle kalmamış, aynı zamanda hikayeleri o dönemde Mekke'de İslâm'la küfür arasında süren çatışmada kafirlerin aleyhine bir tarzda ele almıştır.
MEKKİ DÖNEM
YanıtlaSilBenim düşüncelerime göre; Peygamberimizin doğumu,çocukluğu ve peygamberlik görevi gelene kadar yaşadığı dönemdir. Bu dönem İslam noktasının başlangıç dönemidir. Meallerden çıkardığım not ise bu dönemde nübüvvet,ahiret,ibadet ve ahlak konuları ele alınmaktadır. Bu dönem cahiliye dönem olduğu için putlara tapılmaktaydı. Medeni döneme geçiş ise Peygamberimizin İslamı yaymak istemesi Mekke deki münafıkların ayaklanmasına neden oldu. Münafıkların buna engel olması Peygamberimizin Medine’ye hicret etmesine neden oldu.
MEKKİ DÖNEM
YanıtlaSilMekki dönemde nazil olan ayetlerde genel olarak, nübüvvet, ahiret gibi temel inanç konuları işlenmiştir. İbadet ve ahlakla ilgili esaslar konulmuştur bu dönemde Hz. Peygamber daveti her şeyden önce inancı putperestlikten, şirkten, ahreti inkardan temizleme noktasına odaklanmıştır. Bu dönem İslam dininin başlangıç noktası olduğu için putlara tapan, öldükten sonra dirilmeye ve risâlete inanmayan insanların olduğu bir dönemdir. Bu gibi cehaletleri yok etmek için bu dönemde inançla ilgili hususlar üzerinde yoğunlaşılmasının doğru olacağı düşünülmüştür. Yani tebliğden daha sonraki safhalarından kişilerin helal haram gibi konulardaki esasları daha iyi kavrayabilmeleri için böyle evrelere ayrılmıştır.
LEYLA AYDAR
YanıtlaSil10070506
MEKKİ DÖNEM
Casiye süresi, Allah yalancı ve çok günah işleyen herkesi helak edecektir. Ayetlerle alay edenlere aşağılayıcı azap vardır. Allah'tan başka kimseden fayda yoktur. Kötülük işleyenleri Allah hiçbirşekilde kabul etmez. Her nefis kendi kazandığı ile cezalandırılacaktır. Herşeyin hakimiyeti Allah'ındır. Biz Allah'ı bu tarafta unuttuğumuzda Allah ta bizi öbür taraf ta unutacaktır.
SÜRELERE GENEL OLARAK BAKARSAK; ALLAH'IN VARLIĞINDAN VE BİRLİĞİNDEN . HAK DİNDEN , KIYAMETTEN , CENNET VE CEHENNEMDEN BAHSETMEKTEDİR.
FATİHA SURESİ
YanıtlaSilMekki suredir.7 ayettir.Fatiha başlangıç anlamına gelmektedir ve inişte 5.,mushafta ilk suredir.Kuranın içerdiği esaslar öz alarak Fatihada verilmiştir.Yüce Rabbim Fatihada sadece müminlere rahmet edeceğini belirtmiştir.Surede genel olarak uluhiyyet,nübüvvet,ahiret,ibadet ve ahlak konularından bahsedilmiştir.Surede asıl dikkat çekilen husus ben diliyle konuşulmuyor.biz diliyle konuşuluyor.Cemaate dikkat çekilmiştir.Benini yaratanlar ancak biz olabilirler.Saf suresi 4.ayetde de Rabbimiz bizleri bir binaya benzetmiştir.Bizler yalnızca kardeşiz ve birbirine kenetlenmiş binalarız.Fatiha tam manasıyla,eşsiz güzellikte bir dua,yakarıştır.
Tuğba NURLU
YanıtlaSil10070196
TARIK:Gece gelen konuk anlamı vardır.Gece karanlıkta kalan cahil insnaın durumunu anlatır konuk ise vahiy ışığıdır.Ama Allah insnaı hiçbir zaman çaresiz savunmasız bırakmaz başıboş bırakmaz bu yüzden zifiri karanlığa vahiy nuru ile ışık tutar.
surede haddimi bilmem emrediliyor.gözetimde olduğumu sorumluluk bilince ile iman etmem gerektiği söyleniyor.''Zaten hiçbir insan yok ki ilahi gözetim altında olmasın''(1-4)buyrularak dikkat et kulum seni görüyorum diyor.Allah ahiretim için çalışmamı istedi bana bu yolda rehbersiz bırakmadı bana vahiy göndeerdi onu bana anlatsın diye peygmber gönderdi.bu uğurda bana destek oldu.benden se sadece ilahi mesaja kulak vermemi ve hem bu dünyamı he de ahiretimi kur'anla inşa etmemi istedi.ya bugün hiçbir rehberim olmasaydı ya kalakalsaydım bir başıma ne olurud halim?dünya denen piramitte labirentlerde geçerdi ömrüm.ne mutlu ki tünelin ucundaki ışık gibi bana hep umut veren bir hayat kitabı var.ve ben o kitaba o kitabın kelam sahibine iman ettim.yaşamımı da kuran ahlakı ile inşa etmeyi Allah bana nasip etsin.amin.
Fatiha: kuran'ın hem ön sözü hemde özetidir. yirmiüç yıllık vahiy sürecinin ilk yıllarının başlarında nazil olmuştur.yedi ayettir ilk inen tam süredir.hamd ile başlayan 5 sureden biridir.Dua kalbin Allah ile konuşmasıdır. Allah herkese ve herşeye yeterndir,kul ise kendine bile yetemeyendir.Dua etmek kendime yetemediğimin en güzel itiraf yoludur.Fatiha suresi Allah insan ilişkisinin kodlarını barındırır.Allahtan istemenin usulünü öğretir.Bu sure hem ibadeti hem ubudiyeti kapsar.İbadet Allahın razı olduğunu yapmak ,ubudiyet ise Allahın yaptığından razı olmaktır.Fatiha kuranın fatihidir,kuranı insana açar,insanı kurana açar.Fatiha namzın fatihidir,namazı kurana açar,kuranı namaza açar.
YanıtlaSilSEBE SURESİ: Mekki sureler tevhit inancından, Allahın birliğinden, O'nun sıfatlarından, kudretinden ,yaratmasından bahsetmektedir İinanç, düşünce ve fikir yönünden sağlıklı bir toplum oluşturmayı hedef almıştır.Ayrıca geçmişten ibret almam için sık sık peygamberlerinin kıssaları anlatılmıştır. "...Ey Davud ailesi! Allah'in nimetlerine sükretmek için çalisin. Kullarimdan hakkiyla sükreden pek azdir" (13). O dönemde putlara tapılıyordu.Onları ilahlaştırıyorlardı. "Sen müsriklere söyle de: Allah'i birakip da O'nun ortagi oldugunu iddia ettiginiz seyleri yardima çagirin. Onlarin göklerde ve yerde size zerre miktari zarar veya fayda vermeye güçleri yetmez. Onlarin göklerde ve yerde Allah'la bir ortakliklari yoktur. Allah'in da onlardan bir yardimcisi yoktur" (22).Cennet ehlinden ve cennet nimetlerinden ,cehennem ehlinden ve cehennem azabından çokça bahsedilmiştir. "O, zaman onlar "Hakka iman ettik" derler. Fakat, ahiret gibi dünyaya çok uzak bir yerden imana nasil ulasirlar? Halbuki onlar daha önce onu inkâr etmislerdi. Uzak bir yerden gayba atip tutuyorlardi" (52-53).Bunun nedeni gerçekleri görüp ,doğru yolu bulup Allaha çokça şükretmem ,onun verdiği nimetlere nankörlük etmemem içindir. : "... Onlara; "Rabbinizin riziklârindan yeyin de O'na sükredin. Iste hos bir memleket ve bagislayan bir Rab" (15). Başka bir ayette "Fakat onlar yüz çevirdiler. Bunun üzerine biz de onlarin üstüne "Ârîm" selini gönderdik. Onlarin bahçelerini aci meyveli, ilginlik ve içinde biraz da sedir agaci bulunan iki bahçeye çevirdik. Nankörlüklerinden ötürü onlari iste böyle cezalandirdik. Biz, hiç nankörlerden baskasini cezalandirir miyiz?" (16-17).
YanıtlaSilSAFFAT:
YanıtlaSil51-61- Benim bir yakınım vardı.
Yani dünyada beraberimde duran bir arkadaş. Buharî'de bu yakın (karîn), şeytan diye açıklanmıştır. ayeti beni çok etkilemiştir..
Allahü teâlânın birliği
Kâfirlerin âhirette uğrayacakları azablar
İmân edenlere âhirette verilecek mükâfâtlar,
Nûh, İbrâhim, İshak, Mûsâ, Hârûn, İlyâs, Lût ve Yûnus aleyhimüsselâmdan, sâlih kullardan, Allah yolunda olanların mutlaka gâlib geleceği bildirilmektedir.
Allah’ın suçluları ihmal değil imhal ettiği 167-180’inci ayetler arasında anlatılmıştır…
HZ.İBRAHİM EN SEVDİĞİ VARLIĞI OĞLUYLA İMTİHAN EDİLMİŞTİR.. SAFFAT 103-104
İMTİHANIN EN ŞİDDETLİSİ İNSANIN SEVDİKLERİYLE OLANDIR…
“SEVDİKLERİNİZDEN SADAKA VERMEDİKÇE İYİLİĞE ULAŞAMAZSINIZ”
ALİ İMRAN 92..
11070163
YanıtlaSil11070046
YanıtlaSilTEBBET SURESİ kur'an-ı kerim'in 111. suresi.
mekke döneminde inmiştir. 5 âyettir. "tebbet", kurusun, kahrolsun demektir
Ebu Leheb Hz. Peygambere gelerek ben Müslüman oluram bana ne var?der. HZ. Peygamber ‘herkese ne varsa sana da o var der O da ‘beni herkesle bir tutan din olmaz olsun’ der.
Suered pazarlıkçı kafirler topluluğundan bahseder.
"tebbet" sûresinin verdiği büyük ders kısaca şudur: islâm'a, hak ve hakikate düşman olan ve bunu söndürebilmek için kundakçılık yapan kimseler, başka değil, kendileri için kötü bir âkıbet hazırlarlar ve kendi elleriyle kendi çukurlarını kazarlar ve kendilerini saracak ve yakacak olan cehennem ateşinin yakıtlarını hazırlamış olurlar. hiçbir kuvvet onu söndüremez ve onun önüne geçemez.zevkle okuduğum sure, hoşgörünün sınırlarını gösteren bir belirteçdir benim için.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil11070297
YanıtlaSilCASİYE:Mekkede nazil olmuştur.Nüzul sırası 65'tir.
Surenin adı;diz çöken,dizlerinin üstüne çöküp kalan anlamında Casiye'dir.
Kelime surenin 28.ayetinde geçmekte,kıyamet sonrasında mahşer yerinde bekleyen insanların heyecan ve korkularını dile getirmektedir.
Konusu:
Kur'an'ın Allah katından geldiği,
Evrendeki varlıkların ve işleyiş kurallarının Allah'ın varlık,birlik,kudret ve hikmetine delil olduğu,
Evrendeki birçok nimetin Allah tarafından insanların istifadesine sunulmuş olduğu,
Kur'anı dinlememenin, O'nun talimatına uymamanın acı sonuçları,
İnanmayanların cezalandırılmasının Allah'a bırakılması,
İsrailoğulları örneğinden hareketle Allah'ın nimetlerle ve din kurallarıyla kullarını denediği,imtihanı kaybedenlerin dünyada ve ahirette zarara uğrayacakları,
İnananlar ile inanmayanların Allah katında aynı değerde olmadıkları,
Öldükten sonra dirilmeyi inkar edenleri yeniden düşünmeye sevk eden deliller,
Bunca nimetin ve kemalin sahibi olan Allah'a hamd ü sena.
Bu sureden hareketle kim salih amel işlerse kendi lehine işlemiş olur, kim de kötülük yaparsa kendi aleyhine yapmış olur.Sonra dönüş O'nadır.Kıyametin kopacağı gün Rabbim kitabı sağından verilenlerden olmayı nasip etsin.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilOkuduğum mekki sureler içerisinde beni en çok etkileyen duha ve inşirah sureleri oldu.Efendimiz tebliğ görevini yapmaya başladığında vahyde kısa süreli bir kesinti olmuştu.Zaten alay etmeye kötülemeye yer arayan müşrikler efendimizi iyice bunalttıkları anda tokat gibi cevap Rabbinden geldi:Kulum Rabbin seni unutmadı sana darılmadı da..Tabi siyerle beraber okuduğumda bu sureler daha çok anlam buldu.Müthiş bir motivasyon kaynağı oldu benim için bu iki sure.Artık çok daha kolay toparlayabiliyorum kendimi bir sorunla karşılaştığımda ve artık her alanda aklıma ister istemez efendim buna benzer bir olayda nasıl davranırdı yada nasıl davranmıştı ve Rabbim O'na nasıl cevap vermişti diye düşünebiliyorum.Kendi adıma bu çalışmadan çok istifade ettiğimi ayrıca belirtmek isterim.
YanıtlaSilESRA GÖKDOĞAN 11070117
YanıtlaSilHÜMEZE SURESİ BENİ MEKKİ SURELER İÇERİSİNDE BENİ EN ÇOK ETKİLEYEN SURELERDEN BİRİDİR ÇÜNKÜ BU SURE BENİM HER OKUDUĞUMDA YÜZÜME TOKAT GİBİ ÇARPIYOR VE SİLKELENİP KENDİME GELMEMİ SAĞLIYOR. PEYGAMBER EFENDİMİZ ZAMANIN DA CEREYEN EDEN BİR OLAY YÜZÜNDEN NAZİL OLUYOR VE BEN PEYGAMBERİMİZİN TUTUMUNU ÖRNEK ELIYORUM EVET MÜTHİŞ BİR TEŞBİH OLAN KARDEŞİMİN ÖLÜ ETİNİ YEMEKTEN ALLAH A SIĞINIRIM
11070205
YanıtlaSilABESE
Kuran tertibinde 24. nuzul tertibinde 80. suredir
Mekke'de nazil olmuştur ve 42 âyettir
Adını "yüzünü ekşitti buruşturdu" anlamına gelen ilk kelimesinden almıştır Bu sûrenin iniş sebebiyle ilgili olarak şöyle bir hadise nakledilmiştir: Efendimiz; Velîd Ümeyye b Halef Utbe b Rabîa gibi Kureyş'in ileri gelenlerine İslâm'ı anlattığı bir sırada âmâ olan Abdullah b Ümmü Mektum gelir ve "Yâ Resûlallah! 'ın sana öğrettiklerinden bana da öğret" der O esnada Resûlullah (a s ) cevap vermez Çünkü Kureyş'in bu ileri gelen kimseleri zaten kendilerine özel muamele edilmesini istiyorlardı Efendimiz onları gücendirmek istemedi Abdullah tekrar seslenince elinde olmayarak yüz hatları değişti Bu esnada onlar kalkıp gittiler Biraz sonra bu âyetler geldi Resûlullah'ın bazı davranışlarını tenkit ve onu ikaz mahiyetinde gelen bu ve benzeri âyetler onun hak peygamber olduğuna en büyük delildir Zira hiç kimse kendisini bu şekilde tenkit etmez
11070336
YanıtlaSilCİN SURESİ:
Mekki dönemde nazil olmuştur.
cinler ruhani varlıklardır. Zaariyat Suresinin 56.ayetine göre, cinlerde insanlar gibi sorumludur. müslüman ve kafirleri vardır. kafirleri şerlidir. şeytanda kafirler grubundandır. bu surede cinlerden bir grubun gelip hz. peygamberden kuran dinledikleri ve iman ettikleri anlatılmaktadır.
Nüzul sebebi: Abdullah b. Abbas'tan nakledilen rivayete göre bir gün Hz. Peygamber ashabından birkaç kişiyle birlikte Ukaz panayırına doğru giderken Nahle denilen yerde ashabına sabah namazını kıldırmıştı. Onun namazda okuduğu âyetleri işiten cinler bu âyetlerin tesirini derinden hissedip hayranlık duymuşlar, bu olayı kendi topluluklarına da anlatmışlar ve Kur'an'a inandıklarını, artık Rablerine hiçbir şeyi ortak koşmayacaklarını açıklamışlardır. İşte bu olay üzerine Cin sûresi İnmiştir. (Ey Muhammed!) De ki: “Bana cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi: “Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur’an dinledik de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.”(1-2. ayet)
Gerçekten biz hidayet rehberini (Kur’an’ı) işitince ona inandık. Kim Rabbine inanırsa, artık ne hakkının eksik verilmesinden, ne de haksızlığa uğramaktan korkar.” (13.ayet)
Cinler de insanlar gibi fiillerinden sorumlu tutulan varlıklar olup, ahirette hesaba çekileceklerdir. Bu hesap sonucunda bir kısmı cennete bir kısmı cehenneme girecektir.
Peygamberimiz Kur'an okuduğu zaman cinler onun etrafına üşüşüp dinlemekteydiler. Bu göstermektedir ki, Kur'an okunduğunda cinlerin orada hazır bulunup dinliyor olma ihtimalleri vardır.
HAFİZE DAĞLAR 11070073
YanıtlaSilFURKAN SÜRESİ
Sûrede; Kur'ân-ı kerîmin gönderilmesinin hikmetleri, müşriklerin (Allahü teâlâya ortak koşanların) Kur'ân-ı kerîm ve Resûl-i ekremin karşısındaki inatçı tutumları, Allahü teâlânın kudret ve azameti (büyüklüğü, ululuğu), peygamberlik, kıyâmet hâlleri, hâlis mü'minlerin özellikleri anlatılmaktadır.
Manası itibariyle Fâtiha, en büyük dua ve münâcâttır. Kulluğun yalnız Allah'a yapılacağı, desteğin yalnızca Allah'tan geldiği, doğru yola varmanın da doğru yoldan sapmanın da Allah'ın iradesine dayandığı, çünkü hayrı da şerri de yaratanın Allah olduğu hususları bu sûrede ifadesini bulmuştur. Kur'an, insanlığa doğru yolu göstermek için indirilmiştir. Kur'an'ın ihtiva ettiği esaslar ana hatları ile Fâtiha'da vardır. Zira Fâtiha'da, övgüye, ta'zime ve ibadete lâyık bir tek Allah'ın varlığı, O'nun hakimiyeti, O'ndan başka dayanılacak bir güç bulunmadığı anlatılır ve doğru yola gitme, iyi insan olma dileğinde bulunulur. Mekki sûrelerin çoğu tevhid inancı uzerine yoğunlaşmıştır. Fatiha süresinde ise ulûhiyet ,nübüvvet , ahiret ,ibadet ve ahlak konularının hepsini içerdiğini görüyoruz .Bu yüzden imanın inşaasında önemli bir yeri vardır .
YanıtlaSil11070246
YanıtlaSilMekki sureler itikadla ilgili, imanı pekiştirmekle ilgili ayetlerdir. Mekki ayetler ferdi eğitmekle başlar. Yani insanı inşa eder.
H. kübra dönmezer 11070090
YanıtlaSilMesed veya Leheb sûresi olarak adlandırılan bu sûre, Mekkî dönemin başlangıcında nâzil olan sûrelerdendir.
Hak dine düşmanlık etmesi sebebiyle kin ve hasedinden yanan, böylece varacağı ebedî cehenneme girmeden, dünyada aleve giren ve “ateşlik” mânasına gelen Ebû Leheb ile eşinin âkıbetini bildirir.bu sure ebu leheb ve onun gibileri kapsar. dünyada onun gibi bir çok insan vardır. Allah en sevgili kuluna yapılan eziyetin karşılığını vereceğini ayetleri ile bildirmiştir.
Ebû Leheb’in âkıbetini ve kâfir olarak öleceğini senelerce önce haber vermektedir. Ebû Leheb, hastalığı sebebiyle katılmadığı Bedir savaşında Mekkelilerin yenilmesine o kadar üzüldü ki bir hafta sonra ibret olacak şekilde öldü.
ASLIHAN ŞAHİN 11070330
YanıtlaSilmekki ve medeni surelerin ele aldığı, ağırlıklı olarak bahsettiği konular farklıdır. Allah inancı, kıssalar, peygamberlik, ahiret inancı, ahlak, insanın yaratılışı, kıyamet, insan , kainat, cennet-cehennem, müşriklerden mekki surelerde bahsederken, Allah-u teala Hz. Muhammed(sav)'e zor zamanlarında hitap ederek moral vermiştir, buna örnek olarak Yusuf suresinden bahsedebiliriz. Mekke devrinde inmiş olup 111 ayetten oluşan bu sure Rasulullah'ın hayatının zor ve sıkıntılı dönemlerinde yani eşinin ve amcası Ebu Talip'in vefat ettiği, Kureyş'in eziyetlerinin arttığı bir dönemde inerek onu ve ashabını teselli etmiştir.
ALAK SURESİ: Alak insanın yaratıldığı kan pıhtısıdır.Bu sureye oku manasına gelen ikra suresi de denir.Mekke de ilk inen surelerden olup 19 ayettir.
YanıtlaSilBu surede okumanın, ilim öğrenmenin üstünlüğünün, insanın yaratılışı, kalemin özelliği,bunların insana Allah ın ihsanı olduğu, insanın bunları düşünmesi Rabbine itaat etmesi gerektiği aksi halde azaba düçar olacağı anlatılır.İslam ın oku emri bu surede gelmiştir.
Vahye muhatab olan Mekke halkı, Allah’a şirk koşuyor, O’nu gerçek vasıflarından ayrı düşünüyor ve ahirete de inanmıyorlardı. Soya, kabilelerine ve zenginliğe çok önem veriyorlardı. Bu yüzden de Peygamber Efendimizi peygamber olarak kabul etmemişlerdi. Bu gibi sebepler dolayısıyla Mekkî dönem surelerinde yoğun olarak imanî konular yer almaktadır. Allah’a, peygamberine ve Ahirete iman, Allah Teala’nın vahyine bir temel oluşturmaktadır. Ayrıca vahiy farklı bir dönemde farklı bir topluma da hitap etse yine temeli Allah’a iman oluşturacağından bu konuların öncelikli olması doğaldır.
YanıtlaSilİnsanın Allah’ın kelamı ile tanışmasında öncelikle, Yaratıcısını tanıması, peygamberin elçiliğinin gerçekliğini bilmesi ve bu kelamın Allah’ın vahyi oluğundan emin olması için deliller sunuluyor.
Tarık Suresi’nde de Allah Teala kevnî âyetlerinden göğe ve Tarık yıldızına yemin ederek insanın dikkatini çekmek istiyor. Sonra diğer bir âyeti olan insandan bahsetmeye başlıyor. Onun yalnız olmadığını belirtiyor ve ona kendi yaratılışını hatırlatıyor. Böylece onu insan aklı için mucizevi bir şekilde, bir sudan var ettiğini, tekrar diriltmeye de gücü yeteceğini ortaya koyuyor. Yaratmasından verdiği bu misalleri ile insanın hem çevresine hem kendisine bakıp Allah’ın varlığını görmesini, onu tehdit ettiği günden sakınmasını murat ediyor. Ardından yine yağmurlu göğe ve yarık yarık çatlayan yere yemin ederek farklı bir misalle, sürekli tekrarlanan yaratmasını gözler önüne seriyor.
Peygamber Efendimizi boş sözler yada şiir söylemekle itham eden müşriklere karşı Kur’an’ın doğruluğunu, onu yalanlayanların iddialarının aksine hakkı batıldan ayırmak için Allah tarafından indirildiğini vurguluyor. İman ve teslimiyet olmadan diğer alanlarda bir ilerleme söz konusu olmayacağı için Mekke döneminde öncelikle insanın teslimiyeti ve imanın kalplere yerleşmesine yönelik olarak buradaki gibi uluhiyet, nübüvvet ve ahiret konuları yoğun şekilde işleniyor. İnkar edenlerin tuzaklarına karşı kendisinin de tuzak kuracağını ve Peygamber Efendimizin onlara mühlet vermesini isteyerek onu bu zor görevinde destekliyor.
FATİHA SURESİ
YanıtlaSilMekke’de inmiştir.7 ayettir.tam olarak inen ilk suredir.Fatiha bir konuyu,bir kitabı veya başka bir şeyi açan şey demektir.Başka bir deyişle Fatiha bir nevi önsözdür.
Bu sure aslın da Allah’ın kendi kitabın okumak isteyenlere öğrettiği bir duadır.Fatiha suresi Kur’an’ın özetidir.Peygamberimizde Kur’an’ın ahlakıyla ahlaklandığı için Fatiha bir nevi Peygamberimizin özetidir.
11070050
11070254
YanıtlaSilŞEMS SURESİ
"Şems" kelimesi güneş anlamına gelmektedir. Surenin ilk ayetinde güneş üzerine yemin edildiği için sure bu ismi almıştır. 15 ayetten oluşan Şems Suresi, Mekke'de inmiştir.Mushaftaki sıralamada 91., nüzul sırasına göre ise 26. suredir.
Yüce Allah güneşe, kuşluk vaktine, aya ve benzeri varlıklar üzerine yemin ederek başlamaktadır. Kur'an-ı Kerim'de dikkat çeken nokta şudur ki, yüce Allah daima insanın yapamayacağı, sadece kendisinin yarattığı varlıklar üzerine yemin etmektedir.
İnsanı yaratan, şüphesiz ki Allah'tır. Bu surede insanın yaratılışından bahsedilmekte ve onun hem iyiliğinin hem de kötülülüğünün kendisine ilham olunduğu dile getirilmektedir. Bu durum, insanın bir takım iyi ve kötü ahlakî vasıflarını yaratılıştan getirdiği gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu ayetlerde geçen iyiliğin ve kötülüğün ilham edilmesi ile nefsî arzu ve isteklerin insanı yönlendirici özelliği olduğuna dikkat çekilmektedir. Bununla birlikte, nefsini kötülüklerden arındıranın kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömenin de ziyan etmiş olduğu dile getirilmektedir. Ancak ayetlerden, insanın iyiliği veya kötülüğü tercih etme hakkı ve yeteneğinin olduğu da anlaşılmaktadır.
11070203
YanıtlaSilİnşikak Suresi
Sure adını birinci ayetinden alır. İnşikak kelimesi yarılmak anlamına gelmektedir. Surenin başında göğün yarılmasından bahsedildiği için bu isimle anılmıştır. Sure 25 ayetten oluşmaktadır. İçinde secde ayeti bulunan surelerden birisidir. Mushaftaki sıralamada 84, iniş sırasına göre 83. sıradadır.
Surenin temel konuları;
Kıyamet sahneleri,
Amel defterinin verilmesi,
Ceza ve mükafatlar.
Surenin temel mesajları;
Bu surede kıyametin kopuş anında görülecek bazı olaylar şu şekilde anlatılmaktadır: gök yarılacak,yer yarılıp dümdüz olacak, yeryüzü içindeki şeyler dışarı atılacak. Hesap gününde cennettekilerın amel defterleri sağdan verilecek,cehennemliklerin amel defterleri de soldan verilecektir. Amel defterleri sağdan verilenlerin hesabı kolay olacak,soldan verilenlerin ise zor olacaktır. Bu kimseler ölümü dileyecekler , fakat bu mümkün olmayacaktır.Kuranı yalanlayanlar acı bir azap görecek,inanıp yararlı işler yapanlar ise cennet nimetleri ile ödüllendirilecektir.
FECR SURESİ:Mekke'de nazil olmuştur.30 ayettir.Adını birinci ayetteki 'el-Fecr'kelimesinden almıştır.Fecr,tan yerinin ağarması demektir.Fecr suresinde insanın nankör bir varlık olduğundan bahsedilmektedir.İnsan nimete kavuşunca Rabbi ni unututup sıkıntıya düştüğünde O'nu hatırlıyor.Sadece sıkıntıya düştüğümde değil her anımda O'nu aklımdan çıkarmamalıyım.O en yüce ve tek maşuktur,insan sevdiğini düşünmeden yaşayabilir mi?Sevdiğini kendinden hoşnut etmek için çaba sarfeder o zaman Rıza i ilahi için çok daha büyük çabalar sarfetmeliyim.Varlığımı ,Ondan aldığımı onun yolunda tüketmeliyim.Fecr 28-29-30:Sen O'ndan razı ,O da senen razı olarak Rabbi'ne dön!İyi kullarımın arasına gir;cennetime gir..Hitabına nail olmak için elimden geleni yapmalıyım.
YanıtlaSilCİN SURESİ
YanıtlaSilMekke'de nâzil olmuştur: 28 (yirmisekiz) âyettir. Cinlerin Kur'an dinleyip hidayete geldikleri anlatıldığından, sûre bu ismi almıştır. Hz. Peygamber, amcası Ebu Talip ve eşi Hz. Hatice'yi kaybettikten sonra Tâif'e gitmiş, orada çirkin davranışlarla karşılaşmıştı. Bu sıralarda Kureyş müşrikleri de müslümanlara karşı düşmanlıklarını iyice arttırmış bulunuyorlardı. işte Tâif dönüşünde nâzil olarak Resûl-i Ekrem'e teselli veren bu sûre, yalnız insanların değil, cinlerin de Kur'an'a tâbi olduklarını bildiriyor, İslâm'ın muzafferiyetini müjdeliyordu.
ENAM SURESİ:Bu sure, adını putperest Arapların bazı büyükbaş hayvanları helâl, bazılarını da haram sayan bâtıl inançlarını reddeden 136, 138 ve 139'uncu ayetlerindeN almaktadır...İbn Abbâs'tan gelen bir rivayete göre, Sure'nin tamamı bir defada Mekke'de vahyedilmiştir. Yezid'in kızı ve Hz. Muaz İbn Cebel'in ilk yeğeni Esma şöyle der: "Bu surenin indiği (vahyedildiği) sırada Hz. Peygamber (s.a.) dişi bir deve üzerinde bulunuyor ve ben de devenin yularını tutuyordum. Deve öylesine bir ağırlık hissetti ki, Peygamber'in (s.a.) altında sanki kemikleri kırılıyordu." surede peygamber efendimiz insanları tevhid akidesine çağırmıştır.İslâm toplumunu kurmak için gerekli temel ahlâkî ilkelerin açıklanması gibi ilkeler surenin ana konusudur...
YanıtlaSilSeyfullah topak
YanıtlaSil09070212
ABESE SURESİ:
Sûrenin tamamı Mekke'de nazil olmuştur. İbnu'l-Cevzî bu görüş üzerinde icma olduğunu da kaydeder.Nüzul sırası itibariyle Necm Sûresinden sonra nazil olmuştur.Bu ayetler İbn Ümmü Mektûm hakkında inmiştir. Bu mesele şöyle olmuştur;Bir gün efendimiz müşriklere tebliğ yaparken ibn ümmü mektum yanına gelmiş ve Peygamberden kendisine kuran okumasını ve açıklamasını istemiştir.Ancak peygamber tebliğin etkisinin azalmamasını ve etkisini devamlı kılmak istediği için ibn ümmü mektubu gale almaz ve kör olduğunu da bildiğinden ona sitemle yüzünü ekşitir, hoşnutsuzluğunu belli eder.Ama ibn ümmü mektum kör olduğu için bunu göremez.Fakat Allah herşeyi gören ve kalplerdekini bilendi.Bunun üzerine hemen ikaz mahiyetinde efendimizi uyarı bu sure iner.Buradan şunu anlamam lazım ki Allah ne yaptığımı görüyor ve biliyor.Başkası görmese bilmese dahi gören ve bilen olduğu için kimseyi hafife alıp, gale almamazlık etmemeliyim belki o hafife aldığım insan diğerlerine nazaran daha fazla ilgiyi hak etmiş olabilir
ADI SOYADI : EMİNE ACARAKÇAY
YanıtlaSilÖĞRENCİ NO: 11070004
BÖLÜM: YDÖ1
Mekke döneminde ahiret gibi temel inanç konuları işlenmiş, ibadet ve ahlakla ilgili esaslar anlatılmıştır. Bu dönemde Hz. Peygamber’in (s.a.v) daveti, her şeyden önce inancı, putperestlikten, şirkten, ahreti inkârdan temizleme noktasına odaklanmıştır. Bu esasların kabulüne zemin hazırlamak, insanların gönül rızası ile inanmasını sağlamak için de aklın kabul edebileceği gerçekler dile getirilmiş insanın ve evrenin yaratılışında ki düzenle ilgili deliller ortaya koyulmuştur. Ayın ve güneşin belirlenen bir ölçü yörüngesinde akıp gittikleri bunların aralarında ki denge ve düzen den sıkça bahsedilmiştir. Mekke döneminde bir çok ayetin inançla ilgili hususlar üzerinde yoğunlaşması tabidir. Çünkü Hz. Peygamber putlara tapan, öldükten sonra dirilmeye ve risalete inanmayan bir topluma peygamber olarak gönderilmiştir