İDKAB Tefsir 1 2012-2013

54 yorum:

  1. FATMA COŞKUN/11040091/İDKAB-2

    -KUR'AN NEDİR? VE KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE-

    Kur'an:İnsanın fıtratına uygun yaşamasını sağlayan/sağlayacak olan kitaptır.İnsanın hayatını anlamlandıran,insan hayatına yön vermek için nazil olan kitaptır.Kur'an:Her asra hitap edebilecek yeterliliğe sahip;hayatı tüm yönleriyle kuşatan,sadece inananlara değil bütün insanlığa doğruyu gösteren;inanaların eşya ve olaylara bakışına ölçü getiren ilahi kitaptır.KUR'AN:Bütün insanlara hem dünyada hem de ahirette mutlu olabilmenin yollarını göstermek için indirilmiş ve muhataplarına kendilerine has bir üslupla hitap eden kitaptır.KUR'AN:Allah'ın yazılı belgelerini içeren,kulluğun esaslarını belirleyen kitaptır.Uyan değil uyulacak olan;kendine has bir fikir örgürüsüne sahip,kendi iç yapısında tutarlı,çelişmeyen bir kitaptır.KUR'AN:İnsanın değişen,"ben" halinden dolayı 23 yıllık süreçte nüzulü tamamlanmış öğüttür,uyarıcıdır.İnsana en başta okumayı emretmiş daha sonra Allah rızası ve sevap/ceza metoduyla insanları özüne davet eden kitaptır.
    Kur'an,tebliğ ve tebyin ile emrolunan muallim yani öğrenen ve öğreten peygamberimiz aracılığı ile bize ulaşmıştır.Yöntemi oku,düşün,anla,yaşa idi.Yaşayarak duyurdu.Sahabe onu örnek aldı.O kur'an'ın yaşanılması gerektiğinin ve yaşanılır olduğunun canlı örneği oldu.
    İnsan var olduğu günden bu yana sürekli içinde yaşadığı dünyayı ve evreni tanımaya,anlamaya çalıştı.Bu fıtratında vardır.İnsan,bu arayışında farklı yöntemler peşinde koşmuş,çeşiti beşeri faaliyetler içinde arayışını sürdürmüştür.İnsan bundan vazgeçmez çünkü yaşamak için sebebe ihtiyaç duyar.İşte Kur'an insanın bu anlam arayışına cevaptır.İnsan anlam arayışı sürecinde hürdür,dolayısıyla sorumludur da.Sorumlu olduğu bu süreçte hayatın anlamını 3 yolla gerçekleştirir.Eylem,sevmek ve sabır.
    İnsanların mantığı ve ana zihniyetleri(fıtri koşullar) standarttır fakat alışları farklıdır.Çünkü çevre,kültür,yaşayışları farklıdır.Doğal olarak bu da algılayışı/bakışı da etkiliyor.Bu doğaldır,olmalıdır.Aksi durumda robottan farkımız kalmazdı.Bu insan olmanın, "ben"olabilmenin gereğidir.Fakat;
    Kur'an değerlendirmelerinde bu sorun olabiliyor.Yorumcular kendi görüşlerini yada görüşlerini benimsediklerinin fikirlerini esas alarak kur'an'ı yorumluyorlar.Kendi kafalarındaki kalıplar ile kur'an arasında bir bağ kurmaya çalışıyorlar.Kur'an yerine kendi doğrularını ön plana çıkarıyorlar.Ekoller arasındaki fikir çatışması muhalifleri peşin fikirliliğe sevk ediyor.Kendi uluhiyet anlayışlarına uygun düşmeyen veya mezheplerinin bazı temel esaslarıyla çatışan kur'an ifadelerinin tefsirinde manayı kendi istekleri doğrultusunda değiştirebilmek için kelimelerin yaygın olmayan anlamını kullanıyorlar.Halbuki (subjektiflik)ön yargılı yaklaşımlar kur'an'ın bütünlüğünün gözardı edilmesi anlamına gelir.
    1.kısım

    YanıtlaSil
  2. 2.kısım
    Kur'an'ın doğru anlaşılması için bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesi çok önemli.Bu ayet,siyak/sibak ve kur'an'ın bütünlüğü çerçevesi ile olur.
    Bazen bir kelime farklı ayetlerde,farklı anlamlarda gelebiliyor.Doğru anlam verebilme adına ayetin bütünlüğü çerçevesinde kelimeyi değerlendirmek gerekir.Kur'an bazen de aynı konu ile ilgili ayetleri peş peşe sıralar.Bunun içinden bir ayeti çıkarıp, ona diğerleri gözardı edilerek anlam vermeye çalışmak da doğru olmaz.Zaman zaman yorumcular görüşlerinin doğruluğunu ispatlamak için onlara uyan kısmı alıp gerisini gözardı edeler.
    Kur'an en küçük parçasından en büyük parçasına kadar fikri bir uyumluluğa ve bütünlülüğe sahiptir.Dolayısıyla değerlendirmelerde bulunurken buna dikkat etmek gerekir fakat öte yandan Kur'an konularına göre tertip edilmiş bir kitap da değildir.Bundan dolayı bu şekilde bir değerlendirme yapmak için akla ve iyi bir muhakemeye ihtiyaç vardır.
    Kur'an'ın bir özelliği de,kendisini açıklarke okuyucularını hazırcı bir yaklaşıma götürmemesidir.Üzerinde derin derin düşünülmesini ister.Allah'ın kendisi hakkında bildirdiği ayetler için geçerli değildir bu.Allah'ın kendisi hakkında bildirdikleri insanlar için yeterlidir.O yalnız ve yalnız ona kulluk edilmesini ister.Zatı ve sıfatları hakkında derin düşünmeye davet etmez.Demek ki Kur'an'a göre "İMAN,GAYBEDİR".
    Allah kainattaki gibi Kur'an'a da belli ölçüler koymuştur.Onu dinamik kılan da budur.Diğer kaynakların hiçbirinde bu dinamizm,süreklilik, bütünlük,uyum...yoktur.
    FATMA COŞKUN / 11040091 / İDKAB-2

    YanıtlaSil
  3. Tuğba Karenoğulları 11070553-İDKAB 2
    KUR’AN NEDİR?
    İnsan var olduğu günden beri yaşadığı evereni anlama ve anlamlandırma çabası içinde yaşar, bu insanın fıtratında (özünde) olan bir kabiliyettir. “Her doğan, İslam fıtratı üzerine doğar” hadisinde olduğu gibi inanma insanın özünde var olan bir kabiliyettir. İnsan bu kabiliyeti gerçekleştirebileceği sürece insandır. İnsan hayatını anlamlandırma yolunda çeşitli yön ve yöntemler kullanır. Bu yön ve yöntemler farklılık gösterse de amaç hepsinde aynıdır. Hz. Adem’ den Hz. Muhammed’ e (s.a.v) kadar bütün peygamberler aynı mesajı vermiştir. “La ilahe illallah”. Tevhid hepsinde ortaktır, şeriat farklıdır. İnsanın hayatını anlama ve anlamlandırma sürecinde Kur’an rehberlik eder. Kur’an insanın hayatını anlamlandıran kitaptır. İnsana hayatını anlamlandırması için “Oku, düşün, anla, yaşa” önerisinde bulunur. Kur’ an insandan özünü bulmasını, duygu düşünce ve davranışlarıyla hayatı kucaklamasını, var olma bilincinin farkına varmasını ister.
    KUR’ AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
    Kur’ an hayatı bütün yönleriyle kuşatan, sadece inananlara değil bütün insanlığa doğruyu gösteren eşyaya ve hadiselere ölçü getiren ilahi kitaptır. Bütün insanlara hem dünyada hem de ahirette mutlu olabilmenin yollarını göstermek için indirilmiştir. Kur’ an insanı Allah’ ın halifesi, yeryüzündeki temsilcisi olarak görmektedir. Kur’ an örnek insan ve ideal bir sosyal yapı önermekte ve bunun yollarını göstermektedir. Kur’ an bir bütündür, açık ve anlaşılırdır, çelişkiden uzak tutarlı bir kitaptır. Onun bu tutarlılığından hareketle mutlaka kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılması gerekir.
    Kur’ an ı bütünlük içerisinde 3 çerçevede inceleriz.
    1. Sözün sarf edildiği yer olan “ayet” çerçevesidir. Kur’ an ı anlarken öncelikle cümle ve ayet bazında anlatılmak isteneni tespit etmek gerekir.
    2. Bir ifadeden önceki ve sonraki olarak ifade edilen “siyâk-sibâk” çerçevesidir. Kur’ an bazı durumlarda aynı konuyla ilgili ayetleri peş peşe sıralar. Bu durumda bir ayetin ya da ayetin bir bölümünün çıkartılıp farklı bir gayeye hizmet ettirilmesi doğru olmaz.
    3. “Kur’ an ın Bütünlüğü” çerçevesidir ki gerek kelimelerin çeşitli cümlelerle mana çerçeveleri içerisindeki lugavi anlamlarının tespiti, gerekse Kur’ ani sistem içerisinde kazandıkları yeni manaların kavranması Kur’ an ın bütünü içinde mümkündür.
    Kur’ an mutlaka yine kendi sistemi ve kendi termolojisi içerisinde anlaşılmalıdır.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE , II BÖLÜM
    Kur’an bir bütün halindedir. Bu bütünlük içerisinde Kur’an kendisini tefsir eder. Ayetler bazen birbirini açıklar, bazen de birbirini destekler. Bir yerde açık olmayan ifadeler başka bir yerde açık olabilir. Kur’an’da bazı mutlak ifadeler bulunur. Bu mutlak ifadeler bazen istisnai durumlarda bazen de bir şeyin sebebini açıklamada bu mutlaklıktan sıyrılırlar. Kur’an’da genel anlamlı ifadeler vardır. Bu ifadeler değerlendiriliş şekline göre faklı anlamlar kazanabilirler. Yine bu ifadelerin kastettiği şeyler diğer ayetlerde ya da surelerde açıkça anlaşılmaktadır. Kur’an’da bazı hususlar müphem şekildedir. Bazı şahıs ve nesne adları verilmez. İsmi işaretlerin kimleri gösterdiği bilinmez. Müphem olan bu ifadeler Kur’an’ın diğer ayet ve ya surelerinde açıklığa kavuşturulmuştur. Yine bazı ayetlerde zaman ve mekan belli değildir bu belirsizlik diğer ayetlerde açık hale gelir.
    Kur’an ne kadar açık olsa da onda sahabelerin bile bilmediği garip kelimeler vardır. Kur’an bu garip kelimeleri de kendi içerisinde açıklar. Kur’an’ da iki manaya gelebilecek kelimeler bir çok yerde bir manaya indirgenmiştir. Bir ayette geçen kelime üç manaya geliyorsa o kelimeye, geçtiği ayetten önceki ve sonraki ayetlere bakarak mana verilmelidir. Kısa ve özlü şekilde temas edilen konular başka bölümler de geniş şekilde açıklanmıştır. Kur’an’da kullanılan bazı kelimelerin gerçek mi mecaz mı olduğunu anlamak için Kur’an’ı bir bütün olarak ele almak ve Arap dili özelliklerine dikkat etmek gerekir. Aksi halde farklı anlaşımlar ortaya çıkması kaçınılmaz olur.
    Kur’an’ da ki ayetler hiçbir zaman birbiriyle çelişmez. Çelişkili görünen durumları da Kur’an kendi içinde açıklığa kavuşturur. Kur’an’ı bir bütün olarak değerlendirirken onun pasajları arasında bir bağ kurmak gerekir. Böyle yaptığımızda Kur’an’ın bize söylemek istediğini gerçek anlamda anlamış oluruz.

    TUĞBA KALAYCI İDKAB-2

    YanıtlaSil
  6. KUR’AN’IN BÜTÜLÜĞÜ ÜZERİNE III. BÖLÜM
    Kur’an-ı Kerimi tefsir etmede Kur’an kaynaklardan sadece birisidir. Kur’an’ı tefsir ederken Hz Peygamberin açıklamalarını sahabelerin açıklamalarını dikkate almak gerekir. Peygamberimizin sünneti Kur’an’ı anlamada ikinci kaynaktır. Sünnet Kur’an’ın şerhidir. Çünkü peygamberimiz sadece onu bize tebliğ etmekle kalmamış onu açıklama görevini de üstlenmiştir. Bu da ayetlerle kanıtlanmıştır. Bu yüzden Kur’an’ın tefsirinde Hz. Peygamberin açıklamalarını göz ardı etmek doğru değildir. Peygamberimizin gerek ashabın bazı Kur’an ayetleriyle ilgili sorularına cevap olarak gerekse de kendisinin lüzum gördüğü anda bir çok ayeti tefsir ettiği kaynaklarda vardır. O Kur’an’ın hepsini tefsir etmemiştir.
    Peygamberimizin Kur’an ile ilgili olan açıklamalarını iki grupta el alabiliriz.
    1) O’nun Kur’an ile ilgili bazı açıklamalarının üzerine ümmetten hiçbir kimse söz söyleyemez. söz söylenemeyen bu hususlar gaybi hususlar, ibadetler, muamelat ve ukba gibi konularla ilgili açıklamalardır. Örneğin Kur’an’da ‘’namazı ikame edin denilir’’ ama kılınması istenen namazın hangi şekilde olacağını peygamberimizden başkası bilemez. Peygamberimizin diğer açıklamaları ise Kur’an’ın bazı ayetlerinin vermek istediği mesajı teyit eder türde olan açıklamalardır.
    2) Peygamberimizin etrafın da her seviyeden insan vardı sorulan sorulara herkesin seviyesine göre cevap vermek durumundaydı.
    Peygamberimizin Kur’an’ın bazı ibareleri hakkındaki açıklamaları üzerine daha sonra gelen sahabe ve alimler söz söyleme imkanı bulabilmişlerdir. Kur’an’ı bir bütün olarak anlamaya çalışanlara peygamberimizin çalışmaları alt yapı oluşturmuştur.
    Yine Kur’an-ı Kerim’i tefsir ederken sahabelerin görüşlerin de başvurmak gerekir. Çünkü sahabeler Kur’an’ın indirildiği dönemde ve ayetlerin inmesine sebep teşkil eden olayların içinde bizzat yaşamışlardır. Bu yüzden onların Kur’an ile ilgili olan açıklamaları göz ardı edilemez. Kur’an’ı tefsir ederken sünneti ve sair kaynakları kaynak olarak kabul etmeyenler İslam içerisinde kayda değer bir şey teşkil edememişlerdir. Yine Kur’an’ı tefsir ederken indirildiği dönemin ve Arap dilinin tüm özellikleri dikkate alınmalıdır.
    Kur’an’ın anlaşılmasında başvurulacak başlıca kaynaklar peygamber sünneti sahabe görüşleri ve tarihi kaynaklardır. Bunun dışında insanın her alanda ürettiği bilgi birikimi de Kur’an tefsirinin kaynaklarındandır. Çünkü Kur’an’daki mesajlar evrenseldir ve tüm döneme topluma zamana hitap eder. Bu yüzden o varlığın tüm yönlerini kuşatmıştır.

    TUĞBA KALAYCI İDKAB-2

    YanıtlaSil
  7. KUR’ AN NEDİR ? I.BÖLÜM
    İnsan hiçbir canlıya benzemeyen bir varlıktır. Kadın-erkek, eğitimli –eğitimsiz, Müslüman -Hristiyan olsun bütün insanlarda hayata dair bir anlam arayışı vardır ve bu fıtridir. İnsanın hayatına anlam kazandıran değerleri, inançları, hedefleri onun eylemlerine büyük ölçüde etki eder. İnsan fıtratında bir takım yapısal imkanlar vardır. Yapan-yıkan, seven-nefret eden gibi bu imkanlar insanın kendi seçimi değildir. Böyle olması insanın kendini ve diğer insanları anlamada ona sorun teşkil eder. Bu yüzden insanlar yollara ve törelere ihtiyaç duyar. Ona doğruyu yanlışı , iyiyi kötüyü gösterebilecek bir kültür. Bu kültür onun hayatını anlamlandırması için onda bir zihniyet oluşturur.
    İnsan hayatını anlamlandırmada , ben merkezli anlamlandırma yaparsa fıtratının sadece bir kısmıyla örtüşen hayatı anlamlandırmış olur. Bu da onun fıtratındaki kemal boyutunu köreltmesine neden olur. Ama insan fıtri ilkeleri temel alarak bir anlamlandırma yaparsa kendini aşma başarısını sağlamış olur. İnsanın bunu yapabilmesi için özünün varoluşundan önce geldiğini idrak etmesi gerekir. Bunu idrak etme onu Allah’ın varlığını düşünmeye sevk eder.
    Allahu Teala insanlara fıtrata uygun olarak hayatlarını anlamlandırmaları için bir takım mesajlar ve bu mesajları bize ulaştıran, açıklayan ve hayatlarına geçiren peygamberleri de bize rehber olarak göndermiştir.
    İnsan hayatına anlam ararken hür bir varlık olarak sorumluluklarının bilincinde olmalı, kime ve neye karşı sorumlu olduğunu bilmelidir. Bu da onun hayattan kopmadan var oluşunu gerçekleştirir. Allah bu sorumluluk bilincini diri tutan anlam arayışındaki dengeyi gözeten mesajı peygamberimizle göndermiş ve insanları yer yüzünde halife yaptığını açıklamıştır. Bu halifeliğin en güzel örneği peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)dir. O Kur’an –ı hayatına geçirmiş ve tüm insanlığa örnek olmuştur. O Kur’an’ı sadece okuyup hıfzetmemiş aynı zamanda ondaki ince manaları keşfetmiş ve bunu da fiilleriyle dışa vurmuştur . Olağanüstü yaşama sanatını ortaya koymuştur.
    Biz insanlarda hayatımızdaki anlam arayışında Kur’an’ı referans almalıyız. Onu önce okuyup, okuduğumuzu düşünüp, düşündüğümüzü anlayıp hayatımıza geçirmeliyiz. Eylemlerimizi onun ışığında onun istediği gibi gerçekleştirmeliyiz. Bunu yapar iken de insan Kur’an’ı bir bütün olarak ele almalı , ön yargısız, objektif bir şekilde incelenmeli ve hayata geçirmelidir .

    TUĞBA KALAYCI İDKAB-2

    YanıtlaSil
  8. KUR’AN NEDİR ? II BÖLÜM
    Kur’an’ı Kerim Allah tarafından peygamberimize Arapça olarak vahiy yoluyla indirilmiş ve içerisinde insan hayatına anlam veren bir takım mesajlar bulunan ilahi bir kitaptır. Kur’an sözcüğünün Kur’an’ın ilk emri olan ikr’a kökünden geldiği söylenir . Burada da Kur’an’ın okumaya verdiği önem görülmektedir.
    Kur’an’ı Kerim insan sözü değildir . O Allah’ın kelamıdır. Onun metinleri içinde bir bütünlük, bir ahenk ve musiki vardır. Bu yüzden hiçbir şair onun tek bir ayetine denk gelecek bir söz söyleyememiştir. Buda Kur’an’ın pek çok ayetiyle kanıtlanmıştır.(İSRA 88)
    Kur’an vahiy ürünü olup peygamberimize üç şekilde gelmekteydi. Rüya şeklinde, Cebrail’in aslının görünmesi yoluyla , Peygamberimiz’ in kalbine ilham düşürülerek.
    Kur’an’ı Kerim ayet ayet inmiştir. Ayet kelimesi delil ve mucize anlamlarına gelmektedir. Kuran peygamberimizin mucizesi olduğundan, insanların hayatlarını anlamlandırabilmesi için onu Allah’a götüren bir delil olduğundan onun bütününe de ayet denilmektedir.
    Kur’an’ı Kerim bizim hayatımızın tam içindedir. Kur’an ayetlerini okuyan insan hayatını bu ayetler doğrultusunda anlamlandırmalıdır. İnsanın ayet olan fıtratı ve onu kuşatan evren ayeti vardır. Bunların bir birleriyle örtüşerek bir hayat sürdürülmesi Kur’an’ın hükümlerine , emir ve yasaklarına uymaya bağlıdır. Biz insanlar bu emir ve yasaklara uyduğumuz sürece yani sırat-ı müstakimde olduğumuzda insan-ı kamil mertebesine erişeceğiz. Bu da insanın kendisini anlamasıdır. İnsan kendini anladığında diğer insanları da anlar.
    Kur’an surelerden oluşmaktadır .Bunda da bir hikmet vardır. Çünkü biz insanlar uzun bir şeyi okumaktan sıkılırız . Kısa parçaları okumak bize daha çok şevk verir.
    Son olarak Kur’an’ı Kerim Hz. Muhammed’e vahiy yoluyla, parça parça indirilmiş , Mushaflar da yazılmış, bize tevatürle nakledilmiş, tilavetiyle ibadet edilen, muciz ilahi bir kelamdır. Kur’an’ın bu tanımı Kur’an’da pek çok yerde geçmektedir. Kur’an’ın Kur’an ‘da Ez Zikr, El Kitap, El Furkan gibi Kur’an isminden başka isimleri de geçmektedir.

    TUĞBA KALAYCI İDKAB-2

    YanıtlaSil
  9. KUR’AN NEDİR? III. BÖLÜM
    Bizi biz yapan değerlerimiz vardır. İnsan bu değerleri doğrultusunda hayatını anlamlandırır. Çünkü sergilediğimiz davranışlarımız, hedeflerimiz, amaçlarımız değerlerimiz ışığında gerçekleşir. İnsan değerleri doğrultusunda hayatını anlamlandırmayı üç şekilde gerçekleştirir. Amel ortaya koyarak, bir şeyi /kişiyi severek ve karşılıklı etkileşerek, musibetlere karşı sabrederek.
    İnsanlar yaşadıkları hayatta kendilerine bir hedef belirleyerek bu hedefe ulaşmayı kendilerine amaç edinmelidir. Hedeflerine ulaşmayı başaranlar fıtri yeteneklerini ve hayatta aradığı dengeyi keşfeder ve mutlu olur . Ama hedeflerini gerçekleştiremeyenler fıtri özelliklerini yok eder. Hayatta ki dengeyi bulamaz. Anlık haz ve heveslere yönelir. Hayattan zevk almaz, mutsuz olur. Bu da o kişiyi intihara kadar götürür.
    Değerlerimizin kaynağı, içinde yaşadığımız kültürdür. Çünkü kültür insanların var olanlar hakkında edindiği bilgidir. Bu bilgi doğrultusunda ortaya çıkan davranışlar ve ortaya koyulan eserler kültürün ürünüdür. Kültürün bir kısmı sadece bir millete aittir. Bir kısmı da bütün insanlığa aittir. Kültür bir bakıma insanın kendini gerçekleştirme sürecidir. İnsan sahip olduğu kültür doğrultusunda değerlerini oluşturur ve hayatını anlamlandırır. Eğer insan hayatını anlamlandırmamışsa dış dünya onun için tehlikeli ve çekilmez hal alır. Bu durumda olan insanlar fıtri tüm kabiliyetlerini köreltirler. İnsanın hayatını anlamlandırma sürecinde ona doğruyu yanlışı gösterecek bir rehbere ihtiyacı vardır. Bizim rehberimizde Hz. Muhammet’tir.
    Müslümanlar olarak bizim kültürümüzün temelinde Kur’an’ı kerim ve Hz. Muhammed vardır. Allah Kur’an’ı insana dünya-hayat-tabiat-evren karşısında takınacağı tavrı bilsin ve bütün varlıkla paylaşsın diye indirmiştir. Hz. Muhammed’i de indirilen bu kitabı yaşayarak insanlara rehber olması için göndermiştir. Hz. Muhammet Kur’an’ı okumuş , düşünmüş, anlamış ve hayatına geçirmiştir . Bu şekilde tüm insanlığa örnek olmuştur. İşte bizi biz yapan değerlerimiz olan Kur’an ve sünnet doğrultusunda yaşamalıyız. Ama günümüzde manevi olan bu değerlerimiz arka plana itilerek maddi değerler ön plana çıkarılmıştır.
    Bizi biz yapan asıl değerlerimiz doğrultusunda hareket edebilmemiz ve kalkınmamız için Kur’an ve örnek aldığımız Hz. Muhammed ile olan ilişkimizi bir temele oturtmamız gerekir. Kendimize, hayatımıza ve evrene bu temelden bakmamız gerekir. Bu da Kur’an ve hadise hayatımıza tam olarak katabilmemizle mümkün olur. Kur’an ve sünneti hayatına katan kişi grup veya kültürde bunların izleri görülür. Öyle ki evlerde bulunan tablolarda ve yapılan mimari eserlerde Kur’an ve hadisle ilgili motifleri görmek mümkündür. Bunun da en güzel örnekleri Osmanlı döneminde yapılan mimari eserlerde görülür.

    TUĞBA KALAYCI İDKAB-2

    YanıtlaSil
  10. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  11. KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE I.BÖLÜM
    Kur’an’ı Kerim bütün hayatı kuşatan, insanlara yol gösterici olan ve onlara dünya ve ahiret mutluluğunun yollarını gösteren bir kitaptır. Bu yüzden Kur’an’ı Kerim sadece belli konuları işlemez. Evrensel olan tüm konular onun içeriğini oluşturur.
    Kur’an’ı Kerim bir bütünlüğe sahiptir. Onun bu bütünlüğü üç çerçevede ele alınmıştır.
    1) Ayet Çerçevesi : Kur’an anlatılmak istenirken ilk önce onu oluşturan ayetler değerlendirmeye alınmalıdır. Bu işlem yapılırken ayetin bütünü göz önünde bulundurulmalıdır. Bu olmadığı takdirde yanlış yorumlamalar ortaya çıkar.
    2) Siyak-Sibak Çerçevesi : Bir ifadeyi değerlendirirken ondan önceki ve sonraki ifadelerde dikkate alın malıdır. Bazı ayetler peş peşe gelmiştir. Bu ayetlerin içinden bazılarını çıkarmak ondan çok farklı anlamlar çıkmasına neden olur.
    3) Kur’an’ın Bütünlüğü Çerçevesi : Kur’an bir bütün halindedir. Bu bütünlüğü içinde parçaları birbiriyle bağlantılı bir yapı oluşturmuştur. Bu parçalar bazen birbirini tamamlar bazen de açıklar. Ayetlerle de belirtildiği gibi o apaçık haldedir ve çelişkiden uzaktır. Bütün ifadeleri bir birini destekler. Bu yüzden onu değerlendirirken bir bütün halinde ele almak gerekir.
    Kur’an’ın bir bütün olarak anlaşılması için ön yargılarımızı bir kenara bırakarak ona yaklaşmalıyız. Ön yargıların olduğu yer de objektiflik söz konusu olamaz. Kur’an’ı yorumlayan alimler kendi görüşlerini Kur’an yorumuna karıştırmışlardır. İslam ‘da ki siyasi ve itikadi yaklaşımların farklılaşması alimleri bu ön yargılı tefsire itmiştir. Tüm tarikat, cemaat ve mezhepler Kur’an’ı kendilerine göre yorumlamışlardır. Oysa Kur’an bir bütündür ve o kendi sitemi içerisinde değerlendirildiğinde doğru anlaşılır. O doğru anlaşılmadığında oku, düşün, anla ve yaşa zincirinde sorun ortaya çıkacaktır. Nitekim öylede olmuştur. Onu bir bütün olarak okumak, düşünmek, anlamak ve yaşamak gerekir. Hayatımız ancak bu şekilde anlam kazanır.

    TUĞBA KALAYCI İDKAB-2

    YanıtlaSil
  12. ŞEYDANUR KAZALAK 11040209/İDKAB2

    KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE (BİRİNCİ BÖLÜM)

    Kur’an’ ın kendisiyle tefsiri demek; ifade ve terkiplerinin diğer pasajlar yardımıyla bütünlük içinde incelenmesi akla gelmektedir. Bu bütünlük üç çerçevede ele alınmaktadır. Bunların içinden ilki olan Ayet Çerçevesi içinde değerlendirmede sözcükleri ve terkipleri önce cümlenin içinde anlamak gerekir. Bir veya daha fazla unsur birlikte alınmazsa o bölümde iletilmek istenen mesaj tam olarak iletilemez/anlaşılamaz.
    İkincisi de Siyak-Sibak Çerçevesidir. Herhangi bir ifadeden önceki ve sonraki ifadeler için bu terimler kullanılır. Kur’anda ard arda gelen ve birbirlerini tamamlayan ayetlerin bir kısmı veya bir grubu çıkarılırsa anlam bulanıklığı oluşur bu durumda Kur’ an’a aykırı sonuçlar çıkabilir.
    Son olarak kullanılan kriter ise Kur’anın Bütünlüğü Çerçevesidir. Kur’an’ın en küçük parçasından en büyük parçasına kadar hepsi bir bütünlük içindedir. Kelimelerin, çeşitli cümleler ve mana çerçeveleri içindeki sözcük tespiti ve yeni manaların kavranması hep Kur’an’ ın bütünlüğü içinde mümkün olmaktadır. Ayrıca araştırma yapan kişinin ön yargıdan uzak ve nesnel bir tutumla inceleme yapması araştırmanın neticesi için önemli olmaktadır.
    Bunların haricinde Kur’ an’ ı kendi bütünlüğü içinde anlamaya engel olan faktörler vardır. Bunlar üç başlık altında toplanmıştır. İlk etken Genel Özellikleri kapsar. Kur’an’ı bütünlüğü içinde anlamanın zor olduğu bundan dolayı problemlerin yaşandığı görülmektedir. Kur’andan hükümler çıkarılırken iki yol izlenmiştir. Ya Kur’ an’ın muhataplarına sunduğu gerçekler, hayatta karşılaşılabilecek durumlara göre verilmiş ya da emirler ve yasaklar belirlendikten sonra ilkelerin hayata geçirilmesi şeklinde olmaktadır.
    Diğer etken Önyargıdan Kaynaklanan Hatadır. İlimlerde objektif olmak, sağlıklı nitelikli sonuçların çıkmasına olanak sağlar. Kur’an’a öznel yaklaşım sonucunda farklı algılamalar, düşünceler boy gösterecektir. İslamda siyasi olaylar ve itikadi hareketlerden sonra Kur’an’ ı isteyen kendine göre tefsir etmeye başlamıştır. Böylece herkesin kendine göre doğruları oluşmaya başlamıştır. Bütünlük arka plana atılarak devam etmiştir. Bu durum itikadi mezheplerde açıkça görülmektedir.
    Son etken ise Metoddan Kaynaklanan Hatadır. Kur’an’ ı başka kaynaklarla incelemek istenilen sonucu vermeyebilir. Esas olan Kur’an’ı kendi fikri bütünlüğü ile anlamak ve yorumlamaktır. Her ilmin kendine ait bir alanı bir sınırı vardır. Bu ilimler ancak Kur’an’ ı Kerim-i anlamada yardımcı kaynaklık edebilir. Kur‘ an başlı başına bir ilim olup kendi kendini yeteri kadar açıklamaktadır. Müslümanların Kur’ an’ ı savunmaları ve ona diğer ilimlerle yaklaşmaları onların Kur’an‘a saygısını ve verdikleri değeri göstermektedir. Böyle olsa bile bu verilmek istenen iletiyi algılamakta zorlaştırır.Bundan dolayı Kur’an Kerimi ayrıştırıcı bir bakış açısıyla değil;kapsayıcı,tamamlayıcı bir bakış açısı ele alınarak incelenmelidir.

    YanıtlaSil
  13. ŞEYDANUR KAZALAK 11040209/İDKAB2

    KUR'AN NEDİR?(BİRİNCİ BÖLÜM)

    İnsan doğumundan ölümüne kadar olan sürecin her anını yaşayarak, yaşatarak değerlendirmek ister.Yaşam ve ölüm arasındaki hassas çizgiyi insan dolu dolu hayattan tat ve zevk alarak ve en önemlisi de hayatı anlamlandırarak yaşamak ister.
    İnsanoğlunun fıtratı ile birlikte gelen merak ve anlamlandırma güdüsü onu sorgulamaya yöneltir.Birey bu sorgulamayı yaparken etrafında mevcut olan olay ve olgulardan yararlanarak anlam verme sürecini hızlandırabilir.Bir insan nasıl ki yeme içme gibi temel ihtiyaçları olmadan yaşayamazsa,anlamsız bir hayat da boşlukta yaşamaktan veya diğer canlılar gibi düşünmekten yoksun olarak yaşar.Bizi biz yapan farkımızdan biri de düşünebilme gücüdür. İlk insandan bügüne kadar gelmiş her insan,verilen büyük ulvi nimet olan aklı kullanarak birçok soruya cevap bularak kendini tatmin etmek istemiştir.Bu tatmini ile kendini rehabilite,motive ederek kendini güçlendirmiştir.
    İnsan maddiyattan çok maneviyata önem verip ruhen sağlıklı aklen bilinçli her davranış ve tutumda ifrat ve tefrite düşmeden orta yolu bulmak için emek verip hayatı anlamlandırmaya çalışır. Biriken anlamlandırmalar insanı daha çok düşünmeye/sorgulamaya yöneltmiş çok uzak görünen gerçeğe bir adım daha yaklaştırarak onu etkilemiştir.İnsan geçici olanı değil kalıcı olanı istediği için hayatını bir amaca veya inanılacak bir güce adayarak yaşamak ister. Kişiyi etkileyen birçok dış etken olsa da birey anlamı bulup yaşamak ister.Her insanın hayata değer verişi hayatı anlamlandırması farklıdır.Bunun sebebi;objeyi kavrayışlarında, alıştaki farklılıklar,bilgi seviyesi ile kültür şartlarının değişik yapıda olmasıdır.
    Değerler;yüksek,araç ve alışılan değerlerden oluşmaktadır.Bu değerlerin bir kısmı doğuştan geldiği gibi zamanla da oluşabilir. Bu değerler ile birey kabiliyetlerinin farkına varır.İnsan hayatına anlam verirken kullandığı değerler onu bazen çıkmaza anlamsızlığa sürükler.Bilinçli bir insan gittiği yolun sonunu kestirebilmeli yanlış yolda ise doğru yolu bulmak için gayret göstermelidir.Her gayreti/eylemi onun için anlamlı bir hayatı bulmaya yöneltecek altın değerindeki anahtardan sadece biridir. Başarılı bir anlam anlayışı sonunda kişi;fıtri yeteneklerini keşfetmiş, hayatın olumsuz olaylarına karşı kendinde başa çıkacak gücü bulur ve de mutlu olur.Başarısız bir anlam arayışı sonunda fıtri yeteneklerin iptali anlık haz arayışları ve dünyadan vazgeçme ile gelen mutsuzluk kendini gösterir.
    İnsanlar farklı ırklara dillere mensup olsa da fıtri özellikler her insanda vardır.Tabiat ve Tanrı fıtri kabiliyetleri etkileyen iki kaynaktır.İnsanın hayatını anlamlandırması iki şekilde gerçekleşir;Ben merkezli anlam verme ile Fıtrat temelli anlam vermedir.Kişi hem kendine hem de topluma bağlı bir varlık olduğundan doğayla kurduğu ilişkiyi toplumla da kurmak ister.Kişinin toplumda nasıl davranması gerektiğini belirleyen ona ahlaki değerleri öğreten kurallar bütünü vardır.Bu kurallar sayesinde zihniyet edinir.Zihniyet,insan zihninin hareket ettiği ortamdır. Büyüsel ve olgusal olmak üzere iki ayrı zihniyet türü vardır. Bunlar ayrı olup toplumlara göre değişmektedir.İnsanda öz varoluştan önce gelmektedir bu durum kişiyi direkt Allah'a yönlendirir ve yüce varlığı düşündürür.Rab insanla konuşmuş onlara hayatlarını anlamlandırmaları için öncüler göndermiştir.İlk peygamberden son peygambere kadar hepsi aynı yolda ilerlemiş insanlara 'tevhid' ilkesini anlatarak hayatlarını anlamlandırmalarına yardımcı olmuştur. Din aynı kalmakla beraber hayatı anlamlandırmadaki uygulamalar değişmiştir. Bunun sebebi;insanın imtihan edilmesi ve Allah'ın halifesi olmasıdır. İnsanın hayatını anlamlandırması doğadaki düzen için gereklidir. İnsan başıboş yaratılmadığı için görevleri yerine getirmekle yükümlüdür.Bunun en güzel örneği ise peygamberlerdir onlar insana yol göstererek hayatı tanımlama sürecine hız vermişlerdir.Bu sürecin son halkası olan ilahi kitap Kur'andır.Kitap insandan okumasını,düşünmesini,anlamasını ve yaşamasını isteyerek hayatı daha yaşanabilir kılmak istemektedir.

    YanıtlaSil
  14. ŞEYDANUR KAZALAK 11040209/İDKAB2

    KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE (İKİNCİ BÖLÜM)

    İlahi kelâm vermek istediği mesajı muhattaplarına verirken öylesine güzel bir üslup kullanmaktadır ki adeta eşsiz nitelikte ve ulvî değerde bir kâniat kitabı oluşunu bizlere açıkça beyan etmektedir. Elbetteki yüce kitap tefsir edilirken birtakım zorluklar yanlış anlama gelebilecek kelimeler birçok probleme zemin hazırlamaktadır ama kitabımız öyle güzel bir niteliğe/içeriğe sahip ki bu problemlerin çözümü yine kendi sistematiği içerisinde çözülmektedir. Böyle olsa bile bazen Kur'âni bir ifade mübhem veya mücmel olabilmektedir ya da bazı hususta Kur'an kesin ve net ifadeler ortaya koyup tavrını belirlerken bazen bu durumu istisnai durumlar bozabilmektedir. Kur'an bazı mutlak ifadelerini değişik yerlerde bir nedene bağlayarak kayıtlar. Sebebin zikredilmediği pasajla bütün değerlendirilmediğinde Kur'an'i düşünceye ters düşen durumlar söz konusu olabilmektedir.
    Arap dilinin en belirgin özelliklerinden birisi de bir kelimenin birden fazla anlamı bünyesinde barındırmasıdır. Genel anlamlı bir sözcük manalarına göre farklı açıklanabilmektedir. Genel anlamlı bir kelime aynı zamanda tam kavramı karşıladığı için doğrudan parçayı da içine almaktadır. Ayette birçok anlama gelebilecek bir ifade başka bir ayette kendini yeteri kadar açıklayarak sorunu çözer.
    Kur'an'ın ana gayesi masajını insanlara iletmek olduğu için kişi,yer ve mekân hakkında fazla bilgiyi öne çıkarmamaktadır. Böylece ilahi kelam ayrı bir fonksiyonelliğe sahip olur. Kur'an bu özelliği ile birçok ilmin çıkmasını sağlamıştır. Bu ilimlerden biri Mübhematü'l Kur'an İlmidir. Kitapta belirsiz olan şahıs ve yer isimlerini bulmayı açıklamayı gaye edinen bir ilim dalıdır
    Kur'an'ın dili Arapça olmasına rağmen indiği dönemdeki konuşma dilinde çok kullanılan ve yaygın kelimelere yer vermemiş bunun tam tersi olan çok az kullanılan ve belirli kişilerin bildiği kelimeler Kur'anda yer almıştır. Bundan dolayı Galibü'l Kur'an İlim ortaya çıkarak kelimelerin manasını açıklamaya çalışmıştır. Kur'ân lafzı müşterek olan kelimelerin tek anlama gelmesini sağlayarak anlam kargaşalığına son verir. Kısa ve veciz olan konuları diğer ayetlerde açıklayarak bir özelliğini daha göstermiş olmaktadır.
    Bir sözün mecazi veya gerçek anlamda oluşunu Kur'an bütünlüğüne bakılarak belirlenebilir. Bunu anlamak için Arapların dili kullanış özelliklerinden, şiirlerden ve Kur'ân'ın indirildiği dönemdeki Arap dilinin ifade tarzlarından yararlanılmalıdır. Diğer bir ilim dalı olan Müşkilu'l Kurandır. Bu ilimle Kur'andaki çetrefilli konular çözülmekte ve Kur'ân'ı anlamak anlamlandırmak kolaylaşmaktadır.


    YanıtlaSil
  15. ŞEYDANUR KAZALAK / 11040209 İDKAB2

    KUR'AN NEDİR? (İKİNCİ BÖLÜM)

    Kur'an'ı Kerimin ne olduğuna dair birçok tanım yapılmıştır. Bütün tanımlar bizlere Kur'an'ı daha iyi anlatmakta tanıtmaktadır ki bunlardan Kur'an'ın özellikleri yeteri kadar görülmektedir. Kur'anda bir kitap olduğu için diğer kitaplarla arasında farklılıklar ve ayırt edici özellikleri vardır. Bu ayırt edici özelliklerden bir kısmı ise kendinden önce gelen ilahi kitapların bozulan içeriklerini tamamlar,düzenler ve doğru bilgiyi sonra ki nesillere aktarır. Kur'an'ın bütünlüğüne bakıldığında içeriği üç kısımda incelenir;
    -Tevrat ve İncilin bünyesindeki,ilkeler hikayeler
    -Nüzul sırasındaki yasalar,hikayeler
    -İlk defa söylenen gerçekler ve kurallardır
    Kur'an'ın içeriği incelendiğinde bile insanların anlam arayışının çok eski dönemlere kadar gittiği ve sorularına cevap vermeleri net bir şekilde görülmektedir.
    Vahyin birçok tanımı bulunmakla birlikte yaratıcısal bir fiil olduğu Kur'an'ın birçok yerinde belirtilmiştir. Peygamberlere gelen vahiyler bazısı; sadık rüya şeklinde,cebrailin asli görünüşü, kalbe ilham uykuda iken idi. Vahiy geldikten sonra peygamber ezberletip, yazdırarak, tebliğ tebyin ve tefsir etmiştir. Kur'an'ın önem arz eden kavramlarından biri de Ayettir. Ayet, mucize nişan belirti...vs anlamlara gelmektedir. Ayetin muhatabı insandır, insanın ayetleri incelemesi ve anlaması istenmektedir.Ayetler yüce yaratıcının varlığını ve birliğini anlamak konusunda ikiye ayrılmaktadır; Bunların ilki olan Kevni ayet, fıtratla varlıklar dünyasına çıkarılan ve evrende fiilen var olan ayetlerdir. Doğadaki afâki ve enfusi ayetleri kapsamaktadır. Diğer ayet türü ise Kavni ayettir. Vahiyle nüzul olan ayetlerdir. Semavi kitaplar ile tevhid inancına ve peygamberlerin sıddık özelliğine delildir.
    Kevni ve Kavli ayetler birbirlerine temas eder çelişki içermez,birbirlerini tamamlamaktadır. Ortak yanları ise Allah'ın varlığı ile birliği ve hayatı anlamlandırmaya delil olmalarıdır.Kur'an kendi içinde adlarını da belirtmektedir Bunlardan bazıları el-Kitab, el-Furkan ve ez-Zikirdir.

    YanıtlaSil
  16. KUR´AN NEDİR?
    GİRİŞ
    Kur´an hayatın reel olanın bizzat yaşadığımızın değişen safhalarını yönetme kabiliyetine sahip ve her asra hitap edecek yeterlikte yegane semavi kitaptır.
    Kur´an, insan hayatına yön vermek anlam vermek için nazil olmuştur.
    EKLER I 2´NİN SONUNA
    Değerlerimiz bizi biz yapar, hayatımızı anlamlandırmadaki rolü çok büyüktür.
    Değerler insanın varlıkla olan ilişkileri sonucu oluşur.Değerlerin işlevi, insanın zekasını ve aklını olumlu yönde kullanmasını sağlamaktır.
    İnsanın anlam arayışı onun fıtri yeteneklerini keşfetmesi bu sayede hayatın problemleriyle baş edebilecek bir yetenek kazanması, hayattaki dengeyi keşfetmesi ve böylelikle mutluluğa ermesidir.
    Farklı hüküm verme farklı davranış içinde olma tutum değiştirmekle mümkün olur.
    *İnsan hayatında anlam bulmasında yardım edecek, yol gösterecek bir rehbere ihtiyacı vardır.
    *Kur´an, insan hayatını anlamlandıran kitaptır.
    *Değerlerimizin temelinde Kur´an ve Peygamberimiz vardır.
    EK 2
    Türk ailesinin ev içi düzeninde levhalar
    *Levhalar kısa ve özdür, insana hitap eder.Kişiye sürekli hatırlatır, kişiyi düşündürür, levhalar sessiz rehberlerdir.
    EK 3
    Osmanlı mimarisinde kültürel ifadelerin görsel kullanımı
    *İnsan bulunduğu mekanı kendine göre kullanır.
    *Soyut olanı mimariyi kullanarak somutlaştırılıyor.
    Kur´ani ifadeler, özlü ifadeler, hadislerin anlatmak istediğini çok iyi bir şekilde ifade edebiliyor.

    YanıtlaSil
  17. KURAN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
    kendisine uyulması Allah tarafından istenen ilahi bir kitaptır. Kuran’ın bir bütün olarak anlaşılmasında en büyük hatalardan biri bütüncü ve terkipçi olmayan yaklaşım tarzıdır. Kuran’ı bütünlük içinde incelemeyi üç çerçevede ele alıyoruz. Bunlar ; ayet çerçevesi, siyak-sibak çerçevesi ve Kuran’ın bütünlüğü çerçevesidir. Kuran’ı anlarken öncelikle cümle ve ayet bazında anlatılmak isteneni tespit etmek gerekmektedir. Ayetin öncesi ve sonrasını bakmak gerekir. Kuran tefsir edilirken kelime, terkip ve cümle bazında ki lisani hallerle inceleme faaliyeti yapılmalıdır. Kuran, üslubu icabı kendisini açıklarken okuyucularının üzerinde derin düşünmelerini ister. Kuranın anlaşılmasında ve yorumlanmasında vazgeçilmez esaslardan biri ön yargıdan uzak durma ilkesidir. Önceki çalışmaları bir kenara atmadan ön yargısız bir şekilde incelenmelidir. Kuran bütünlüğü içerisinde çelişkiden uzak bir kitaptır. Yapısını kavramanın yolu, bütünlük içinde, taassuba düşmeden,ön yargısız bir araştırmadan geçer.Farklı görüşler, kuran metninin ihtimalli durumundan doğmuş olsa bile Kuran’ın zihniyetini zedeleyecek bir durum söz konusu olmamaktadır. Tefsiri yapan insan olduğundan hatası olabilir. Çünkü ilişkisinin söz konusu olduğu her şeyden etkilenebilir. Herkesin ön kabullerle Kuran’ın işlerine gelen pasajlarına sımsıkı sarılarak bir sonuca varmaları yanlıştır. Kuran’ı anlamaya çalışanların, asıl gayeleri, Allah’ın hedef olarak gösterdiği çelişkisiz tutarlılığa ulaşmak için gayret etmek olmalıdır. Kuran kendi iç yapısında son derece tutarlıdır; O, insanın zaaflarını göz önüne alarak, ana prensiplerinden taviz vermeden esnekliğe sahip bir sistem oluşturmaktadır. Kuran’ın, kendi sistemi içinde bütüncü bir yaklaşımla anlaşılması hem subjektif yaklaşımlardan, hem de metodik hatalardan uzak olmayı gerektirir. Kuran

    YanıtlaSil
  18. 4. KARŞILAŞTIRMA
    *Ortak ve farklı yönlerine değinmek istiyorum.
    *İkisi de Kur´an hakkında konuşuyor.Biri Kur´anı açıklıyor diğeri de Kur´anın bir bütün olduğunu ve bu bütünlüğü anlamamıza vesile oluyor, örnekler veriyor.
    *Biri Kur´anın tanımını, özelliklerini söylerken diğeri Kur´anı nasıl anlamamız gerektiğini özellikle nelere dikkat etmemiz gerektiğini söylüyor.
    *İkisi birbirini güzel tamamlıyor.İnsan Kur´an okurken aklına takılan soruların cevabını bulmada bu kitaplar yardımcı olabilir

    YanıtlaSil
  19. KUR´ANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
    2.Bölüm Kur´anın Kendisini Tefsir Ediş Biçimi
    İstisna yoluyla açıklama→Kur´an, bazen herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarken diğer yandan da müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir.
    Bir şeyin sebebini zikretmekle açıklama→Herhangi bir şeyin sebebinin zikredilmesiyle açıklanması, Kur´anın kendi bütünlüğü içinde anlaşılmasında itina gösterilmesi gereken hususlardandır.
    Kur´an hiçbir zaman muhatabını kolaycılığa sevk etmemektedir .Adeta okuyucuyu bazen kabiliyet ve kavrayışının sınırlarını zorlayabilecek ölçüde derin bir muhakemeye sevk eder.
    Genel anlamlı kelimeden kastolunan şeyin belirlenmesi→Kur´anın aynı kelimelere değişik siyak-sibak çerçevelerinde veya farklı maksatlar gözeten ifadeler bünyesinde, şümulüne giren diğer nesneleri de kapsar dar biçimde yer verdiğini görebiliriz.
    *Genel anlamlı kelimeler aynı zamanda külli kavramlar olduklarından cüziyyatı kapsamları içine alırlar.
    *Kur´an öncelikle mesajının iletilmesini gaye edinmiştir.Kur´an müphem bıraktığı bazı şeyleri yine kendi bünyesi içinde açıklama yoluna gitmiştir.
    *İsmi mevsullerle verilen bütün hususlarda hiçbir zaman Kur´anın iletmek istediği asli mesajın anlaşılmasına engel teşkil etmez.
    *Kur´an zamirlerini açıklama tarzında da kendisini tefsir etmektedir.
    *Cins isimle anılan şeyin başka bir pasajda asıl ismiyle verilmesi, Kur´anın kendisini tefsir edişi söz konusu olmaktadır.
    *Kur´anı anlayıp yorumlayabilmek için Arap dili ve edebiyatını bilmek Kur´anı bu bilgi ışığında anlamak demek olduğunu unutmamak gerekir.Kur´anın dili Arapça, Arapçayı göz ardı ederek Kur´anı tam olarak anlayamayız.
    *Kur´anın birçok yerde türlü ihtimalleri bire indirdiğini başka bir ifadeyle; kastettiği anlamı yine kendi bünyesi içinde belirlediğini görmekteyiz.İhtimallerin sadece birisinin tespit ve tayini, siyak-sibak ortamında gerçekleşmektedir.
    *Kısa ve özlü bir biçimde temas edilen konuların Kur´anın diğer bölümlerinde açılmıştır.Bazen atıflarda bulunuluyor ya da ayrıntılı şekilde çeşitli yerlerde söz ediliyor.
    *Hangi ifadenin hakikat hangisinin mecaz olduğunu ibarelerin sevk edildiği mana örgüsünde veya Kur´anın bütünü içerisinde anlıyoruz çünkü sözün, hakikat veya mecaz olduğunu en iyi bilen her şeyden önce sözü sarf edendir.
    *Kur´an kendisini çelişkiden uzak bir kitap olarak nitelendiriyorsa, bu çelişkisizliği, Kur´anın bizzat kendisinde bulmak ve çelişkili görünen noktaların çözümünü aklın ve mantığın doğrultusunda yine kavram içinde tespit etmek gerekir.

    YanıtlaSil
  20. KUR´ANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE/HALİS ALBAYRAK
    3.BÖLÜM KUR´AN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİ MİDİR?
    Kur´an, tefsir kaynaklarından sadece biridir.Peygamberin ve sahabenin özellikle nakille bilinebilecek konulardaki açıklamaları da tefsir kaynakları içinde sayılmıştır.Kur´anın indirildiği dönemi de bilmeliyiz.
    Kelimelerin sadece lügat anlamlarını bilmek, Kur´an ifadelerini anlamak için yeterli olmamaktadır.Kelimelerin, Kur´anın bütünü içinde değerlendirilmeleri gerekmektedir.
    Kur´an tefsirinde bir kaynak da sünnettir, ibadetlerin nasıl yapılacağı sosyal münasebetlerle ilgili Kur´anın öngördüğü düzenlemelerin nasıl gerçekleştirileceği gibi konularda peygamberin açıklamaları bağlayıcıdır.
    Kur´an tefsirinin bir kaynağı da sahaben beyanıdır, sahabe de Kur´anın muayyen bölümleriyle ilgili müşahedelerine dayalı görüşleriyle, Kur´anın, belirli pasajlarının anlaşılmasına ışık tuttuklarına göre, bütünü oluşturan parçaların, onların bu beyanlarıyla açıklığa kavuşması bir yerde bütünün de dolaylı olarak açıklık kazanmasına intac eder.Ayetin iletmek istediği mesajı kavrayabilmemiz için, o devrin sosyokültürel yapısını tanımamız gerekiyor.Bu yüzden o dönemin sosyokültürel yapısını tarihi malzemeye ihtiyaç vardır.İslam alimlerinin neredeyse tümüne yakın birçoğu Arap dilinin özellikle Kur´anın indiği dönemdeki kullanışını bilmeyi; peygamberin, Kur´an ile ilgili açıklamalarına; yalnızca nakil yoluyla bilinebilecek konularda sahabeden gelen haberlere muttali olmayı Kur´anın anlaşılmasında gerekli görmüşlerdir.Kur´anın anlaşılmasında insanoğlunun her alanda ürettiği bilgi birikimi de Kur´an tefsirinin kaynaklarındandır çünkü Kur´an her çağın insanıyla gerçekçi zeminlerde ilişki kurar.

    YanıtlaSil
  21. TEFSİR HAKKINDA YORUM
    Tefsir→Dersin işleniş tarzı güzel.Hoca bizim gördüğümüz tarzlardan farklı bir yöntem uyguluyor biz zorlansak da bize faydası var.Biz hepimiz aktifiz sadece bilgiyi ver geç değil bu açıdan şanslıyız.
    *Kaynaklar güzel bu kaynaklar Kur´anı anlamada ve yaşamda bize iyi fikir veriyor, ben bu düşüncedeyim.İnsan daha iyi anlıyor

    YanıtlaSil
  22. KUR´AN NEDİR?
    A.KUR´AN BİR KİTAPTIR
    1.Kur´an kelimesi
    Kur´an, bütün özellikleri ile insanın hayatını anlamlandıran, hayat veren bir kitaptır.
    2.Bir kitap olarak Kur´an
    Kur´anın muhtevası Allah, insan, hayat, tabiat, evren.
    Kur´anın ilk suresi Fatiha´dır.Bu sure, Kur´an insanının imajını, tasvirini açık bir şekilde vermektedir.
    Kur´an, önceki kitaplarda bulunan yüksek ahlaki değerleri korumuştur.
    B.KUR´AN VAHİY MAHSÜLÜ BİR KİTAPTIR
    1.Vahiy Kelimesi:Bir bilgiyi, bir işareti yazılı veya sözlü olarak muhataba en hızlı ve en kestirme yoldan ulaştırmak anlamını ifade eder.
    2.Vahiy Kavramı:Vahiy, dini bir terim olarak, Allah´ın dilediği şeyleri peygamberlerine muhtelif hallerden biriyle bildirmesidir.
    Her kavmin şu veya bu zamanda ilahi vahye muhatap olduğunu Kur´an beyan ediyor.
    Hz. Muhammed´in, Kur´anın ne anlamlarını keşfetmekte ne de ifadelerini kalıba dökmekte en ufak bir rolü olmamıştır.

    YanıtlaSil
  23. C.KUR’AN ,AYETLER VE SURELERDEN OLUŞAN BİR KİTAPTIR
    1. Ayet Kelimesi
    1.Delil –Kur’an Allah’ın varlığını ve birliğini ispat etmeyi gaye edinen delilerden çoğunlukla “ayet “ diye söz eder.
    Ayeti düşünebilen, gerçeklere inanamak isteyen , söz ve öğüt dinleyen insanlar idrak edebilir .
    2.Mucize-Muizeyi kim anlamaz? İnanma eylemini özsel imkanlarla karşıt yönde kullanmak isteyen insanın inadını arttırır,orada kilitlenir ve böylece özüne yabancılaşır ve özünü köreltir.
    3.KIYAMET ALAMETLERİ
    _Kıyametin \olağanüstü tabiat kanunlarını aşan ilahi bir kuvvetle gerçekleşen \olayları (ayetleri)ortaya çıkınca \önceden iman etmemiş,iman etsede varlığının özünün şuuruna varamamış yani inandığı fayda vermemiş \olanların “iman ettik” demeleri fayda vermeyecektir.
    4.KUR’AN’IN TAMAMI VEYA BELLİ BÖLÜMLERİ
    *Ayet-vahiy kavramları ilişkisi
    Ayet ,insanı Allah’a yönelten ,O’na gidişinde iz ve işaret veren her şeydir . Kendini anlayan insan diğer insanları da , varlıkları da anlar .
    *Sure kelimesi ve sure kavramı
    Sure: ayetlerde meydana gelen , başı ve sonu bulunan müstakil Kur’an bölümlerinin adıdır.
    D.KUR’AN DA KUR’AN
    1. Kur’an ‘ı Kerim ‘in klasik tarifi ve Kur’an
    Kur’an ,Hz. Muhammed ‘e vahiy yolluyla parça paça indirilmiş ,Mushaflarda yazılmış,tevatür ile nakledilmiş ,tilavetiyle ibadet edilen muciz ilahi kelamdır.
    _Allah size başka mucizelere ihtiyaç bırakmayan böyle açıklanmış bir kitap indirmiş .
    2.Kur’an isimleri çerçevesinde Kur’an
    El kitap :en çok kullanılan Kur’an’ın ,eş anlamı olan isimdir.
    El Furkan : Kur’an öze uyan hayatı anlamlandırma ile öze yabancılaşma arasında hak ile bahtılı ayırt eden kitaptır.
    Ez zikr : Kur’an’ın, insana Allah’ı andırıp tanıtır ,unutmamak üzere hatrlatır. Aksi halde insan dunyevileşir,içinde bulunduğu durumunu meşrulaştırır.

    YanıtlaSil
  24. SONUÇ:
    _insan sadece vahyin insan modeline özü ile buluşabilir . Çünkü ancak tevhit temelinde yükselen değerler hayatla bütünleşmekte ve onu anlamlı kılmaktadır. Kamil insanın gerçekleşmesi hayattan beklentilerin tamamen özle ve vahiyle örtüşmesini gerektiriyor.
    Peygamberler vahyin ön gördüğü insan modelleridir.
    “…deki : O,iman edenler için hidayet ve şifadır ,iman etmeyenlerin ise kulaklarında bir ağırlık vardır ve o onlara karşı körlüktür,(sanki )onlara uzak bir mekandan haykırırlar.” Fussilet 41\44
    “artık bundan sonra hangi söze inanacaklar ?” murselat 77\50
    B ayetler her şeyi açık ve net ortaya koyuyor . Başka söze gerek yok . O inananlar için hidayet , şifadır .

    YanıtlaSil
  25. KUR´ANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE GİRİŞ

    *Kur´an tefsirinin ilk kaynağı Kur´andır.Kur´anın Kur´an ile tefsirinden ne anlaşıldığının, Kur´anın kendi iç yapısı göz önüne alınarak tespit edilmesi gerekmektedir.
    *Kur´an bir bütündür, onu mutlaka kendi bütünlüğü içinde anlaşılması gerekmektedir.
    *Kur´anın parçaları yerine göre birbirlerini tamamlayan, yerine göre birbirlerini açıklayan nitelikleriyle ayrılmaz bir bütün oluştururlar.
    *Manalar yalnız başlarına değil, daima bir sistem içinde değer kazanıyor.
    *Kur´anın ihtilafları çözümleyici oluşu, onun kendi içinde tutarlı ve çelişkiden uzak olduğunun göstergesidir.

    YanıtlaSil
  26. ŞEYDANUR KAZALAK 11040209/İDKAB2

    KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE (ÜÇÜNCÜ BÖLÜM)

    Kur’an’ı tefsir etmek zor bir süreç ve aşama olduğundan bunları kolaylaştıracak bir takım kaynaklar vardır. Kur’an’ı tefsir etmenin ilk koşulu Arap dili ve Edebiyatını bilmektir. Nitekim günlük konuşmadaki bir sözcük Kur’anda farklı anlamlarda kullanabilmektedir. Tefsir etmedeki ikinci kaynak sünnettir. Kur’an ayetlerine bakıldığında peygamberin sadece tebliğ değil teybin etme görevinin olduğu da görülmektedir. Peygamber Kur'an'ın tamamını tefsir etmese de büyük bölümünü tefsir etmiştir. Bazen gelen sorularla bazen de gerekli durumlarda açıkladığı/tefsir ettiği kaynaklarda mevcuttur. Peygamberimiz kimi zaman hiç kimsenin bilemeyeceği konuları kimi zamanda Kur’an ayetlerini karşısındaki kişinin durumuna göre somutlaştırarak açıklamıştır. Sahabenin görüşleri de tefsiri kolaylaştırmakta Kur’an’ın parça parça inmesi ve sebebi nuzüle olan ayetleri bilinmesi Kur’an’ı açıklamada sünnete eşdeğer görülmüştür. Kur’an’ın anlaşılmasında diğer önemli kaynak o dönemin sosyal kültürel yapının tanınması ve bilinmesidir. O dönemin hayat şartları, tarihi bilinmezse Kur’an yeteri kadar iyi açıklanmış olmaz. Kur’an’ın indiği dönemi anlatan kitaplar bu konuda yardımcı kaynak olmaktadırlar. Bütün bunlara bakıldığında Kur’an’ın başka bir kaynağa ihtiyacı olduğunu ve kendini tefsir ederken bunlardan yararlandığı açıktır. Kur’an’ın kendini tefsir ederken başka yardımcı kaynaklara ihtiyacı olmadığını söyleyenler görüşlerini savunurken bile çelişkiye düştüklerinden bu düşüncelerinin doğru olmadığı net bir şekilde ortaya çıkmaktadır

    YanıtlaSil
  27. ŞEYDANUR KAZALAK 11040209/İDKAB2

    KUR'AN NEDİR? (ÜÇÜNCÜ BÖLÜM)

    Değerin ne olduğuna dair birçok tanım-lamalar yapılmıştır. Bütün tanımlarda değerin insan özünü oluşturan insanın kendisini ifade etmesini sağlayan bir olgu olduğu görülmektedir. Değer olgusu yalnızca varlıklar arasında sadece aklını kullanabilen insanlara özgü bir durumdur. Değerin fonksiyonelliği insanın zekası ve aklını olumlu yönde kullanmasıyla ortaya çıkmaktadır. İnsanlar hangi değerleri benimsiyorsa hayatları ona göre anlamlanacaktır. Kişinin değer vermesi anlam vermesiyle direkt bağlantılı olmaktadır. Bireyin verdiği kararlar, değerlerle oluşan amaçlar ve hedefler doğrultusunda ortaya çıkar. İnsan her zaman bilgi ile iç içe olup bilginin kılavuzluğu doğrultusunda amellerde bulunmaktadır. Bu ameller belli bir alanda oluştuğu için kültüre zemin hazırlamaktadır. İnsana has olan sadece insanın yapıp etmeleriyle ortaya çıkan bilgiye, faaliyete ‘kültür’ adı verilmektedir. Kültür insan hayatını anlamlandırmada çok önemli bir işleve sahiptir. İnsanın özünden gelen ‘hürriyet’ duygusu ona benliğini hissettirmektedir. Özgürlük olmasına rağmen bireye yol gösterecek onu doğru eylemlerde bulunmaya sevk edecek önder kişiler vardır. Bu şahıslar doğru ve anlamlı eylemler gerçekleştiren kişilerdir. Peygamberler, veliler ve düşünürler bu gruptadırlar. İnsanlar bu örneklerle hayatlarına anlam katarlar.
    Ailenin günlük yaşantısını geçirdiği mekanlardaki levhalar insanın iç dünyasının bir yansıması olarak somut bir örnek olmuştur. Güzel yazı ve söz insan ruhunun inceliklerini önümüze sermektedir. Güzel yazı Rabbani bir özellik olup insanları düşünmeye aramaya yöneltmektedir. İnsan mekana şekil verme niteliğine sahip biricik bir varlıktır. Biçimlendirmede hayatı anlamlandırışına bağlı algılamalar net bir şekilde görülür. Fizikselin yanında insan psikolojik olarak da mekanlardan etkilenmektedir. İnsanın yapısı dikkate alındığında birey ruh haline göre çeşitli mekanlarla ilişki içinde olur. Sosyal psikologlar bundan hareketle mekanları mahrem, kişisel, sosyal ve genel mekan olarak sınıflama yapmışlardır.Farklı alanlarda uzmanlaşmış kişiler mimari mekanı tanımlamaya açıklamaya çalışmışlardır. Birer iletişim aracı olan mimari eserlerin şekil ve içeriği zamana, topluma ve toplumun inanışlarına göre değişmektedir. Zamanla mimariye bakış farklılaşmıştır mimari yapıt kimi durumlarda estetik kaygılardan oluşmuş kimi zamanda teknik ihtiyaçlara cevap veren araç olarak kullanılmıştır.
    Mekan ve insan üzerinde fazlaca durulmuş ikisi arasındaki ilişki açıklanmaya çalışılmıştır. Bu sebeple çeşitli bilim dalları ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri olan Çevre Psikolojisi, şehirlerin kuruluşunda binaların planlanmasında ve çeşitli yapıların düzenlenmesinde öneme sahiptir. Mekanı biçimlendirme ve kültür ilişkisi İslam medeniyeti için de geçerlidir. Birey Kuranî ilkelere göre mekan tasarımını gerçekleştirir. Mekan ile kitap ilişkisinde mekan kavramının anlam çözümlemesi önemlidir. Mekan var olma, kosmos gibi anlamları içerir. Evrenin tümü oluşa yani kainata aittir. Böylece mekan şeylerin oluştuğu yer demektir. Mimari yapıların bazı kısımlarında yer alan Kuranî ifadeler, Kuran ile hayatı anlamlandırmanın somut örneğidir. Bunlarla kitap insanları uyarmış ve unutmamaları gereken ilkeleri onlara hatırlatmıştır. Tüm bunlarda insanın yaratıcısını unutmaması, hatırlaması ve kendisinin de yaratılan bir varlık olduğu bilincini canlı tutması vurgulanmaktadır.

    YanıtlaSil
  28. KUR’AN NEDİR? 2.BÖLÜM

    Kur’an:Allah tarafından Hz. Muhammed’e arapça olarak Cebrail aracılığıyla parça parça,ayetler sureler şeklinde indirilmiş ve 23 senede tamamlanmış,önce hafızalarda olup daha sonra yazıya geçirilmiş özel kitabın adıdır.Kur’an; hayatı anlamlandıran,hayat veren kitaptır.İnsanın hayat rehberidir.İnsanın fıtratını gerçekleştirmek ve mutlu olmasını sağlamak için vardır.
    Kur’an el-kitap, ayrıca hak ile batılı ayıran anlamında el-furkan ve anmak/hatırlatmak anlamına gelen el-zikr olarak da adlandırılır.Kur’an’ın ilk emri “ikra”(oku) dur.Bu kur’an’ın okumaya,ilme verdiği değeri ve ayrıca insanın var oluşunu gerçekleştirmesinde okumanın temel unsur olduğunu gösteriyor.Kur’an’ın oldukça özlü,ayrıca kapsamlı bir anlatımı var.Az kelimeyle birçok mana anlatır.En temel konusu “tevhid’dir”.Kur’an tevhid inancının tahrif edilmesine engel olmak için nazil olmuştur.
    Kur’an’ın içeriği 3 kısımda ele alınabilir.1)-Tevrat ve İncilin de içerdiği kıssalar ve prensipler 2)-Şifahi yasa ve hikayeler 3)-Kur’an tarafından ilk defa söylenen hakikatler
    Kur’an içeriğindeki kıssalarla insana öğüt vermeyi amaçlar.İnsana vahye,emirlere uymadığında başına neler geleceğini gösterir.
    Kur’andaki her kelimede ilahi bir ahenk vardır.O dönemde en iyi şairlerin şiirleri Kabe duvarına asılırdı.Bu şairler, Kur’an indiği zaman şiirlerini Kabe duvarından indirmişlerdir.Hiç kimse onun tek bir ayetine denk olacak bir söz söyleyemedi,söyleyemeyecek. Allah’ın bu konuda bir meydan okuması vardır.(Hud s. a:13, Bakara s.a:23-24, İsra s.a:88)
    VAHİY:Vahy köküyle ilham,gizlice söz söylemek; İhya köküyle birine süratle,gizlice bir kimseyi ,nesneyi göndermek anlamına gelir.Ayrıca bir bilgiyi,bir işareti yazılı ve sözlü olarak muhataba en hızlı ve kestirmeden ulaştırmak demektir.Peygamberimiz kendisine gelen vahyi bizzat anlatmış ve yaşamıştır.Vahyin canlı örneği ve önderi olmuştur çünkü O hem tebliğ hem de teybin ile emrolunmuştu.Muallim olarak hem öğrendi hem de öğretti.Oku,düşün,anla,yaşa’ yı hayata kattı.
    AYET:Her şeyi bilen ve her şeye gücü yetene delildir.Kur’an’da bir ya da daha fazla cümleden oluşan Kur’an birimlerine denir.Kevni ve Kavli ayetler vardır.Kevni (fiili):Allah’ın varlığı,birliğini ve yüce sıfatlarını gösteren deliller. Kavli (vahyi):Vahiy yoluyla inmiş ayetlerdir.Kavli ayet olan Kur’an’ı okuyan insan,ayetlerinde evrendeki varlık ve oluşa delil olan kevni ayetleri bulacaktır.
    İnsanlar farkında olsun ya da olmasınlar fıtratlarını arıyorlar.Bu arayışta insana tek yol gösterici olan Kur’an’dır.Kur’an’dan uzak olmak hayatın anlamını idrak edememek anlamına gelir ki bunun bedeli de insan için çok ağır olur/oluyor.
    FATMA COŞKUN- 11040091- İDKAB/2

    YanıtlaSil
  29. KUR’AN NEDİR? 3.BÖLÜM

    _______Bizi Biz Yapan Değerlerimiz Ve Hayatımızı Anlamlandırmadaki Rolü_____
    Bilmek,bilgi hayatı anlamlandırmak için tek başına yeterli midir? Kur’an’da Cuma s. a:5 de yükümlü tutulduğuyla amel etmeyenler ciltlerce kitap taşıyan eşeklere benzetilir.O halde yeterli değil.Yeryüzüne Allah ın halifesi olarak gönderilen insana yakışan ve ondan beklenen ilim,irfan ve hikmettir.Bilmek,bildiğini içselleştirmek ve bunları hayata katmaktır.Ve değerler;insanın varlık şartı.İnsanın varlıkla olan ilişkileri sonucu oluşurlar. İnsan hayatına hangi değerlerle anlam veriyorsa,o değerler yapıp etmelerine yön verir. Hayatı anlamlandırmaya tekabül ederler.Hayatı anlamlandırmak:İnsanın kendisine bahşedilen nimetlerin farkına varması,fıtri yeteneklerini keşfetmesi bu sayede hayatın problemleriyle baş edecek bir yetenek kazanmasıdır.
    İnsanın hayatın anlamını keşfetmesi 3 yolla olur.1)-salih ameller 2)-Bir şeyi/insanı sevmek 3)-sabır
    İnsanın yapıp etmelerine bir anlam vermesi onun hayatta kalmasını sağlar.
    İnsan hayatını anlamlandırırken hürriyetini kullanır.Bu durumda doğru,değerli eylemlerde bulunması için örnek/önderlere ihtiyaç duyar.Aksi halde yanılabilir.İhtiyaç duyulan bu önderler,vahiy yoluyla Allah’ın hükümlerini insanlara tebliğ ve teybin eden peygamberlerdir.

    __________Türk Ailesinin Ev İçi Düzeninde Levhalar________

    Levhalar taşıdıkları anlamlar,verdikleri mesajlar ile insanın,toplumun davranışlarını etkiler ve yönlendirir.Güzel bir yazı,söz bazen gözlere hitap ederken ,bazen de ruhumuza işleyen bir etki bırakır.Bu sözler,ziyan olmasın diye süslenir,çerçevelenir ve asılırdı.Günümüzde ise birçok şey gibi değer verdiklerimiz ve değer verişimiz de değişmiştir.İnsanlar çevrelerine ve birbirlerine karşı son derece duyarsızlaşmışken, onların levhalara bu derece değer vermeleri ve ince mesajlarını anlamaları beklenemez.
    Her insanın zaman zaman yanlış tavır ve davranışları oluyor.Bu konuda onları her an uyarmak mümkün değildir.Levhaların böyle bir işlevi vardır.Herkes okuduğunu,gördüğünü kendince anlar ve kendisine çekidüzen verir.
    Şimdilerde levhaların yerlerini posterler,afişler vs. almıştır.

    _______Osmanlı Mimarisinde Kültürel İfadelerin Görsel Kullanımı_______
    İnsan var olduğu günden beri bulunduğu mekana biçim vermiştir.Bu biçim verişte onun hayatı algılaması,anlamlandırmasının etkisi olmuştur.Ayrıca mensubu olduğu kültürün de etkisi vardır.
    20.yy’a gelinceye kadar mimarinin sanatsal yönüne önem verilirken,sanai devrimi ile işlevsellik öne çıkmıştır.Estetik yapılar yerlerini birçok işlevi içerisinde barındıran büyük, karmaşık yapılara bıraktı.Böylelikle anlam kaybına uğramış kentler oluştu.Bu anlam kaybından dolayı kentler kendi dillerinin ötesinde bir üst dil ile ifade edildiler.
    Kur’an ile hayatını anlamlandıran insanın bu algılayışı mimari ve kentsel mekana yansır.Mimari yapıların cephelerinde kapı,pencere,kubbelerinde,duvarlarında vs.yer alan kur’an’i ifadeler Kur’an ile hayatı anlamlandırmanın,soyut olanı, somut olana dönüştürmenin canlı örnekleri olmuştur.Örneğin dükkanlarda er-rızku levhaları,çeşmelerde “hayatı olan her şeyi sudan yarattık” ayetinin yazılması,hastanelerde şifa ile ilgili söz ve ayetlerin yazılı olması vs. Bu Kur’an-i ifadeler,madde ve biçim olan mimariye anlam vererek onu başka bir boyuta taşır.
    FATMACOŞKUN-11040091 İDKAB/2

    YanıtlaSil
  30. KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 2.BÖLÜM

    _______KUR’AN’IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ_______

    Kur’an’ın bir kısmı bir kısmını tefsir eder.Bir ayetteki kapalı ifade,başka bir surenin bir ayetinde daha açıklayıcı, anlaşılır geçebiliyor.Bazen,bir ayette bir husus ile ilgili kesin,mutlak bir tavır ortaya koyulurken;başka bir ayette mü’minlerin faydasına yönelik konu ile ilgili istisnai bir duruma yer verilebiliyor.
    Bir şeyin,bir konunun sebebi ile zikredilmesi Kur’an’ın kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılması bakımından önemlidir. Kur’an-i ifadeyi bütünü arz etmeden ele almak Kur’an’a ters düşen sonuçlara götürebilir.
    Bazen ayetlerde genel ifadeler yer alır.Bu genel ifadeler başka ayetlerde belirlenir.Bu belirlilik çoğu zaman siyak ve sibak çerçevesi içerisinde(önceki ve sonraki ayetlere bakılır) sağlanır.Örneğin Lut kavminin kötülüklerinden bahseden ayette bu kötülüklerden açıkça bahsedilmiyor.İfade genel anlamlıdır.Başka ayetlerde ki bu bazen başka bir surenin ayetleri de olabilir,biz bahsedilen kötülüklerin neler olduklarını anlıyoruz.
    Kur’an’ın en önemli özelliklerinden biri de az sözle çok şey anlatıyor olmasıdır.Örneğin gerek kıssalarda gerek diğer hususlarda yer zaman ve şahıs isimlerini ön plana çıkarmaz.Onların yerine ism-i işaretleri,mevsulleri ve zamirleri kullanır.Kur’an’da zamirle ifade edilenlerin kim oldukları başka bir ayette anlaşılabiliyor.Bu zaman ve mekan için de geçerlidir.Kısaca işaret ettiği bir konuya başka bir ayette geniş bir şekilde açıklık getirebiliyor.Bazen de mecazi anlamlar kullanılabiliyor.Mesela sağır ve dilsizlerle kastedilenin inkarcılar olduğunu başka bir ayette anlayabiliyoruz.Bundan dolayı Kur’an’ı bütünlüğü içerisinde ele almak önemlidir.
    FATMA COŞKUN-11040091-İDKAB/2

    YanıtlaSil
  31. KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 3.BÖLÜM

    ______KUR’AN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA YETRLİ MİDİR?______

    Kur’an, göz ardı edildiğinde mutlaka hataya neden olacak çok önemli bir tefsir kaynağıdır.Girift (iç içe) bir mana örgüsüne sahip olan Kur’an’ın kendisini tefsir etmesi,onun kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılması demektir.Kur’an’ın kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılması 3 şekilde gerçekleşiyor. 1)-Ayet çerçevesi 2)-siyak sibak çerçevesi 3)-Kur’an’ın bütünlüğü çerçevesi
    Kur’an’ın doğru anlaşılması ve sağlıklı sonuçlara ulaşılması için baştan sona defalarca ve titizlikle gözden geçirilmesi gerekir.Arapça olduğu için Arapçadan,tatbikat ve açıklama içerdiği için sünnetten,ayetlerin nüzul nedenlerini bilmelerinden dolayı sahabenin müşahedelerinden ve tarihi kaynaklardan yararlanmak da çok önemlidir.

    FATMA COŞKUN-11040091-İDKAB/2

    YanıtlaSil


  32. Meryem Sözer 11040463
    KURAN NEDİR?
    EK I-II-III/SONUÇ
    Kur’an-ı Kerim ınsan hayatını anlamlandıran ilahi cevap ile yaklaşmaktadır.Allah yarattıklarını en iyi bilendir.Allah anlam arayışı için insanlara birçok peygamber göndermiştir.Hz. Muhammed(s.a.v)peygamberlerin sonuncusudur.Kıyamete kadar değişmez insan rehberidir.Kur’an ahlakı ile ahlaklanmıştır.İnsanın fıtratında anlam arayışı vardır. Anlam arayışı merak duygusu üzerine olur. Hayatın anlamlanması için birçok soruları cevaplamaya çalışırız. Bizim fıtratımızda umutlarımıza ulaşılabilecek yeni bir gelecek yaratabilecek donanım fıtratımızda vardır. Bu donanım kültürel kalkınmamamızın temelli olacak yeni bir yaklaşımla ortaya koyulması gerekiyor Değer insanın kendisini ifade etmesidir. İnsan için önem taşıyan nesne, kural, ve olaylardır. İnsan akıl sahibi olduğu için değerleri vardır. Canlı varlıklar arasındaki iletişim sonucu oluşur. Sevgi muhabbet ile gerçekleşir. Değerler insanın zekasını olumlu yönde iyi bir şekilde kullanmasını sağlamaktadır. Değerler bir insana yol gösterir. Değerler bir yandan insanın nefsine uymamaya yardım etmektedir. Ahlaki davranışlar konusunda ölçüt edinir. İnsanın hayatını anlamlandıran değerler amaçları, hedefleri, planları gerçekleştirmeye yöneliktir. İnsanın anlam anlayışı kendi fıtri kabiliyetin ortaya çıkması, düzen kurması ve mutlu olması sonucudur. Bunun sonucunda eylemlerini anlamlı değerli bulur. İnsan yeteneklerin farkına varması sonucu hayatına anlam verebilmektedir. Yoksa insan yasamaz. Bunun sonucu başarılı olur ise kabiliyetli ve mutlu olur. Olamaz ise mutsuz olur. Büyün her şeyden soğumuş olur. İnsan sürekli bilgi iletişim içerisinde olduğundan dolayı bilgiyi doğrudan yada dolaylı yollarla edinir. Yeni davranışlar kazanır. İnsan bir davranış sonucu verdiği hükümler, tutumlar, kültürü oluşturur. Bilgi başkalarına aktarılarak nesilden nesle devredilir ve sürekli gelişerek büyür. Bu bilgiler insanın ortak malı olur. İnsan fıtratından kaynaklanarak insan hayatında her şeyi gerçekleştirebilir. Tek başlarına başaramazlar. İnsanın hayatını aydınlatacak büyük önder kişilere ihtiyacı vardır. Hz. Muhammed (s.a.v.) Kuran ahlakı ile ahlaklanmıştır. İnsanlara hayatının nasıl anlamlandırması bakından yol göstermiştir. Hz. Muhammed (s.a.v.) Kur’an’ın en somut örneğidir. Değerlerimizin temelinde Kur’an ve Hz. Muhammed (s.a.v) vardır. Levhalar bizleri eskilere götürür. Türler ve bilhassa Osmanlı D. önem vermiştir. Hat sanatına çok önem vererek ilerlemesi bakımından çok çalışılmıştır. Bu güzel sanatın kâğıtları unutulmaması için göz önünde bulunması için tezhip sanatı (süslemek)kullanılmaktadır. Camlı çerçeveye konarak yırtılmaktan korunmuştur. Levhalar insanın hayatının bütün konuları üzerinde düşünmeye zorlar. Levhalar Kur’an kerim ayetleri Hz. Muhammed’in sözleri hadisi şerifler ve insan hayat ilişkisini içeren mesaj olarak iki şekildedir. Bu şekilde insanın hafızasında yer almaktadır. İnsanoğlu var olduğu günden beri mekana biçim vermiştir. Mekanı yaşanılan sosyal, ekonomik, psikolojik… ile irtibat kurmuştur. Coğrafi şartlara göre sekil vermiştir. Teknolojik gelişmelerin ortaya çıkması ile her medeniyetin kendi kültürünü yansıtan yapıtlar yapmışlardır. Toprak ve ahşap yeryüzünün en eski mimarisidir. Müslüman olan insanlar, Osmanlı devleti hayatını Kur’an ile anlam vermişlerdir. Camileri, kervan sarayları, evleri birçok yapıtları buna göre düzenlemişlerdir. Kur’an’daki soyut anlamları böylelikle somutlaştırmışlardır. En güzel örneği Mimar Sinan’ın Selimiye Camiidir. Selimiye Camiinin hat sanatının güzelliği ihlas ve tevhid inancı ile olmuştur.

    YanıtlaSil
  33. KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
    3. BÖLÜM/SONUÇ
    Tefsir kaynaklarından birisi Kur’an’dır. Kur’an’ın indirildiği dönemi bilmeliyiz. Dönemin coğrafi şartları ve durumu üzerinde bilgi edinip düşünülmesi gerekir. Kur’an’ın indirildiği dönem hangi anlamlarda kullanıldıklarının bilinmesi gerekir. Tefsirin ilk şartıdır. Kelimeler bütünlük içerisinde yeni anlam kazanmaktadırlar. Buna bakıldığında kelimeleri sadece lügattaki anlamına bakmamamız gerekiyor. Bütünlük içerisinde incelenmesi gerekiyor. Peygamberimizin sünneti Kur’an tefsirinde anlama açıklamadan sonra gelen en önemli ikinci kaynaktır. Peygamberimiz Kur’an’ı tebliğ etmiştir. Sahabelerin soruları üzerine ve kendiliğinden de Kur’ ayetlerini açıklamaktadır. Peygamberimiz Kur’an’ı sadece tebliğ ettiği gibi Kur’an’ı da açıklama görevi yüklemiştir. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamber olarak gönderilişinin gayesi kendisinden Kur’an’ı açıklamasıdır. Peygamberimiz Kur’an açıklamalarını duruma konuya indiği olaya göre tefsir etmiştir. Sahabeler anlamadıkları ayetleri peygamberimize sorarak Hz Muhammed (s.a.v.) açıklamasını yapmıştır. Bundan bakılarak sahabelerin bilgisiz olduğu söylenemez. Hz Muhammed (s.a.v.) anlamadıkları yerleri soruyu soran sahabenin seviyesine göre cevaplandırmaktadır. Kur’an çelişkiden tutarsızlıktan uzak sağlam bir kitap olarak karşımıza çıkar. Kur’an kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılması gerekir. Ayet sibak çerçevesi ve Kur’an’ın bütünlüğü içerisinde tefsir edilmelidir. Ön yargıdan uzak bir şekilde tefsir edilmelidir. Kendi içinde bir sistem vardır. Bir bütün olarak indirildiği dönemin şartları ve durumu hakkında bilgi edinilmelidir. Ancak öyle doğru bir şekilde tefsir edilebilmektedir. O dönem göz önünde bulundurulmalıdır. O Allah’ın kelamıdır. Kur’an insanları doğru yola iletmede yeterli olmakla birlikte getirdiği sistemin bütün yönleriyle anlaşılıp uygulanması gerekir. Bunun için o dönemin durumuna kaynaklarına muhtaçtır. O dönem hakkında bilgi edinerek tefsir edilmelidir. Kur’an Kur’an ile anlaşılması ve bütünlük içerisinde tefsir edilmelidir.

    Meryem Sözer 11040463

    YanıtlaSil
  34. MEDİNE AKTAŞ 11040022 KUR'AN NEDİR?1-İNSANIN ANLAM ARAYŞI SERÜVENİ ;İnsan varolduğu günden bu yana sürkli olarak içinde dünyayı ve evreni tanımaya ve anlamya çalışmış,ancak bu çabası içşnde en az tanıyabldiği yine kendisi olmuştur.insandaki bu anlma merakı ve öğrenme arzusu insnı insan eden en büyk kuvvettir.yaşamak isteyen hiçbr insan,kendi eylmlerini,kendi harket tarzını anlmsız bulmaz.her insn kendisinde bir yetenek,eylemlernde bir anlam görr.bu yetenek ister olsun ister olmsın,hiçbir önmi yoktur.tarihten önceki zamnlardan bugüne kadr bütün insanlardaki inanma ve anlamlandırma hali aynıdır.2-İNSANIN ANLAM ARAYIŞI NASIL GERÇEKLEŞİR?İnsnın anlm arayışındaki anlam kelimesi,insanın bütün yapıp etmelerini yöneten,insnın somut varlık bütününe ait,bu varlık bütününde temelini bulan fitri imkanlarından birini ifade etmktedir. 3-İNSANIN ANLAM ARAYIŞI VE KUR'AN'I KERİM ;Breyin kendi içinde hayatın anlamını keşfedip gerçekleştirdiği bir iç dünyası vardır,bir de bireyin kendini kuşatan,dışındaki varlıklar aleminde haytın anlamını keşfedip gerçkleştirdiği bir dış dünyasındaki başarıyla birlikte sağlar.İnsan hayatta denge ve düzn arar. Kur'anla hayatı anlamlandırmada bu denge ve düzen ahiret-dünya dengesi üzerine kurulmalıdır. KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE A)KUR'AN'IN KENDİ BÜTÜNLÜĞÜ İÇİNDE ANLAŞILMASI 1-Kur'an'ın Kur'anla Tefsiri ;Kur'an'daki müfred lafızların Kur'an'ın bütünlüğünden yarrlanarak açıklanması ve Kur'an'daki okuyanların zihinlerine yerleştirmeye çalıştığı kavramları Kur'an'i bütnlük içerisinde incelenmesi demektir.Bu bütünlük üç çerçevede ele alınır: a)Ayet Çerçevesi: Kur'an'ı anlamya çalışırken,kelimelerin cümlenin bütünlüğü içinde anlamaya çalışmaktadır.Çünkü bazen cümlenin unsrlarından herhangi biri değerlendirmeye alınmdığında, Kur'an'ın o bölümde iletmek istediğ mesaj tam bir anlaşılmamış olur. b)Siyak-Sibak Çerçevesi: siyak-sibak, peş peşe anlamına gelir.Kur'an bazı durumlarda aynı konuyla ilgili ayetleri peş peşe sralar.İşte bu siyak-sibakın gözardı edilmesi sonucnda herkes ayetlerden kendi fikrine uygun düştüğü kadrını alır ve Kur'an'ın fikir bütünlüğünü yok eder. c)Kur'an'ın Bütünlüğü Çerçevesi: Kur'an'ın en küçk parçası olan kelimeden başlayarak terkipler, cümller,belli konularda ayet grupları ve kıssalar gibi daha büyük Kur'an pasajlarının hepsi birbirine son derece bağlıdır.Kelimelerin gerek lügat anlamları gerekse Kur'an'i sistem içerisinde kazandıkları,yeni manların kavranması hep Kur'an'ın bütünü içinde mümkün olmaktadır.KUR'AN'I KENDİ BÜTÜNLÜĞÜ İÇİNDE ANLAMAYI ENGELLEYEN FAKTÖRLER Kur'an'ı kendi bütnlüğü içerisinde anlaşılmasını engelleyen ve onu odak nokta olmaktan çıkaran faktörleri iki grupta inceleyebliriz: 1)Subjektiflikten Kaynaklanan Hata (Önyargılı Olmak) Önyargılı olunmamakla, Kur'an'ı yorumlayanlrın, kendilerinin veya görüşlerini benimsedkleri önceki alimlerinin fikirlerni esas alarak değil, Kur'an'ı,Kur'an'ın düşünce sistemi içinde anlaşılması kestdilmektedir.Aksi taktirde en doğruya ulaştırdığı iddiasında ilahi Kelamın insanların peşin hükümle yormlamaları onun indiriliş gayesinin gözardı edilmesi demektir ki bu da Kur'an'ın rehber kitap olma özelliğni zedeler. 2)Metoddan Kynaklanan Hata ; Kur'an'ın kendi bütünlüğü içnde anlaşşılmasını engelleyen metoddan kynaklanan hatalar vardır.Bunlar : a-Kur'an'ı Kendi Fikri sistemi İçnde Yorumlamak İnsanlığa hayat vern,bütün insanlara hem dünyada hem de ahirette mutlu olabilmenin yollrını gösteren ilahi kelam konulardki zihniyetini verrken, muhttablarına kendisine has bir uslupla hitap edr.b)Bütncü Yaklaşmdan Uzak Olmak; Kur'an'ın bir bütn olarak anlaşılmasında en büyük hatalrdan biri bütncü ve terkpçi olmayan yaklaşım tarzıdır.Bir ayet açıklananırken yönüyle ele alınıp bütünlük içinde ortaya konmak istendğinde gerçkten çok sayıda ayetin bir araya getirilip senteze gidlmesi gerekir.
    9/3/13 20:22

    YanıtlaSil
  35. MEDİNE AKTAŞ 11040022 (İKİNCİ BÖLÜM) KUR'AN NEDİR?

    Kur'an insana ahlaki değerleri gösteren vahiy mahsulu bir kitaptır

    İnsan hayatını anlamlandıran dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamayı amaçlayan rehberdir

    Kur'an'ın bilinen bir kitapla olan ortak yönü sadece iki kapak arasında yazılı sayfalardan oluşmasıdır.Fakat onun adının benzersizliği,Allah kelamı bir yazarın eseri olması,içindekiler,her baskıda aynı kalması,uslubu,muhtevası,tilaveti onu üstün kıldığı en üstün özellikleridir.


    Kur'an vahiy mahsulu olup yüce Allah'ın, Cebrail aracılığı ile peygamber efendimize gönderdiği,ayet ve surelerden oluşan ve Hz.Muhammed'in örnekliğinde insanlığın hayat rehberi olan bir kitaptır.

    Kur'an sadece bir tek isimle bilinmemektedir.O, el-Kitap,el-Furkan,ez-Zikr gibi bir çok değişik isimle de bilinen ve kalplere taht kurmuş ilahi bir kaynaktır

    El-Kur'an en çok kullanılan ve Kur'an'ın eş anlamı olan isimdir.el-Furkan,hak ile batılı ayırmak,felah ve selamete ulaştıran anlamındadır.ez-Zikr,anmak ve hatırlatmak anlamındadır.Kur'an insana Allah'ı andırıp tanıtır,unutmamak üzere hatırlatır.
    14/3/13 20:18
    medine aktaş dedi ki...
    MEDİNE AKTAŞ 11040022(İKİNCİ BÖLÜM) KUR'AN'IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ

    Kur'an herhangi bir konuda,bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarken,diğer yandan da mü'minler faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir.

    Kur'an bazı mutlak ifadalerini değişik yerlerde bir sebebe bağlayarak kayıtlar.Bazen sebebin zikredilmediği Kur'an'i ifadeyi bitüne arzetmeden,müstakil olarak ele almak,kişiyi Kur'an'ın ruhuna ters düşen sonuçlara götürebilir.Bu nedenle herhangi bir şey sebebinin zikredilmesiyle açıklanması Kur'an'ın kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılmasını sağlar..

    Kur'an'da birçok genel anlamlı kelimeler vardır.Bu kelimeleri sadece bir tek şeye özgü kılmak doğru değildir.Bu,kelimenin geçtiği yere ,cümleye göre farklılık gösteri.

    Gerçek ve mecaz anlam her dilde vazgeçilmez iki anlatım unsurudur.Arapça olan Kur'an da da yerine göre bu iki ifade türü kullanılmıştır.Hangi ifadelerin hakikat,hangisinin mecaz olduğunu ibarelerin sevkedildiği mana örgüsünde veya Kur'an'ın bütünü içerisinde görüyoruz.

    YanıtlaSil
  36. KUR'AN NEDİR?: MEDİNE AKTAŞ //11040022
    EK I:BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ Bir toplum bir sınıf ya da bir insan için önem taşıyan nesne ve olaylara değer denilmektedir.Toplumsal değer ise belli bir toplumda ya da toplumsal kümede bireylerin olumlu tepki gösterdikleri düşünceler kurallar,uygulamalar,maddi nesneler bütünüdür.Peki değer nasıl oluşur?Değer insanın varlıkla olan ilişkileri sonucu oluşur.insan var olanın bilgisini kullanırken elde ettiği sonuçlar onu değer kazanmaya zorlar.Değerler insanın varlık şartıdır.İnsan akıl sahibi olduğu için değerleri vardır.İnsandan başka canlıların bir değer dünyası yoktur, değerlerin işlevi insanın zekasını ve aklını olumlu yönde kullanmasını sağlar.Değer bir tek inanca değil bir arada organize olmuş bir grup inanca yani hayatı anlamlandırmaya tekabül eder.Hayata anlam verme insanın varlıkbilincine ermesi içinde bulunduğu nimetleri idrak etmesidir.İnsanın anlam arayışı ise onun fıtri yeteneklerini keşfetmesi bu sayede hayatın problemleriyle baş edebilecek bir yetenek kazanması,hayattaki dengeyi keşfetmesi ve böylelikle mutluluğa ermesidir.İnsan hayatına hangi değerlerle anlam veriyorsa o değerler yapıp etmelerine yön verirler onun yapıp etmelerni yönetirler.Artık insan eylemlerine ve bu eylemlerin ortaya koyduğu başarılara bu değerler çerçevesinde anlam verir.Çünkü insan yapıp etmeleri ile ana amaçları arasında bir ilgi kurar.Aslında insanın hayatını anlamlandırmada temel aldığı değerler ona her zaman hedeflerini gerçekleştirmesini sağlamaz.Çünkü insan değişen hayat durumları içinde yaşar ve bu değişik hayat durumlarından birisi öbürünü izlerken talihsizliklerle başarısızlıklarla karşılaşılabilir.Karşılaştığı bu gibi olaylar onu şimdiye kadar bilmediği,kendisine örtülü kalan yeni bir hayat yönüne çevirebilir.Karşılaştığı bu olaylar onu uyarabilir.İnsan böyle bir bilgiye erişirse o zaman bu bilgiden yola çıkarak yeni bir yolda yürümeye başlayacaktır.
    EK II:TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEHVALAR
    Türk ailesinin fertleri veya misafirleriyle günlük yaşantısınıgeçirdiği mekan olarak oturma odası veya misafir odalarını süsleyen levhalar iç mimarinin insanın veya toplumun davranış kalıplarını nasıl etkilediğine önemli bir örnek oluşturur.Çünkü bu levhalar taşıdıkları anlamlar verdikleri mesajlar ile muhattaplarının davranışlarını etkiler ve yönlendirir.Levhalar güzellikleri taşıdıkları manalar verdikleri mesajlar ile insanı az çok bir hayret ve hayranlık içinde bu duygunun sebebini armaya yönlendirir.Bu arama devam ettikçe o şey hakkındaki hayret ve hayranlığımız da sürer gider Levhalar,sanat nitelikleri taşıdıkları anlam ve verdikleri mesaj ile Türk ailesinin gerk içe gerek dışa doğru olan iletişiminde mühim bir olgu olmuşlardı.Levhalar çağımız insanının evrenin kendisine ait olan küçük bölmesini iyi bilme özelliğine ters düşen bir olgudur.Onların taşıdığı mesaj insanı hayatın tüm alanlarında toplumsal töre ve gelenekler üzerinde,yani insanın kendini gerçekleştirebileceği her konuda düşünmeye zorlar.Böylece insan sıradanlıktan kurtulmak düşüncesiyle ve düşündüklerini hayata aktarma gayretiyle başarmaya özendirilmiş olur.
    EK III:OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
    İnsan varolduğu günden beri mekana biçim vermiştir.Bu biçim verişte onun hayatı algılamasının etkisi çok açıktır.Çünkü insan mekanla sadece fiziksel olmaktan öte psikolojik yönden de ilişki içindedir.Mekana biçim verme ile hayatı anlamlandırma ilişkisi Kur'an ile hayatlarını anlamlandırmış insanların gerçekleştirdiği Vahiy Kültürü/İslam Medeniyeti içinde söz konusudur.Kur'an insanların içinde yaşadıkları mekanlarda Kur'an'a yönelip onu okuyup düşünüp anlamaya ve bizzat yaşamlarında uygulamaya çalişmalarını istemektedir.Bu nedenle coğrafi konum sosyal ilişkiler gibi faktörler yanında yol,sıhhi tesisler,parklar,hastahaneler,camiler,pazar yerleri gibi yapılaşmalar Kur'an-i ilkeler göz önüne alınarak gerçekleştirilmiştir.

    YanıtlaSil
  37. KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE:MEDİNE AKTAŞ//11040022
    III.BÖLÜM :KUR'AN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİ MİDİR?
    Kur'an tefsir kaynaklarından sadece biridir.bunun yanında Peygamberin ve sahabenin açıklamaları da islam alimlerinin hemen hepsi tarafından tefsir kaynakları içinde sayılmıştır.Kur'an'ın açıklanmasında sünnet ikinci kaynak olarak kullanılmaktadır.islam alimleri de bu görüşü savunmuşlardır.çünkü Kur'an peygamberi sadece indirileni tebliğ etmekle memur kılmayıp aynı zamanda ona Kur'an'ı açıklama görevi de vermiştir.Peygamberimizin Kur'an'ın hepsini aççıklaması söz konusu olmasa da gerek ashabın bazı Kur'an ayetleriyle ilgili sorularına cevap olarak,gerekse lüzum hissettiğianda birçok ayeti tefsir ettiğini bilmekteyiz.Peygamber efendimiz Kur'an hakkındaki açıklamalarını genellikle duruma göre yapmıştır.O,bazen umumi bir kelimenin şumulüne giren türlerden birini veya birkaçını zikretmiş,bazen ifadeyi bazen lazımı bazen naniri bazen de semeresi ile tefsir etmiştir.Peygamber efendimizin özellikle pratik hayatla ilgili bağlayıcı ve sınırlayıcı açıklamaları bir yana bırakılırsa Kur'an'da sonraki nesillerin üzerinde düşünmelerine açık geniş bir alanın bulunduğunu söyleyebiliriz.bu durumda sonraki alimlere Kur'an'ı kendi bütünlüğü içinde açıklama yolu her zaman açıktır.Kur'an'ı bütünlüğü içinde anlamaya gayret edenler bir yandan Kur'an'ın sistemli yapısının bahşettiği bütünlüğe ulaştırıcı öelliklerinden yararlanırken öte yandan da çıkmazlara düşme ihtimaliyle karşı karşıya kaldıklarında,Hz. Peygamberin bütünlüğün kavranmasında kendilerine yardımcı olacak açıklamalarından faydalanırlar.Böylece Kur'an zihniyetini daha kolay kavradıkları gibi hadisleri Kur'an'ın bütünlüğü içinde değerlendirme imkanı da bulurlar.
    KUR'AN'IN TEFSİRİNDE SAHABE GÖRÜŞLERİ VE TARİHİ BİLGİLERİN YERİ
    Kur'n'ın parça parça inişini müşahade etmiş ayetlerin inişine sebep teşkil eden olayların içinde yaşamış sahabilerin,bilhassa ilimde söz sahibi olanlarının Kur'an'ın anlaşılması ve açıklanmasındaki mühim mevkilerini gözardı etmek doğru olmaz.Onların gerçekten müşahadeye dayalı tecrübelerinin Kur'an'ın muayyen bölümlerinin daha berrak bir şekilde anlaşılmasındaki payları büyüktür.Bazı müfessirlerin idddia ettiği gibi ne Kur'an'ın müfredlerinin ve terkiblerinin Kur'an dışında hiçbir malzemeye ihtiyaç duyulmaksızın tümüyle anlaşılabileceği ne de Kur'an'ın onda dokuzunun tarihi şartların bilinmesine bağlı olacağı tarzındaki görüş kabul edilebilir.Kur'an üzerinde yapılan çalılmalara göre her iki görüşün de aşırı olduğu kanaatine varılmıştır.Kur'an'ın anlaşılmasında başvurulacak kaynaklar sadece Hz. Peygamber'in açıklamaları,sahabe görüşleri ve tarih kaynakları değildir.İnsanoğlunun her alanda ürettiği bilgi birikimi de Kur'an tefsirinin kaynaklarındandır.Çünkü Kur'an kıyamete kadar gelecek bütün nesillere aynı dinamizmle hitap eder O,her çağın insanıyla gerçekçi zeminlerde ilşki kurar.


    YanıtlaSil
  38. Abdulkadir YILDIZ
    11040353-İDKAB2
    KUR’AN NEDİR?
    GİRİŞ
    -Kur’an her asra hitap edecek yeterlikte semavi bir kitaptır.
    -Kur’an-ı yaşayabilmek için onu anlamak gerekir.
    -Kur’an insandan okunmasını, üzerinde düşünülmesini, anlaşılmasını ve ihlasla açıklanmasını ister.
    -Ümmi bir peygamber olan efendimiz okuma yazma bilmediği halde, onu anlamaya çalışmış ve sahabelerine inen ayetleri okutmuş, yazdırmış ve ezberletmiştir.
    -Peygamberden sonrada sahabe onu iyi bir şekilde anlamaya çalışmış Kur’an üzerinde sürekli düşünmüşler ve peygamberin gittiği yolda devam etmişlerdir.
    -Peygamber ve sahabe Kur’an-ı oku, düşün, anla, yaşa, yani Kur’an-ı hayata tatbik etme usulünü uygulamıştır.
    -Bu kitap ilk olarak Kur’an-ı Kerim-i insan hayatının anlamlandırmasındaki rolünü ve insanın boş bir varlık olmadığını onun hayatta bir amacının olduğunu ve bu amaca Kur’an ile ulaşabileceğini, yani Kur’an-ı anlayıp onu tatbik ettiğinde hayattan lezzet alacağını bize göstermektedir.
    1.BÖLÜM
    İNSANIN ANLAM ARAYIŞI VE KUR’AN- KERİM
    -İnsan var olduğu günden beri kendini ve çevresini anlama çabası içindedir.
    -Kendinin nerden geldiğini bu dünyada ne için yaşadığını, kendisinin üzerine düşen görevleri tam olarak yerine getirip getirmediğini hep sorgulamıştır.
    -Bazı insanlar kendilerinin bir hayvan soyundan geldiklerine bile inanmışlardır. Çünkü onlar kendilerinin ondan olduğunu benimsemişler buna da inanmışlardır.
    -Anlam insan gerçeğinin bir olgusudur. Anlam; görülen, bilincine varılan ve inanmayı da içeren bir şeydir.
    -Gören kimdir? Sorusuna yanıt olarak gören insandır. Çünkü insan eylemlerinin anlamını sorar ve eksik yönlerini görür.
    -Eksik yönlerini doldurmaya çalışır. Aksi halde hayatına anlam veremezse ümitsizliğe düşer ve hayattan tat alamaz hale gelir. Sonu ölüme kadar gidebilir.
    -Nede görmüştür? Sorusuna yanıt olarak kişi anlam görmesi söz konusu olan şeyde anlam görmüştür. Kendinin var olduğunu ve eylemlerinde sorumlu tutulacağını anlar.
    -İnsan eylemlerini yöneten değerler vardır. İlki yüksek değerler. Bunlar sevgi, saygı, doğruluk, masumluk, dürüstlük, insaflılık, vefa ve güvendir. İnsan bu değerlere doğuştan sahip olur.
    -Bu değerlerin gerçekleşmesi için inanın kararlı ve net olması gerekir.
    -İnsan eylemlerinin gerçekleşmesinde araç değerler de vardır. Bu değerler insan ilgi ve menfaat alanının değerleridir. Bu değerler her türlü maddi-manevi değerlerdir. İnsan hayatı büyük ölçüde bu değerlerin gerçekleşmesine bağlıdır.
    -Alışılan değerler, alışkanlıkların, modanın, zevkin, kitle kültürün değerleridir. Temelini toplum ve kültürün oluşturur. İnsan bu değerlere alışkındır.
    -İnsan neyi görmüştür? İnsan hayatını anlamlandıran değerlerin gerçekleşmesini kendinin içinde ve dış dünyada görmüştür.
    -Hayatının anlamını keşfetmesi için ve amaçlarına ulaşması için ilk başta amaca uygun eylem(amel) yapması gerekir. İnsan bir şeyi sevmesiyle ve idealleriyle hayatını anlamlanlandırır.
    -İnsan hayatına anlam vermezse, hedefleri olmaz olamaz.
    -İnsanın varoluşu değişir, öz değişmez.
    -İnsanın varoluşunun sebebi bilgidir.
    -Bilgi nesilden nesile aktarılır buna kültür denir.
    -Kültür insanı gerçekleştirme sürecidir.
    -Bir millete özgü olmayan kültür ortak kültürdür.
    -Kur’an insandan oku, düşün, anla, yaşa ister.
    -Hz. Peygamberde bunu en iyi şekilde hayatına uygulamıştır.
    -Hz. Peygamber nasıl insan olunur insanlara göstermiştir.
    -Hz. Peygamber sahabelerine de aynı şekilde örnek olmuş ve onlara da bu ilkeleri öğretmiştir. Onlarda oku, düşün, anla, yaşayı hayatlarında tatbik etmişlerdir ve bizlere örnek olmuşlardır.

    YanıtlaSil
  39. Abdulkadir YILDIZ
    11040353-İDKAB2

    2.BÖLÜM
    KUR’AN NEDİR?
    -Kur’an Hz. Muhammed’e Arapça olarak indirilmiş bize tevatür yoluyla naklolunan ve Mushaflarda yazılmış bulunan tilavetiyle ibadet edilen mucizevi bir kitaptır. Hz. Peygamber Kur’an-ı tebliğ ve tebyin etmiştir.
    -Kitap olarak ise Kur’an iki kapak arasındaki yazılı yapraklardan oluştuğundan sonuç olarak o da bir kitaptır.
    -Fakat anlam, içeriği ve özellikleri çok farklıdır.
    -İçinde Allah’tan insandan, hayattan, tabiattan ve everenden bahseder.
    -Peygamber kıssalarından, cennet-cehennem ve mükafattan bahseder.
    -İnsan Kur’an ile zirvelere çıkabilir.
    -Onunla amel edilirse, insan meleklerden bile üstün duruma gelir.
    -Tabi bu onu anlamak ve onunla amel etmekle gerçekleşir.
    -Kur’an vahiy yoluyla Peygambere indirilmiştir. Vahiy meleği Cebrail veya Ruh’ül Kudüs(a.s)’dır.
    -Vahiy; ilham almak, haber ve mesaj anlamlarına gelir. Vahiy Peygambere otururken, yatarken, uykuda veya seferdeyken gelmiştir.
    -Kur’an ayetlerden ve surelerden oluşur. Ayet Kur’an da delil, mucize, kıyamet alametleri ve Kur’an da ki cümleler anlamına gelir. Sureler ise; ayetlerle oluşturulmuş belirli bölümlerdir. Her birinin kendeine has isimleri ve konuları vardır.
    -Kur’an da birçok konudan söz edilir. İnsan bu ayetlere muhatap bir varlıktır. Ona göre hayatını anlamlandırır ve hareket eder.
    -Peygamber tefsiri; hali ve kavli’dir. Peygamber Kur’an-ın yaşanılabilir olduğunu göstermiştir. Ayetler kevni ve kavli’dir. Yani hem dünya hayatına dair hem de ahiret hayatına dair birçok meseleye değinmiştir.
    -Kur’an hakkı batıldan ayıran, tilavetiyle amel edilen, insanın hayatını anlamlandıran, fıtratını hatırlatan ilahi bir kitaptır.

    YanıtlaSil
  40. Abdulkadir YILDIZ
    11040353-İDKAB2
    KUR’AN NEDİR?
    EK 1
    BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
    -İnsanın ayakta durabilmesini, hayatın dayanılmaz acılarına katlanabilmemizi sağlayan şey, hayatımıza anlam katan her ne ise ondan kaynaklanan değerlerimizdir.
    -Bizi biz yapan değerlerimiz vardır. Değer belli bir toplumda ya da toplumsal kümede bireylerin olumlu tepki gösterdikleri düşünceler, kurallar, uygulayımlar, maddi nesnelerdir. Değer insan gerçeğinin bir olgusudur. İnsanın kendisini ifade etmesidir.
    -İnsanın hayatına anlam vermesi amel ortaya koyarak, üreterek, eser üreterek, bir şeyi, bir insanı severek, etkileşimde bulunarak, kaçınılmaz acıya karşı tavır geliştirerek yani sabrederek hayatına anlam vermesi gerçekleşir.,
    -İnsanın kendini gerçekleştirme sürecine kültür denir. Bizi biz yapan a değerlerimizdir. Kendimiz gerçekleştirirken değerlerimize ihtiyaç duyarız.
    -İnsana hayatında anlam bulmasında yardım edecek, yol gösterecek bir rehber ihtiyacı vardır. Bu rehber ona kendisini hatırlatır. Onun ne için yaşadığını ve hayatını anlamlandıracak şeyleri ona öğretir. İnsanın belli bir amacı olmazsa ümitsizliğe düşer ve psikolojik sorunlarla uğraşır. Bu rehber ona bu konularda yardımcı olur.
    EK 2
    TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEVHALAR
    -Türk ailesinin fertleri ve misafirleriyle çokça vakit geçirdiği oturma odaları ve salonlardaki levhalar insanı etkilemektedir.
    -Bu levhalar insanın ve toplumun davranışlarını etkilemektedir.
    -Levhalar güzellikleri, taşıdıkları manalar, verdikleri mesajlar, ile insanı az çok hayret ve hayranlık içinde bu duygunun sebebini ve gerçek illetini aramaya insanı yönlendirir..
    -Levhaların her an zihinlere sunduğu insani değerlerin daim a yaşanılabilir kılınması hedefi artık yoktur. Her şeyden haberdar fakat daha komşusunun adını bilmeyen, televizyondaki dizileri izlemeye can atan, zihni işgale uğramış insanımız levhalardan tamamen uzaklaşmıştır.
    EK 3
    OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
    -İnsan var olduğu günden beri çevresindeki mekanlara şekil vermiştir. Bu biçim verişte onun hayatı algılaması, anlamlandırmasının etkisi çok açıktır. Çünkü insan mekanla sadece fiziksel olmaktan çok psikolojik yönden de ilişki içindedir.
    -İnsanın bu özelliği mimariyi doğurmuştur. İnsanlar evlerini ve gittikleri mekanları güzelleştirmeye çalışmışlardır. Bunun sonucunda Osmanlı da cami, saray, kemer ,çeşme vb. mimari yapılarda kendi kültürüne ve inancına sahip ifadeleri bu eserlerde kullanmışlardır. Bunun en güzel örneğini Edirne deki Selimiye Camisinde görmekteyiz. Kubbesi bir tanedir kubbenin etrafında la ilahe illallah ve ihlas suresi yazılıdır. Bu tevhidi yani Allah’ ın bir ve tek olduğunu gösterir. Pencerelerin 99 tane oluşu esma-ül hüsnayı ifade eder. Külliyenin tümünde 32 kapı oluşu 32 farzı ifade etmektedir. Bunlarda gösteriyor ki Osmanlı da ki tüm eserlerde inancın ve kültürün etkisi açıkça görülmektedir.

    YanıtlaSil
  41. KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
    Abdulkadir YILDIZ
    11040353-İDKAB2
    GİRİŞ
    -Kur’an’ın anlaşılması için yine Kur’an’a başvurmak gerekmektedir. Kur’an tefsirinin kaynağı hiç şüphesiz yine Kur’an dır.
    -Fakat Kur’an’ın anlaşılması içinde Kur’an’ı parça parça değil bir bütün halinde incelemek gerekir.
    -Bu kitabın amacı da Kur’an’ın anaşılmasında onu bir bütün olarak ele almak gerektiğini bize göstermektedir.
    -Bunu yapabilmek içinde okuyucuya çeşitli metodlar göstermektedir.
    -Kur’an’ı incelerken onun özelliklerini de iyi bilmek gerekir. Kur’an bir bütündür, açık ve anlaşılırdır, çelişkilerden uzak bir kitaptır.
    Bu özelliklerini bildikten sonra onu bir bütün halinde belirli metodlarla anlaşılabileceğini kitap bize gösterecektir.
    1.BÖLÜM
    KUR’AN’IN KENDİ BÜTÜNLÜĞÜ İÇİNDE ANLAŞILMASI
    -Kur’an-ı anlarken öncelikle cümle ve ayet bazında anlatılmak isteneni tespit etmek gerekmektedir.
    -Bir ayeti anlamak için o ayetten öncekine ve sonrakine bakılması gerekir. Eğer böyle yapılmazsa yanlış anlamlar çıkabilir.
    -Kur’an-ı anlamak için bir konu hakkında bir ayete bakmak iyi değildir. Bu konu ile ilgili Kur’an da ki genel ifadelere de bakmak gerekir. Yani Kur’an-ı bir bütün olarak incelemek gerekir.
    -Kur’an kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılmıyor. Bunun iki sebebi vardır. Bunun bir tanesi sübjektiflik, diğeri ise anlaşılmada kullanılan yanlış metodlardır.
    -Kur’an-ı anlarken ön yargılı olmamalıyız, belirli düşüncelerle onu anlamaya çalışmak yanlıştır.
    -Kur’an’ı yorumlayanların, kendilerinin veya görüşlerini benimsedikleri önceki alimlerin fikirlerini esas alarak değil, Kur’an’ı Kur’an’ın düşünce sistemi içerisinde anlamaları gerekir.
    -Tarihte ve günümüzde Kur’an’ı , kendi fikri temayülleri istikametinde peşin hükümcü bir tavırla tefsir etmek isteyenler eksik olmamıştır. İslam da bilhassa siyasi itikadi fırkalaşma hareketlerinin başlamasıyla Kur’an’ı çoğu zaman ön yargılı tefsir edilme yoluna gidilmiştir.
    -Ön yargılı yaklaşımlar, Kur’an bütünlüğünün göz ardı edilmesi sonucunu doğurmuştur.
    -Bütünlük itibara alınmayınca hemen herkesin Kur’an da kendi doğrularına dayanaklar bulmasıda son derece kolaydır.
    -Sonuç olarak Kur’an’ı siyasi, itikadi meselelerden uzak, kendi bütünlüğü içerisinde incelemek çok doğru bir davranıştır.
    -Kur’an’ı anlayamayışımızın ikinci sebebi kullanılan metodlardır.
    Kelamcılar, Kur’an düşüncesini, beşere hitap eden , onların bütün arzularına karşılık veren, umumi tabiatına uygun olarak müstakil bir kalıba yerleştirmek yerine, sadece zihni mantık kaidelerinin içine dökmüşler, kafalarındaki felsefi kalıplarla Kur’an arasında bir bağ kurmaya çalışmışlardır. Bu tavırlarıyla Kur’an ı odak noktası olmaktan çıkarmışlar, ve Kur’an dışı kavramlarla Kur’an ı anlamaya çalışmışlardır. Böyle yaparak Kur’an-i sistemi zedelemişler ve onun bütünlüğünü göz önünde tutmayarak yanlış tefsir etmişlerdir.
    -Kur’an araştırmacıları Kur’an’ın bütün birimleriyle bir sistem oluşturduğunu unutarak mevcut teorik ve pratik olguları esas almakta, Kur’an’ın bazı genel prensiplerini ön plana çıkararak, özel hükümler taşıyan bölümlerini bu istikamette yorumlamaya çalışmaktadırlar.
    -Kur’an’ın anlaşılmasında metodlara dikkat etmek gerekir.
    -Bütüncü yaklaşımdan uzak olmakla Kur’an-ı bir bütün olarak anlaşılmasında en büyük hatalardan biridir.
    -Bu konu daha çok tefsir ile ilgilidir. Bir ayet açıklanırken her yönüyle ele alınıp, bütünlük içerisinde ortaya koymak istendiğinde çok sayıda ayetin bir araya getirilip senteze gidilmesi gerekir.
    -Kur’an ilimlerinin Kur’an’ın anlaşılması hususundaki fonksiyonlarının tek tek veya bir bütün olarak incelenmesine ihtiyaç vardır. Bu olmadığı takdirde Kur’an’ı tam olarak anlayamayız. Tefsircilerde buna riayet etmiş ve Kur’an’ı bir bütün olarak ele almışlar ve açıklamışlardır.

    YanıtlaSil
  42. Abdulkadir YILDIZ
    11040353-İDKABÖ-2
    2.BÖLÜM
    KUR’AN’IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
    -Kur’an’ın bir kısmı, bir kısmını tefsir eder.
    -Kur’an içinde geçen mübhem ayetleri bir başka ayette açıkça zikretmiştir.
    -Bu çerçeveden baktığımızda Kur’an kendi içinde bulunan ismi mefsulleri, zamirleri, bilinmeyen zaman ve mekanları, künyesiyle zikredilmiş isimleri bir diğer ayette bu yazdığımız bütün konuları açıklamışır.
    -Kur’an da kelimeler bazen mecaz anlamlarında bazen de gerçek anlamlarında kullanılmıstır. Bunun nedeni ise kelimeleri daha tesirli hale getirmek içindir.Kur’an da buna çokça rastlıyoruz.Böyle kelimeler Kur’an da çokça gözükmektedir.Kullandığı mecazlar insanı gerçekten çok etkilemektedir.
    -Ayrıca Kur’an kısaca geçtiği konulara daha sonraki pasajlarda tekrar dönüyor ve konu daha iyi analaşılıyor.Örneğin imandan bahsedilen ayetlerde imanın şartlarından pek fazla söz edilmez daha sonraki ayetlerde bunlara değinir.
    -Bu da bize gösteriyor ki aslında Kur’an kendi kendisini tefsir etmiştir.Yani Kur’an ı Kur’an ile anlamak gerekir.
    -Fakat zaman ve mekan, kişiler, teknoloji,tıp ilelediği için Kur’an’ı tefsirciler kendi dönemlerine göre anlamışlardır.Ve bizlere aktarmışlardır.
    3.BÖLÜM
    KUR’AN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİMİDİR?
    -Kur’an tefsir kaynaklarından sadece bir tanesidir. Bunun yanında Peygamberin sünneti, sahabenin görüşleri ve birçok alimin görüşleri de tefsir kaynaklardan sayılmaktadır.
    -Alimler sünneti Kur’an dan sonra ikinci kaynak olarak görmüşlerdir. Bunun sebebi ise Hz. Peygamber sadece indirilen ayetleri tebliğ etmemiş aynı zananda açıklamıştır.
    -Hz. Peygamber Kur’an da açıkça zikredilmeyen hususları tek tek açıklamıştır. Örneğin; namaz kılmayı, zekat vermeyi , hacca gitmeyi, abdest almayı Kur’an emretmiştir fakat nasıl yapılacağı ayetlerde yoktur. Hz. Peygamber bütün bunları yapıp göstererek insanlara anlatmıştır. Yani Hz. Peygamberin sünneti tefsirin ikinci büyük kaynağı olmayı buradan almıştır.
    -Tefsir kaynaklarından bir diğeri de sahabenin beyanıdır.
    -Sahabe Kur’an’ın nüzulüne şahit olmuşlardır . Hangi ayetin ne sebeple kime indirildiğini en iyi bilenlerdir.
    -Bu bağlamda onlar ilimleriyle yaşadıkları hayatla uyguladıkları sünnetle tefsirin kaynakları arasında önemli bir yere sahiptir.
    -Tarihi bilgiler de tefsire önemli katkılar sağlamaktadır. Çünkü bir ayetin hangi olaya bağlı olarak indiğini tarihi veriler ışığında anlayabiliyoruz. Tarihi bilgilerde tefsirde önemli bir yere sahiptir.Genel olarak baktığımız da Kur’an kendini açıklamaya yeterli değildir.Hz. Peygamberin sünneti, sahabenin beyanı ve tarihi bilgiler tefsire yardımcı kaynaklardır.

    YanıtlaSil
  43. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  44. MERYEM SÖZER 11040463 İDKAB 2

    KUR'AN NEDİR? I BÖLÜM
    Kur'anı Kerim insanın hayatını anlamlandıran bir kitaptır.Herkese hitap edecek semavi bir kitaptır.Ayetlerin tümü insanı anlatır ve insana yaşam boyu eğitimi zorunlu kılar.Sahabiler Kur'anı Kerimi yaşanan hayata uyarlamışlardır.Onun buyruklarını elle tutulur gözle görülür hale getirmişlerdir.Kur'anı Kerimi anlamlandırmak için onunla hayatını anlamlandıran kişiler göz önünde bulundurulmalıdır.Kur'anı Kerimin anlaşılması bir binayı inşa etmek gibidir.Kur'an insan hayatına yön vermek için indirilmiştir
    İnsan var olduğu günden itibaren evreni anlamaya çalışmıştır.En az tanıyabildiği varlık ise kendisi olmuştur.İnsanın anlam arayışı onun fıtri bir kabiliyetidir.Her insan yeteneklerinde bir anlam görür.İnandım iman ettim sözünün sorumluluğunu taşımalıdır.İnsanların ilk hedefleri hayatlarında bir amaç ve anlam bulmaktır.Hayatı anlamlandırmak için her türlü yön ve yöntemleri araştırmıştır.Filozof ve düşünürlerin de toplum ve zamanları üzerinde etkileri vardır.İnsan hayatı anlamlandırırken fıtratını tatmin etmek ister.Her bir bilgi kendimizi tanımamıza imkan vermektedir.Anlam fitri imkanlardan birini ifade etmektedir.Anlam inanmayi içermektedir.İnsan hatatını anlamlandırmak için mücadele eder.Önüne çıkan engelleri aşmaya çalışır. İnsan arayış içinde olması fıtratının özelliğidir.İnsan hayatını anlamlandıran bir şey görmesi ve gerçekleştirmek istemesi varoluşunu gerçekleştirmesidir.
    Yüksek değerler : sevgi güven...keşfedilmiş değerlerdir. İnsanlar bunlar için çekişmezler.
    Araç vasıta değerler: Maddi manevi değerlerdir. Bu değerler için rekabet ederler.
    Alışılan gerçekler: Zevk, moda davranış kurallarıdır. İnsanlar bu değer çerçevesinde hayatına anlam verir. Musibet ve sıkıntılara sabreder. Kendisini gerçekleştirir. Anlam inanmayı içerir. Fıtrat varoluştan gelir. İnsan sürekli iletişim içindedir. Bilgi sayesinde yeni davranışlar kazanır. Nesilden nesle aktararak bilgi büyür ve insanın ortak malı olur .Buna kültür denir. Kültür insanın kendisini gerçekleştirmesidir. İnsan hayatını anlamlandırmak için rehbere ihtiyaç duyarlar. İnsan fıtri değerlere sahiptir. İnsan hayatının imtihan olması vahiyle gelen emirle ve yasaklardır . Kur'an’ı Kerim insanın hayatını anlamlandıran vahiy kitabıdır .Kur'an ile gerçekleştirilmiş insan Allaha yönelir ve yüksek ahlaki değerlerde yaşar. Kendisini ne kadar çok verir ise o kadar insan olur.

    YanıtlaSil
  45. KUR'ANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE I BÖLÜM
    Kur'an bütünlük içerisinde incelenmelidir. Kur'an’ı anlamak için cümle bütünlüğü içerisinde anlamaya çalışmak gerekir.Ayetlerin bütünlük içerisinde anlaşılması çok önemlidir. Kur'an’ın uluhiyeti ile ilgili zihniyetlerin bir cephesini ele almaktır.Kur'an en küçük parçasından en büyük parçasına kadar bir uyumluluk ve bütünlük içerisindedir. Kur'an’ın kelimelerinde yeni manalar kazandırmaktadır.Bunlarda Kur'anın bütünlüğü içerisinde olmalıdır.Kullanıldıkları mana çerçevelerinde değişik anlamlar kazanmaktadır.Kur'anın bütün olduğu gerçeği önceden beri bilinmektedir.Kur'an bütünçül bir yaklaşımla anlaşılır bir şekilde insanlara sunma gayreti içerisindedir.Değişik boyutlar kazanılmaktadır. Kur'an
    kur'anla anlaşılmaya çalışılmıştır.Kur'an mana bakımından siyak sibak ortamında ve ayetler üzerinde fikir etmek gerekir.Kur'an üzerinde düşünülmesini istemektedir.Kur'anın açıklanması yine onu okuyanlara aittir.Bütün görüşlerin ortak noktası Kur'an dır.Kur'ana ön yargılı yaklaşılmamalıdır.Kur'anı yorumlayanlar kendi görüşlerini değil Kur'anın düşünme sistemi içinde açıklamalıdır.
    Kur'an çelişkiden uzak şekilde kabul edilir.İnsanlar her şeyden etkilenir.Kur'anı anlamaya çalışanlar çelişkisiz tutarlılıga ulaşmak için mücadele etmelidir.Kur'an dünya ve ahirette iyi yaşamak için indirilmiştir.İnsanı konu alır.Ön yargısız incelendiğinde Kur'anın iletmek istediklerini iyi bir şekilde görürüz.Subjektif yaklaşımdan uzak durmalıdır.Siyak sibak çerçevesinde açıklanmalıdır.Kur'anın yorumlanması onun bütünlüğünü bozmaktadır.
    Kur'anı ayet ayet tefsir etmek Kur'anın bütünçül bir yaklaşımda olmasıdır.Ayetlerin bir araya getirilmesi gerekir.Kur'an hiç değiştirilmeden Allah katından günümüze kadar gelmiştir.Kur'an ilimleri ortaya çıkan ilimlerin bütün olarak anlaşılması olumsuz etkilerde bulunmuştur.Kur'an ayrıntılı bir şekilde incelenip günümüze gelmiştir.

    MERYEM SÖZER 11040463 İDKAB 2

    YanıtlaSil
  46. MERYEM SÖZER 11040463 İDKAB 2
    KUR'AN NEDİR II. BÖLÜM
    Kur'an Hz.Muhammed'e (s.a.v.) arapça olarak parça parça vahiy yoluyla indirilmiştir. Tevatür yoluyla nakledilmiştir.Mushaflara yazılmıstır.Kur'an Hz Muhammedin en büyük mucizelerindendir.Kur'an ilahi bir kıtabtır.Sahabeler Kur'anı ezbere bilirlerdi.Hafızlık çok yaygındı. Allahın kelamıdır.Kelimeleri harfleri... hayranlık vericidir.Birbirlerine benzeyen kelimeler,harfler,ayetler,surelerden oluşur.Kur'andaki hükümler içiçedir.Kur'anın Allahın kelamı olduğuna dair ayetlerde yer alır.Kur'anın Kur'an isminden başka bir çok ismi Kur'anda geçmektedir.Kur'anın ilk emri oku sözcüğü ile okumaya ve ilme değer verilmiştir.İnsan hep arayış içinde bulunmasının sebebi eksik olarak yaratılmasındandır.Insanda bu şekilde evreni tabiatı öğrenme merakı içinde olur.Kur'an iki kapak arasında yazılı yapraklardan oluşmasından dolayı diğer kitablar ile bu yönyen ortakdır.Adı bakımından eşsiz benzersiz Allahın kelamı içindekiler bakımından diğerlerinde çok farklı özellikleri vardır.Kur'an insanların rehberidir.İnsan bir tek Allaha iman eder.Semavi kitabların yanlış anlaşılması ve tefsir edilmeleri ile tevhid inancının koybolmasına engel olmak için indirilmiştir. Kur'an yüksek ahlaki değerleri korumuştur.Bütün peygamberler Hz.Muhammed (s.a.v) gibi tevhide çağırmışlardır.Hiçkimse Kur'anın tek bir ayetine,kelimesine söz söylenmemiştir.Kur'an vahiy yolu ile inmiştir.Vahiy elçi göndemek, ilham,seslenmek,ilham gizlice söz söylemek manalarına gelmektedir.Terim olarak Allahın dilediği seyleri peygamberlerine muhtelif hallerden biriyle birdilmesidir.Peygamberimiz vahyin hayatımızı anlamlandırmada en somut örnegidir.Peygamberimizde insandır.Allah Cebrail vasıtasıyla Kur'anı Hz.Muhammed'in kalbine açık net bir şekilde Arapça dilinde indirmiştir.Hz.Muhammed Kur'anı sahabelere ezberletmiş ve yazdırmıstır.Kur'anı tefsir etmiştir.Ayetler biler delirdir.Ayetler Allahın delilidir.Kur'anın tamamına ayet denir.Kur'an ayetlerden meydana gelmektedir.Ayetlerin başı ve sonu bellidir.İnsanlar hayatlarını Kur'andaki ayetleri okuyarak anlamlandırmalıdır.Mucize tabiat kanunlarını aşan Allah'ın kuvveti ile gercekleşebilen olaylardırMucizeler inanma eylemi sonucu gerçekleşir.Kur'an en büyük mucizelerdendir.Kur'an El kitab ismi ile 230 defa Kur'anda geçer.El furkan ismi altı ayette geçmektedir.El Zikr ismide geçmektedir.Allah insanları en iyi bilendir.Anlam arayışımızda fıtri dengemizi korumak ve rehber olarak peygamberler göndermiştir.Hz.Muhammed Kur'an ahlakı ile ahlaklanmıştır.Kıyamete kadar insanların rehberidir.

    YanıtlaSil
  47. KUR'ANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE II.BÖLÜM

    Kur'an bir kısmı kısmını tefsir etmektedir.Kur'an bütünlülük içerisinde anlaşılmaktadır.Belli konularda kesin kayıtsız tavrını koymaktadır.Bazı konularda mümünlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer vermektedir.Yahudi ve hiristiyanlar ile dost edinmemizi yasaklarken imran süresinin 28 maddesinde istisna getirmektedir. Yahudi , hiristiyanlarla sadece siyasi bakımından ve sadece hoş geçinmek için dost olmamıza izin vermektedir.Gönülden dostluğa izin vermemektedir. Kalblerin mühürlenmesi insanların yapıp etmeleri sonucu kalbleri mühürlenir. Kalplerin mühürlenenler iman konusundan uzak olur.Bir kısmının inanabileceği gerçeği Kur'an da nisa süresinin 155 ayetinde açıkça görmekteyiz. Allah’ın şefaati Allah’ın izni ile gerçeklebilecekdir.Kur'an bütünlük içerisinde anlaşıldığı kadarı ile insanın acizliğini ve Allah’ın kudret ve azametini vurgulayarak Allaha teslim olma duygusu zihinlere yerleştirmektedir.Allah bazı insanları helak etmiştir.Buda o nesillerin kendi yaptıkları davranışlar sonucu helak olmuştur.Allah rahmam ve rahimdir.Hiçkimseyi helak etmez ancak Allah helak ettiği nesil yaptıkları sey çok büyük derecede helak olmuştur.Kur'anda bir kelimeyi yerine ve konularına göre açıklık getilirmelidir.Bir kelimeyi Kur'anın bütününde aynı anlamlarda kullanılmamalıdır.Araplarda bir kelime bir çok değişik yerde değişik manalarda kullanılmaktadır.Arap dilinin özelliği olarak kelimeler iki veya daha fazla manalara çekebilmektedir.Kur'an şahıs isimleri, zamirleri, ismi işaretleri kullanmaktadır.Kur'an bütün herkesi, alemi kuşatan bir kitabtır.Kur'an insanların zihniyetlerine yerleştirilmesini ve mesajların iletilmesi için çaba göstermiştir.Mesajlar anlaşılır,kavranabilir ve net sekildedir.Bu özellileri asla kaybetmez.Kur'an şahıs ve nesne adlarını açıkca vermemektedir.Onları ismi mevsullerle anlatmaktadır.Kur'an arapça kitap olması ile arap dilinin bütün özellikleri kendisinde bulundurmaktadır.Kur'anda zamirler çok kullanılmıştır.Kur'anda bahsetilenj kişilerin isimlerini Kur'anı bütünlük içinde okuyarak içindeki parçalardan mesajlardan öğrenilmektedir.Zaman mekan olarak kehf süresi örnek verilmektedir. Kehf süresinin 11. Ayetinde uzun yıllar mağarada uyuduklarından bahsetilmektedir.Başka ayette 309 yıl yattıkları söylenmekle beraber belirli hale gelmiştir.Kur'an kısaca işaret ettiği konulara tekrar dönüyor ve geniş bir şekilde açıklanıyor.Bazen kısa öz bir şekilde iki kelime açıklık getirmektedir. Kur'anı anlayıp yorumlamak için arap dili edebiyatını bilmek gerekir.Her dilde yazarlar hakikat ve mecaz unsurlarını,ortama, zamana,şartlara göre kullanırlar.Kelimeler bazen gerçek bazende mecaz anlanlarda kullanılmakdır.Kur'anda arapça olarak bu unsurları kullanmaktadir.Sadece bunlar değil bitin hususları göz önüne almaktadır.Kur'anın çelişkili noktaları akıl ve mantık doğrultusunda Kur'an içinde tespit etmek gerekir.Bu şekilde de Kur'anın çelişkisiz daha iyi net bir şekilde tefsir edilmiş olunur.Ve dikkat edilecek yerlerde öğrenilmiş olundu.

    Meryem Sözer 11040463 İDKAB2

    YanıtlaSil
  48. KURAN NEDİR 1. BÖLÜM
    İNSANIN ANLAM ARAYIŞI VE KURANI KERİM
    İnsan varlığından bu yana sürekli bir anlam arayışı içerisinde olmuştur.Bu anlam arayışı insanın, insan olduğunu ifade eden en önemli delillerden biridir.İşte insandaki bu anlam arayışı insanın fıtratında/özünde vardır.Hiçbir insan kendi davranışını ve yaşayışını anlamsız bulmaz.Brezilya’nın kuzeyinde yaşayan Tunay kabilesi suda yaşar hayvanlar olduklarına inanırlar ve bu onlar için anlamlıdır.Bu anlamlandırma insanın hayatta kalmasını sağlar.Çünkü imsanın hayatına anlam vermemesi onun yaşama sevincini kaybetmesi demektir.Bu yüzden insanın hayatında anlamlı bir şeyler olması oldukça önemlidir.
    İNSANIN ANLAM ARAYIŞI NASIL GERÇEKLEŞİR
    İnsanın anlam arayışı tabirindeki anlam kelimesi insanın yapıp etmelerini yöneten somut varlık bütününe ait, bu varlık bütününde temelini bulan fıtrı imkanlarındandır.Anlam insan gerçeğinin bir olgusudur.Bu kelime daha çok inanmayı içerir.İnsan inanmayan bir varlık olsaydı bir amacı olmazdı.
    1.Gören kimdir: İnsanı hayatı akış içindedir.Bu akış içinde insan bir takım eylemler yapar.Bu eylemker hayatını anlamlı kılmak içindir.Ayrıca bu eylemlerini sorgular.İnsanın eylemleriyle onların ürünlerinin birlikte bir anlamı vardır.Dolayısıyla gören varlık insandır.
    2.Ne de görmüştür: İnsan kendisi için anlam ifade eden şeyde görmüştür.Bazı insanlar hayatına anlam katabilir, bazıları ise katamaz.Bunları farklı sebepleri vardır.
    -nesneleri kavrayışları farklı olabilir
    -bilgi seviyeleri farklı olabilir
    -zaman, mekan, kültür farklılıkları olabilir
    İnsanın eylemlerini yöneten değerler 3 gruba ayrılır:
    a.Yüksek değerler: İnsanın doğuştan sahip olduğu değerlerdir.Sevgi, saygı, güvenme, dostluk, dürüslük vb.Bu değerlerin gerçekleşmesi insanın elinde olan bir şeydir.İnsan karar vererek bunları gerçekleştirir.
    b.Araç/vasıta değerler: Bunlarda doğuştan gelir.Fayda,çıkar, çekememezlik, haset vb.Çıkar beklenilen değerlerdir.Karar verme ile gerçekleştirilir.
    c.Alışılan değerler: Alışkanlıklarla ilgilidir.İnsanda otomatikleşen eylemleri kazandırır.Çağa, topluma ve kültüre göre değişir.
    3.Neyi görmüştür: İnsan hayatın anlamlandırmasında gerçekleştirdiği eylemleri değerli görür.Hayatın anlamını gerçekleştirmesi 2 yönde olur:
    -İç dünya (kişinin kendi içinde)
    -dış dünya (evren)
    4.Nasıl görmüştür: Kişi ile nesne arasında vukua gelen ilişki sonucunda varlık koşulları ortaya çıkar.İnsan zihninin içinde hareket ettiği ortam zihniyettir.İnsanları akıl yürütmeleri biçimseldir, belli kalıpları vardır.Bu her insanda aynıdır.Akıl yürütmeler içerik kazanıncafarklılık oluşur.Akıl yürütme biçimleri insanı yönlendirmez insanı yölendiren içeriği teşkil eden kavramlara kullanan kişinin verdiği anlamdır.
    İnsanda 2 ayrı ana zihniyet vardır.Bunlar:
    -Büyüsel zihniyet
    -Olgusal eleştirisel zihniyet
    İnsanın hayatına anlam bulabilmesi için yol gösterecek bir rehbere ihtiyacı vardır.İnsan hayatında ulaştığı ulaşmayı istediği ve ulaşması gerekenler arasında düşünüp durur.Vahiy insana insanlıkta kemalata ermenin yollarını gösterir.İnsanı iman etmesi için zorlamaz sadece ona seslenir.İnsana ‘’oku, düşün, anla, yaşa’’ der.

    YanıtlaSil
  49. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  50. KURANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 1.BÖLÜM
    KURANIN KURANLA TEFSİRİNDEN NEYİ ANLIYORUZ
    Kuranın kuranla tefsiri ilgili konunun kuranın bütünü içerisinde o konuyla ilgili bütün sure ve ayatlere bakarak açıklanmasıdır.
    Kuranın bütünlüğü içerisindeki bu incelemeler 3 çerçeve de ele alınmıştır.Bunlar: Ayet çerçevesi, siyak sibak çerçevesi ve kuranın bütünlüğü çerçevesi.
    1.Ayet çerçevesi: Kuranı anlarken öncelikle ayat bazında anlatılmak istenilenleri anlamak gerekir.
    Bakara 275. Ayette faiz yiyenlerin kıyamet günü göreceği muameleden bahsediliyor.Ayetin devamında onların niçin böyle bir duruma maruz kalacağı belirtilmiştir.Eğer ayetin devamına bakılmazsa farklı bir sonuca varılabilir.
    2.Siyak sibak çerçevesi: Herhangi bir ifadeden önceki vesonraki ifadelerdir.Kuran bazen aynı konuyla ilgili ayetleri peş peşe sıralar.Ard arda gelen bu ayetlerin çoğu zaman ortak bir hedefi vardır.Dolayısıyla böyle bir ayetin ve ayat grbunun tek başına başka bir mana ile manalandırılması doğru olmaz.
    Duhan suresinin 49.ayetinde geçen aziz ve kerim kelimeleri gerçek anlamda kullnılmamıştır.Bunları gerçek anlamlarıyla anlamak anlatılamak istenene uydun değildir.Ayrıca bu surede 43. Ayetten itibaren günahkarların cehennemdeki durumlarından bahsedilmiştir.Allahın günahkarlardan aziz ve kerim olarak bahsetmesi mümkün değildir.
    3.Kuranın bütünlüğü çerçevesi: Kuranın bütün parçaları birbiriyle uyum halindedir.Kelimeler, çeşitli cümle ve anlam çerçevesindeki anlamlarının tespiti, kazandıkları yeni mananın kavranması kuranın bütünlüğü içerisinde mümkün olmaktadır.
    Kuranın yaratılanlar ve olaylarla ilgili ayetleride birbiriyle bağlantılıdır.Mesela kurandaki Allah anlayışını kavrayabşlmek için sadece Allah, sıfatları ve fiilleriyle alakalı ayetlere bakmak yeterli olmayacaktır.Bunun yanında insanla ilgiliayetlere peygamberlik ve diğe varlıkların durumunu anlatan ifadelere de bakmak gerekmektedir.
    KURANIN KENDİ BÜTÜNLÜĞÜ İÇERİSİNDE ANLAMAYA ENGEL FAKTÖRLER
    Kuran açıklanırken veye hüküm çıkarırkan 2 ana yol izlenmiştir:
    1.Kuranın muhataplara sunduğu gerçekleri hayatta karşılaştırabilicek durumlara göre tesbit edilmiş
    2.Kuranın ihtiva ettiği emirler, yasaklar ve diğer konular belirlenip bunun ardından o presiplerin hayata geçirilmesi
    Bu yolları her ikisinde de temel kurandır.
    Önceden edinilen görüşlerin kurana onaylatılmak istenmesi kuranı rehber olmaktan çıkarır.Kuranı böyle kullananları iki başlık altında toplayabiliriz: Subjektiflikten kaynaklanan hata, Metoddan kaynaklanan hata.

    a.Subjektiflikten kaynaklanan hata : Kuranın kendi bütünlüğü içinde anlaşılmasının vazgeçilmez unsurlarından biri ve en önemlisi önyargısız olmaktır.Önceki yoromlardan faydalanılabilir.Fakat bunlara körü körüne bağlanmak dpğru değildir.Bu yorumlar kuranı anlamak için yardımcı unsurlardır.
    Kendi şahsi çıkarları için ve fikrimize dayanak bulmak amacıyla kuranın yanlızca belirli yerlerini gösterip yanlızca bunları açıklayanlar kuarnı kerimin yüceliğine aykırı bir iş yapmış olurlar.Çünkü kuran bütünlüğüyle incelenmeli anlamlarda bu bütün içerisinden çıkarılmalıdır.
    b.Metoddan kaynaklanan hata: Kuran teori ile pratiği birbirinden ayırmaz.O yanlızca bigi kitabı olarak telekki edilimemelidir.Kuran çeşitli konularda kendine has bir uslup sunuyor. Mesela itikad esaslarını sunarken bunlara inanılmasını, ruhlara tesirini istiyor ve davranışlarda görülmesini umuyor.İnancın aynı zamanda hayata tatbik edilmesini insanlardan istiyor.
    Müslümanlar zaman zaman kuranı rehber olmaktan çıkarıp konularına müdahale edilen bir kitap durumuna sokmak hatasına düşüyor.
    Müslümanların kuranı bütün konulara dahil etmesi ona karşı duydukları saygıdan ve yücelik hissinden kaynaklanıyor.Oysa bu kuranı yüceltmekten çok basite inmesine sebep oluyor.Kurna bu şekilde yaklaşmak onun bütünlüğüne zarar vermektedir.
    Hatice ÇETİN İDKAB/2 11040389

    YanıtlaSil
  51. KURAN NEDİR 2. BÖLÜM
    KURAN BİR KİTAPTIR
    Kuran kelimesi
    Kuran hz. Muhammed’e arapça olarak vahiy yoluyla parça parça inidirilip bize tevatür yoluyla naklolunan mucize bir ilahi kitaptır.Kuran bütün özellikleri ile insanı hayatını anlamlandıran hayat veren bir kitaptır.İşte kutsal kitabımız ismiyle kendini bize tanıtmaktadır.Kuranın bir kitapla hem ortak hem farklı özellikleri hem de ayırt edici nitelikleri vardır.
    Kuranın i’caz özelliği, diğer i’caz yönleriyle bütünlük arzeder.Kuranın son derece özlü vekapsamlı bir anlatımı vardır az kelime ile birçok mana anlatır.Kuranın bu mu’ciz içeriğinin en temel konusu tabi olarak tevhid’dir.
    Kuranın gelmesiyle zirveye ulaşan, insanı kemale yürüyüşünde zirveye eriştiren bütünfıtri imkanlarını gerçekleştirmede son noktaya vardıran bir mu’ciz içeriği daha vardır.Kuranın bu muhtevası hem üslup hem de anlam bakımında mucizedir.Daha önce hiçbir vahiyde gelmeyen ilk defa kendisinin söylediği vahiylerdedir.Bunlar tek kelime ile insanın anlam arayışına cevap veren ayetlerdir.İnsan bu ayetlarle hayatını anlamlandırısa kemale yürüyerek Allaha yaklaşır.
    Kuran metni içindeki her kelimede ilahi bir ahank ve musiki kulaga hoş gelen bir ton vardır.O, her haliyle insan sözü olmayıp melek vahyi olduğunu ispatlar.
    KURAN VAHİY MAHSULÜ BİR KİTAPTIR
    Vahiy kelimesi
    Kuranı kerim peygamberimize vahiy yolu ile inmiştir.Vahiy sözcüğünün geldiği köke ve lugat anlamlarına bakarak şöyle bir tarifi yapılabilir: Vahiy, bir bilgiyi, bir işareti yazılı veya sözlü olarak muhataba en hızlı ve en kestirme yoldan ulaştımak anlamını ifade eder.
    Kuran vahyi ile ilgili olarak ifade edilmesi gereken bir konu da onun hem lafız hem de manasıyla Allah katından nazil olduğudur.Bizzat kuran kendisinin hz. Muhammad’ in esesi olmayıp ‘’ muhakkak o kuran, kerim bir resulün getirdiği kelamdır’’buyurulmaktadır.
    KURAN AYET VE SURELERDEN OLUŞAN BİR KİTAPTIR
    Ayet klimesini sözlük anlamları sunlardır:mucize, açık alamet,ibret, belirli delil, bir nesneye delalet edip yakın ifade eden şey, hayrette bırakan görümemiş iş.Kuranı kerim Allahın varlığını ve birliğini ispat etmeyi gaye edinen delillerden çoğunlukla ayet diye söz eder.
    -Kuranı kerimin herhangi bir suresindeki başı veye sonu bulunan,bir veye daha cümleden oluşan birimine ayet denir.Kuran ilimlerine ait bir kavram olarak tarifi budur.Kuranın tamamına da ayet denilir.
    -İnsan ayete muhatap olan varlıktır.İnsan ayeti incelemekle görevli olan varlıktır.
    O halde insanı Allaha yönelten ona gidişine iz ve işaret veren her şey birer delil yani ayettir.
    KUR’AN’DA KUR’AN
    Kuranı kerim hz. Muhammed’e vahiy yoluyla parça parça indirilmiş, mushaflarda yazılmış tevatürle nakledilmiş tilavetiyle ibadet edilen, mucize ilahi, tanrısal bir kitaptır.Bu kutsal kitabın başka isimleri de vardır.Bu isimler bizzat kuranda yer alır. Bunlar kuranla aynı anlama gelen el-kitab, hak ile batılı ayırmak anlamına gelen el-furkan, anmak ve hatırlamak anlamına gelen ez-zikirdir.
    Hatice ÇETİN 11040389

    YanıtlaSil
  52. KUR’ANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 2. BÖLÜM
    KURANIN KENDİ KENDİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
    Kuranın bir kısmı bir kısmını tefsir eder.Bir yerde genel olarak geçen bir mesele başka bir yerde sınıflandırılır.Bir yere belirsiz olarak geçen bir ifade başka bir yerde belirgin hale getirilebilir.
    Kuranın belirli konuları işlerken bazı bölümlerinde mutlak ifadelerle verdiği hususları başka yerde kayıtlayarak verdiği görülür.Kayıtlı ifade hükme medar olma bakımındanher zaman esas alınması diye bir kural yoktur.Kuran belli konularda kesin tavrını ortaya koyarken, o konudaki bazı kayıtlamaların sadece te’kid vazifesi gördüğü bütünlük içerisinde anlaşılmaktadır.
    1.İstisna yoluyla açıklama
    Kuran bazan herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarkan diğer yandan da müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir.Mesela Allah kafirleri, yahudileri , hristiyanları, Allah düşmanlarını ve müşrikleri dost edinmemizi yasaklamıştır.
    Al-i imran suresinin 28. Ayetinin devamında kafirlerin dost edinilmemesi konusunda bir istisna getiriyor. Bu istisnaya göre müminlerin kafirlerin şerrinden korunmak için ihtiyaten onlarla dost olunabileseğini söylüyor.İstisna yoluyla getirilen kayıtlamalara kuranda çokça rastlamakmümkündür.
    2.Bir şeyin sebebini zikretmekle açıklama
    Herhangi bir şayin sebebinin zikredilmesiyle açıklanması kuranın kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılmasında itina gösterilmesi gereken hususlardandır.
    Mesela kuran bazı yerlerde bir takım insanların kalplerinin mühürlendiğğinden bahsedilmektedir.İnsanbu ayetleri okuduğunda ister istsmez cebr anlayışına düşebilir.
    Allah bazı ayetlerde dilerse herhangi bir toplumun hayatiyetine son verip yerine ypyeni bir toplum getirebileceğini açıklamaktadır.İlk nazarda kuranın bukonuyla alakalı olabilecek diğer pasajlarına baktığımızda bu durum muhataba cebr anlayışı doğruymuş gibi gelebilir.Fakat bu ayetleri kuranın diğer bölümlerindeki benzer veya yakın anlamlı ayetlerle düşündüğümüzde cebrin söz konu olmadığını görmekteyiz.
    GENEL İFADELERİN TAHSİS EDİLMESİ
    Kuran giçbir zaman muhatabını kolaycılığa sevk etmemektedir.Adeta okuyucuyaukavrayışını zorlayacak derin bir muhakemeye sevk eder.
    Genel ifadeli bir kelimeyi Kuranın bütününde sadece hususi bir kelimeye hasretmek mümkün değildir.Ancak yerine göre kelamın sevk edildiği ortamda, yerine göre de belirli konuları ele alan kuran ifadelerinde böyle bir açıklama söz konusu olabiliyor.
    Mesele ‘’zaleme’’kelimesi genel anlamlı kelimelerdendir.Bazı yerlerde şirk ve küfür anlamlarında kullanılırken baze sadece yapılan bir hatayı ve haksızlığı gösterir.
    MÜPHEM HUSUSLRIN AÇIKLANMASI
    Kuran teori ile pratiği birlikte düşünen ve varlıklar alemini tümüyle kuşatan, insanlara kendi zihniyetinin boyasını vurmak isteyen bir kitap olarak öncelikle mesajının iletilmesini gaye edinmiştir.İşte bu tür hikmetlere dayanarak zaman zaman bazı hususlar müphem olarak ifade edilmiştir.
    Fatiha suresindeki ‘’ellezine’’ den kast olunanların peygamberler, şehitler ve salihler oldukları diğer bir ayetle anlaşılmaktadır.
    GARİB KELİMELERİN AÇIKLANMASI
    Arapça olan kuran her zaman kolay anlaşıla bilecek kelimelere yer vermemiştir.Mesela Mearic suresinin 19. Ayetinde ‘’heluan’’ kelimesi garibdir ve sonrasındaki iki ayetle manası açıklanmaktadır.Bu kelimenin insanın ruf yönüyle ilgili bir durumu anlattığını sonraki iki ayetten anlıyoruz.
    İFADELERDEKİ İHTİMALLERİN BİR’E İNDİRGENMESİ
    Kuranın dilinde iki veya daha fazla manaya gelebilecek kelimeler yer almaktadır.Bu kelimelere lafz-ı müşterek denmektedir.nisa suresinin 24.ayetinin ilk kelimesi üç farklı anlama gelmektedir.Fakat asıl anlatılmak istenen manayı anlayabilmek için kelemın sevk ediliş tarzı ve gayesine bakmak gerekir.
    KISA VE VECİZ İFADELERİN GENİŞ AÇIKLANMASI
    Kısa ve özlü biçimde temas edilen konuların kuranın diğer birimlerinde açılması kuranın büyük bir bölümünde göze çarpmaktadır.Örneğin inananlardan imandan bahsederken her zman iman hususlarından bahsetmezÇünkü iman konusu bütün yönleriyle işlenmiştir diğer pasajları gözden geçirmek gerekir.
    Hatice ÇETİN 11040389

    YanıtlaSil